12 Eylül 1980 öncesinde, Koalisyon Hükumetleri iş başında oldular.Ü lkemiz hiçiyi yönetilemedi. Herkes başka bir tarafa çekiyordu.Anarşi ve terör, almış başını gidiyordu.Ü niversiteler örgütlerin yuvası haline gelmişti. Paramızın değeri hiçkalmamıştı. İMF ye boyun eğmiştik. Alışverişler karne sıraları ile kısıtlı olarak yapılabiliyordu. Kargaşa ortamının artması için çok senaryolar devreye kondu. Olaylar kesilmeden sürüyor, faili meçhul cinayetler birbirlerini takip ediyordu. Kalabalık yerlerde bombalar patlatılıyordu. Çok canlar yanıyor, insanlarımız üzülüyordu. Mahalleler, sokaklar, caddeler sağ ve sol diye ikiye bölünmüştü. Belirli çevrelerce, ortalık karışsın da, Ü lke Yönetimine el koyalım diye çok çabalar gösterildi. Sonra da Ü lkede huzur ve sükunun sağlanması için darbe yaptık dediler.Bu müdahale ile Süleyman Demirel in başbakan olduğu hükû met görevden alındı, Türkiye Büyük Millet Meclisi lağvedildi, 1970 sonrasında değiştirilen 1961 Anayasası uygulamadan kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir askerî dönem başladı. Çok sayıda kişiyi suçsuz yere yıllarca hapse attılar. Demokrasiye yağlı ilmek geçirildi.İnsan hakları askıya alındı. Birbirlerini sevmeyenler şikayet yolunu seçtiler. İhbar makinesi kuvvetle hız hızlandı. Gençler, bir sağdan, bir soldan karşılıklı olarak suçsuz yere idam edildi. Çok sayıda anne, baba, kardeşleri,eş ve çocukları ağlattılar.

2000 yılında Adana savcısı Sacit Kayasu Kenan Evren hakkında iddianame hazırladı. Fakat, Kayasu nun iddianamesi kabul edilmedi. Kayasu ilk olarak, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından kınama cezası aldı. Daha sonra Yargıtay tarafından 'görevi kötüye kullanmak' ve 'askeri kuvvetleri tahkir ve tezyif' suçundan mahkû m edilen Kayasu yu Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu meslekten ihraçetti. Avukatlık yapma hakkı dahi elinden alınan Kayasu, ihraçkararı üzerine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nde dava açtı. 2008 de sona eren davada 'ifade özgürlüğünü kısıtladığı' için Türkiye 41 bin avro tazminata mahkû m edildi.12 Eylül 2010 daki referandumda %58 evet oyu çıktı ve 13 Eylül 2010 sabahından itibaren 12 Eylül ün sorumluları hakkında suçduyuruları yapılmaya başlandı.

12 Eylül 2010 tarihinde sonuçlanan referandum sonrasında değiştirilen yasalar çerçevesinde 12 Eylül 1980 yılında gerçekleştirilmiş olan ihtilalden mağdur olanların ilgililere dava açma hakkı doğdu. Bunun sonucunda referandum tarihinin ilk gününden itibaren savcılığa binlerce suçduyurusunda bulunuldu. Bütün bu suçduyuruları toplanıp Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 7 Nisan 2011 yılında ilk soruşturma açıldı. Darbenin üzerinden geçen 31 yıl sonunda açılabilen ilk soruşturmadır.

Dava sonucunda Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, 765 sayılı TCK nın 'Devlet kuvvetleri aleyhine cürümler' başlıklı 146. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldılar. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya nın, Kenan Evren`den iki ay sonra, 90 yaşında ölmesiyle Yargıtay aşamasındaki dava düştü.

Hainler halkın vicdanında sürekli yargılanacaklardır. Darbecilerin hiçbir zaman yaptıkları yanlarına kar kalmayacaktır. 40. Yılında 12 Eylül darbesini, tüm darbeleri ve darbe teşebbüslerini şiddetle, nefretle kınıyorum. 

  Yaşasın demokrasi, Yaşasın insan hakları...