Odatv'den Ayşe Baykal'a konuşan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İstanbul'daki seçim sonuçlarını değerlendirdi. "Vaktiyle bize yapılan yanlışları güçlü olunca biz başkalarına yapmamalıyız" diyen Gül, Türkiye'nin demokrasi gücünün büyük olduğuna inandığını söyledi.

Türkiye'nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le bir araya gelen Odatv yazarı Ayşe Baykal, Gül'ün kurulacağı ileri sürülen yeni parti iddialarıyla ilgili ser verip sır vermediğini belirtti.

Gül'ün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan bahsederken 'öfke ve kızgınlık' cümleleri kullanmadığını ifade eden Baykal, "Tayyip Bey ve Abdullah Bey'in siyasi görüş ayrılıklarını şöyle görüyorum: Tayyip Bey dünyayı düşünce dünyasından okuyup değerlendiriyor, Abdullah Bey ise direkt okuyup değerlendiriyor" dedi.

Gül'e "Hakkınızda bu kadar yazılıyor, çiziliyor, hiç mi gaza gelmiyorsunuz?" diye sorduğunu belirten Baykal, Gül'ün "Cumhurbaşkanlığı'ndan ayrıldığım gün günlük siyasete girmeyeceğimi söylemiştim, aksi bir durum bize yakışmaz" dediğini aktardı.

31 Mart seçimleri öncesi ve sonrası yaşananların bir vatandaş kendisini de endişelendirdiğini kaydeden Baykal, Gül'e İstanbul'daki seçim sonuçlarını nasıl değerlendirdiğini sorduğunu ifade ederek şöyle devam etti:

"Gelinen noktanın çok üzücü olduğunu; vaktiyle bize yapılan yanlışları, bizim güçlü olunca başkalarına yapmamamız gerektiğini anlattı. Türkiye’nin demokrasi gücünün büyük olduğuna inandığını söyledi."

'YENİ PARTİYİ KURACAK'

Abdullah Bey’in ofisine gittiğim taksi şoförü 'Abla selamımı söyler misin? Artık kursun şu partiyi...' deyince elçiye zeval olmaz babından taksicinin mesajını iletip; bir cevap alabilir miyim, diye şansımı denedim ama ser verip sır vermedi. Bu konuya girmedi. Elbette ben de herkes gibi daha fazla şey öğrenmek isterdim. Lakin bir tanışma buluşması olduğundan haddimi aşmak istemedim.

"Kurulacak" diyorum çünkü ben Abdullah Bey’in yeni bir parti kuracağına inanıyorum.  Kanımca kuracağı partinin vazgeçilmezleri; evrensel bir dile sahip olması, şeffaflık, hukuk, adalet gibi değerler olacak. Ortak akılla hareket eden bir yapı olacak. Demokrasi ve iç barış olmazsa olmazlardan... Ve üzerinde durduğu önemli hususlardan biri de; evin içini düzene koymadan güçlü olunamayacağı gerçeği. Müslüman ülkelerin hâli hepimizin malumu.

TAYYİP BEY’DEN BAHSEDERKEN...

Abdullah Bey, Tayyip Bey’den bahsederken de öyle öfke ve kızgınlık cümleleri kullanmıyor. 

Tayyip Bey ve Abdullah Bey’in siyasi görüş ayrılıklarını şöyle görüyorum: Tayyip Bey dünyayı düşünce dünyasından okuyup değerlendiriyor, Abdullah Bey ise direkt okuyup değerlendiriyor.  

Bu karşılaştırmayı bir üstünlük arayışıyla yapmıyorum. Geçmişte Erbakan Hoca’yla yaşanan görüş ayrılığını nasıl meşru gördüysem, bugün veya yarın da meşru göreceğim. Olması gerekende bu…

'BİZE YAPILAN YANLIŞLARI BAŞKALARINA YAPMAYALIM'

31 Mart seçimleri öncesi ve sonrası yaşananlar, bir vatandaş olarak herkes gibi beni de endişelendirdi. Kendisine İstanbul’daki seçim sonuçlarını nasıl değerlendirdiğini sordum. Gelinen noktanın çok üzücü olduğunu; vaktiyle bize yapılan yanlışları, bizim güçlü olunca başkalarına yapmamamız gerektiğini anlattı. Türkiye’nin demokrasi gücünün büyük olduğuna inandığını söyledi.

Hayrunnisa Hanım'ın 2014 yılındaki intifadasını başörtülü bir kadın olarak değerli gördüğümü de ilettim. Toplumun verdiği rollerin dışına çıkabilen kadınları seviyorum zira. Benim sözlerime karşılık, Abdullah Bey eşinin adalet duygusunun çok yüksek olduğunu söyledi.

Bunlar benim düşüncelerim, izlenimlerim. Umarım bir gün kendisiyle söyleşi yapma ve sorularıma cevap bulma fırsatım olur."