Bugün, Rusya`nın Ukrayna`yı işgal girişiminin dördüncü günü. Dört gündür Rus Çarı ve kâtil ordusu Ukrayna`da masum insanları, daha doğrusu insanlığı ve umudu öldürüyor. Rus Çarı şehirleri, kadınları, çocukları bombalıyor. Bu satırların yazıldığı anda Ukrayna`nın muhtelif kentlerine bomba yağıyor. Kadınlar, çocuklar sığınıklarda, metro istasyonlarında çaresizlik içirişinde bir nevi ‘meta Nasrullah/Allah`ın yardımı ne zamandır’ diyerek birbirlerine sarılıp ağlaşıp dururken hür dünya (!) keyfine bakıyor. 
‘Bu gece de ölmedik!’
Kiev`de bombalanan evlerin arasından Kırımlı gazeteci Gülsüm Khalilova nın ağlamaklı âvâzı işitiliyor: ‘Biz Kiev, bu gece de ölmedik. Tüm bombalamalara rağmen hâlâ ayaktayız. Bu gece sahtekâr medenî dünya uyurken Moskova Çarı ve Lenin`in torunları bizi sabaha kadar bombaladı. Çok sayıda ölü ve yaralı var. Kiev`in yanı sıra şu an Odessa da bombalanıyor. Ü stelik sivil yerleşim alanları ve şehirlerin rastgele bombalanması Çar`ın yeni politikası. Bu sayede şehirler boşaltılıyor ve askerler rahatça şehre giriyor. Bugün yapılmak istenen de tam olarak bu. Hani Hz. Ali demiş ya ‘Bir zulmü engelleyemiyorsanız en azından duyurunuz. Şu an ben de onu yapmaya çalışıyorum. Çünkü özgür insanların sesinin Çar`ın silahlarından daha güçlü olacağına ve onu bastıracağına dair inancımı korumaya çalışıyorum. Gerçekten de şerefli Türk halkından, sizlerden gelen açıklamalar, iyi niyet temennileri ve masajlarınız bizlere o kadar güçveriyor ki anlatamam. 
‘Orada mısınız? Sıra sizin şehirlerinize gelmeden bir ses verin.’
Keşke dünyayı Hitlerler, Leninler, Çarlar değil de biz fakir halklar yönetseydik. Her şeye rağmen Çar`ın medyasının dezenformasyonuna inanmayın. Kabul ediyorum arada çok büyük güçve askeri fark var. Boş umutlar da vermek istemiyorum ama Ukrayna ordusu ve halkı bütün cephelerde direniyor. Bizim gücümüz silahlarımızdan değil haklılığımızdan geliyor. ‘Haklıysak güçlüsün’ demişler ya o hesap. Son olarak medenî dünyaya ve politikacıları seslenmek istiyorum. Rus çarı çocukları, kadınları, şehirleri bombalıyor. Orada mısınız? Sıra sizin şehirlerinize gelmeden bir ses verin.’
Batı`dan, BM`den ümit beklemek beyhude bir uğraş.
Rusya Miladi 2022 yılında bile-isteye. Güle-oynaya kadınları, çocukları öldürüyor.  ‘Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey!/Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?/’Tarih’i ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar /Hiçibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?’ diyen Mehmed Akif Ersoy haklı. İbret alınmadığı için tarih maalesef Ukrayna için de tekerrür ediyor. 
Bundan 30 yıl önce Sırp katiller İgman dağlarında mevzilenerek binlerce Bosnalı sivili katletmişti. BM, uluslararası toplum Sırp canilere dur` demek için 250 bin Bosnalı Müslümanın öldürmesini bekledi. 
‘Zalimler için yaşasın cehennem!’
Bugün de Ukrayna şehirlerinde zulüm var, vahşet var, katliam var. İnsanlık şerefine saldırı var. Zulüm her yerde zulüm, zalimin dini mi olurmuş! Zalimler için yaşasın cehennem! 
‘Rusya`nın hedefi kaybettiği SSCB topraklarının tamamını geri olmak.’
Hasan Külünk üstadımız Rusya`nın nihai hedefinin kaybettiği SSCB topraklarının tamamını geri almak’ şeklinde özetledikten sonra üçhüküm cümlesi kuruyor: ‘Ukrayna`ya saldırmasının sebebi budur. Bunu gerçekleştiremezse Bağımsız Ukrayna`ya razı olacak gibi duruyor. O taktirde Ukrayna gerçekten bağımsız bir devlet olur. Bölgede bağımsız komşumuz olur.’
Stockholm Sendromu yahut katiline âşık bir sözde lider: Kadirov!
Rusya Federasyonu bundan 28 yıl önce bugün Ukrayna`da yaptığı katliam ve saldırıların bir benzerini Çeçenistan`da yapmış ve binlerce Çeçen Müslümanı katletmişti. O gün 17 yaşında bir delikanlı (!) olan Ramazan Kadirov bugün Çeçenistan`ın başında, celladı Rusya`ya, Putin`e âşık, uydu bir Başkan!
