1/ 'AK Parti  MKYK Ü yesi  Mücahit Birinci  yine  tartışma  çıkaracak açıklamada bulundu. Katıldığı televizyon programında Türkiye nin büyüdüğünü belirten Birinci, yüzde 40`lara ulaştığı iddia edilen enflasyonun gerçek olmadığını söyledi. Birinci enflasyonun psikolojik` olduğunu dile getirerek 2022`nin ilk 4 ayını hedef gösterdi. AK Partili Birinci, vatandaşların ise yaşananlara sabretmesini istedi.  Öte yandan  Birinci, artan fiyatlardan zincir marketleri sorumlu tuttu.'

Ne diyelim!, bu beyefendi ekrana çıktıkça Ak Parti`li seçmeninin kaçtığını görülmüyor mu?

2/ Sabah köşe yazarı  Şebnem Bursalı (WhatsApp gruplarında dolaşan doları 1 liraya düşürme formüllerini siyaset üzerinden tanımlayan mesaja destek çıkmış) 'Bu kinayeli mesaja başka bir cevap veren varsa Bu ülkeyi terk edip  defolup gitsin...'  demiş..

Bu nasıl dil?

Şebnem Bursalı`nın özgül ağırlığı var mı ki?

3/ Günün 'liyakat' vurgusu, İyi Parti Aydın MV Emekli Büyükelçi Aydın Sezgin` den gelmiş 'Dışişleri devletlerin ağırlığını belirler ve geleceğinin güvencesini sağlar Egemen Bağış`ın Büyükelçi tayin edildiği kurum, nasıl adil olmaktan söz edebilir?'

Haklı değil mi?

4/  Ali Poyrazoglu`ndan  'doğru söylem.' 

Usta oyuncu  ( Devlet Sanatçısı unvanıyla ilgili olarak) 'Ben kabul ettim. Benim anlayışıma göre devlet sana elini uzatırsa sen o eli sıkmalısın' demiş.

  %100 anı fikirdeyiz..

5/ Ak Parti eski MV, MKYK üyesi Metin Külünk ' 5 saatte Atina`dayız demiş, akıllara '3 saatte Şam a varır, Emevi Camii nde namaz kılarız' gelmiş. Ve,   Sedat Peker`de cevabı yapıştırmış 'Rusya`dan izin almadan sınırımızın hemen ötesinde bile uçurtma dahi uçuramıyorsunuz'

6/ Gazeteci Cüneyt Özdemir, İyi Parti MV  Durmuş Yılmaz a 'Değdi mi bu kadar insanı uykusuz bırakmaya?' diye sitem etmiş! Gece 12.00 de, 02.00 de öğrenip de ne yapacaktınız ki?

  Bakan ha Ahmet olsun, ha Ayşe! 

Ne olacaktı? 

Sabaha kadar dolar mı düşecekti?

7/ Ak Parti MV Bülent Turan 'Yatağa açgiren tek bir vatandaşımız varsa sorumlusu biziz' İktidar olmak sorumluluk almayı gerektirir' demiş..

Siyaseten  doğru söylem olmuş;

8/ Rektörler akademisyenlerin sorunlarında 'birlik' sağlamıyor, 'akademisyenlerin sorunları hakkında' rapor göndermiyorlar.. Herkes, üstüne 'sorun götürmemeye' çalışıyor, olan alttaki akademisyenlere oluyor.. 

Alttan üste, bu zincir böyle devam ediyor.. 

Kurumlar kan kaybediyor

9/ Stratejist Abdullah Çiftçi 'Her mesleğin ucu dijitale gelip dayanacak. Gençlerin nasıl bir dünya geldiğini anlaması ve dijital okuryazarlığı mutlaka bilmeleri gerekiyor. Normal okumak kadar değerli bir şey bu dijital dünyayı anlamak, kavramak. Çünkü yarın şirketler çok hızlı değişecek. Önümüzdeki 5 yıl geçmiş 50 yıla bedel olabilir. Mesleklerin dijital yönünü öğrencilerin iyi bilmesi gerekiyor.' demiş..

Bu konuda üniversitelerde çalışma yapılıyor mu? 

Yine geçkalmayalım!..

10/ Ü niversitelerimizin çoğunda 'Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi' var... 

Bunlar göstermelik mi? 

Neden 2021 Yunus Emre ve Türkçe Yılı nda hiçbir faaliyet yapmadılar?. 

Külliyede yapılan bir-iki etkinliği de davetliler dışında kimse göremedi. Ama, yüksek  telifler ödenmeye devam ediliyor.

Yazık!..