Katledilen, şiddete maruz bırakılan, ezilen toplulukların/kişilerin, kendilerini tehditle, silahla, şiddetle hürriyetlerini engelleyerek yoğun travma ve stres ortamına sokan kişilerin bakış açısını benimsemesi ve maruz bırakıldıkları hali meşru sayarak katilini kahramana dönüştürme çabası şeklinde özetlenebilecek Stockholm Sendromu`na tutulmuş durumda Kadirov. 
Önceki gün Rusya  lideri Putin e yakınlığı ile bilinen Çeçenistan`ın    Kadirov,  Rus ordusuna destek amacıyla kendi birliklerini Ukrayna ya gönderdi. Müslüman Çeçen askerlerinin Ukrayna ya saldırmadan önce namaz kıldıkları görüntüler akl-ı selim, tab-ı müstakim insanların gönüllerini hû n etti. Sosyal medyada Kadirov a tepkiler yağdı! 
Çeçenistan, Kadirov ve ahalisinden ibaret değil!
Çeçenistan, Kadirov ve ahalisinden ibaret değil. Grozni`deki akıl tutulmasıyla tarif ve tabir edilebilecek gelişmelerden sonra Kadirov`un meşruiyetini kabul etmeyen Çeçen gruplar karşı harekete geçerek Rusya yla savaşmak için Ukrayna ordusu saflarına katıldı. 
KAFKASDER: Çeçen halkı Kadirov`dan ayrı tutulmalıdır.
Kadirov`un son hamlesini ülkemizdeki Çeçen Kafkas Muhacirleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği KAFKASDER yayınladığı bildiriyle kınadı. 
‘Rusya`nın Ukrayna`yı işgali sonrası Kadirov`un, oluşturduğu kolluk kuvvetleriyle sergilediği Rusya yanlısı gövde gösterisi ve medyatik şovu sebebiyle tüm Çeçen halkını hedef alan yorumlar oldukça üzücü bir hal aldı.
Putin`in sadece Çeçenya değil tüm Kafkasya coğrafyasının boyun eğmesi için atadığı Kadirov isimli omurgasız kukla, bugüne kadar sergilediği performansla sahibine hizmetini minnetle yerine getirmiş, köle sıfatının hakkını ziyadesiyle vermiştir. Kremlin`in çıkarları doğrultusunda Kafkasya halkları üzerinde giriştiği kışkırtıcı eylemleriyle en yakın akrabaları İnguşlar ve Dağıstanlılarla bile büyük problemler çıkartmakla kalmamış, Çeçenlerin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin simgeleşmiş isimleri Cahar Dudayev, Zelimhan Yandarbiyev gibi kahramanları bile, kameralar önünde ‘O benim İlahım’ dediği Putin`in takdirini kazanmak adına terörist ilan edebilmiştir.
Günümüzde artık doruk noktasına ulaşan diktatörce tutumlarıyla Çeçenya`da tam bir korku iklimi oluşturmuş, ülke içinde ve dışında pervasızca giriştiği faili meçhul cinayetler, adam kaçırmalar, sadist işkenceler, tehdit ve baskılarla Çeçen halkına da zulmetmekten geri durmamıştır.
Dolayısıyla bu şeytanlaşmış, onursuz katilden bahsederken sanki tüm Çeçen halkını temsil ediyormuşçasına ‘Çeçenler’ denilmesi, tarih boyunca özgürlük için ağır bedeller ödemiş ve hala da ödemeye devam eden halkımıza karşı büyük bir haksızlıktır.
Bu sebeple özellikle başta Kafkasyalılar olmak üzere hak ve adalete inanan, bağımsızlık mücadelemize saygı duyan herkesi kavramları ve isimleri kullanırken çok daha titiz hareket etmeye, söylem ve ifadelerinde onurlu Çeçen halkını Kadirov`dan ayrı tutarak belirtmeye davet ediyoruz.
Rusya`nın yayılmacı politikası sonucu neredeyse her elli yılda bir soykırıma maruz kalan Çeçen halkı olarak, Çarlık hedefleriyle masumların kanına giren Kremlin`in karşısında, vatanlarını müdafaa eden Ukrayna halkının yanında olduğumuzu, terörsüz, savaşsız, barış içinde bir dünya özlemiyle kamuoyuna ilan ederiz.’
Ukrayna yalnız değildir!
Ukrayna yalnız değildir! Yahut öyle olmadır. Mazlumun yanında saf tutarak zalime el ve gönül birliğiyle dur denilmelidir. 
İttifak Gazetesi camiası olarak saldırgan, işgalci Rus güçlerinin derhal Ukrayna`dan çekilmesini, masum ve mazlum Ukrayna halkının yaralarının ivedilikle sarılarak en kısa sürede özgürlüklerine kavuşmasını niyaz ediyoruz.
Yazımıza bir hadis-i nebevî yle nihayet verelim. Ebû Saî d el-Hudrî radıyallahu anh, Resû lullah sallallahu aleyhi ve sellem`i şöyle buyururken işittim dedi: ‘Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.’  Müslim, Î mân 78.

YORUMLAR