Cumhuriyet Döneminde Vakıflar;

Vakıf yönetim gurusu Halil Çakallı ile dünden bugüne vakıf uygulamaları' sohbetimizin ikinci bölümünde Cumhuriyet Dönemini teşrih masasına yatırıyoruz.

Halil Bey, Osmanlı Cihan Devleti`nin tarih sahnesinden çekilmesinin ardından Cumhuriyet döneminde vakıflara yönelik ne türden düzenlemeler söz konusu?

Malum olduğu üzere İstanbul`un işgali üzerine Ankara`da 23 Nisan 1920`de kurulan BMM, yeni bir hükümet kurulması için harekete geçer. İlk çıkarılan kanunlardan biri, 3 sayılı 'Büyük Millet Meclisi İcra Vekillerinin Suret-i İntibahına Dair Kanun' olur.

Resim`draggable=

2 Mayıs 1920 tarihini taşıyan bu kanunun 1. maddesinde 11 kişilik İcra Vekilleri Heyeti belirlenir ve bunlar içerisinde 'Şer`iye ve Evkaf Vekâleti' de bulunur. Böylece o güne kadar Şeyhülislamlık tarafından deruhte edilen 'Şer`iye' ile Evkaf Nezareti tarafından yürütülen 'evkaf=vakıflar' bir elde toplanır. 21 Teşrin-ievvel 1336 (Ekim 1920) tarihli Büyük Millet Meclisi Beyannamesi`nde BMM`nin diğer işler yanında evkaf işlerinde de içtimai uhuvvet ve teavünü (toplumsal kardeşlik ve yardımlaşmayı) hâkim kılarak halkın ihtiyacına göre yenilikleri ve kurumları vücuda getirmeye çalışacağı belirtilir.

1921 Anayasası`nın 11. maddesi de, BMM` nin koyacağı kanunlar çerçevesinde evkaf işlerinin düzenlenip yönetilmesi her il sınırları içinde, mahalli idare organı olan 'Vilayet Şurası'na bırakılır.

12 Kasım 1338 (1922)`de 'BMM`nin Hukuk-i Hakimiyyet ve Hükümdârânî `nin Mümessil-i Hakikisi Olduğuna Dair Heyet-i Umumiye Kararı' ile artık İstanbul`daki devlet teşkilatının hukuki bir dayanağı kalmaz. 7 Kânunuevvel 1338 (Aralık 1922) tarihinde kabul edilen 284 sayılı 'Şura-yı Evkaf Hakkında Madde-i Münferide' adlı kanun, 'Şura-yı Evkaf`ın bir başkan ile iki üyeden oluşacağını, başkanın veya üyelerden birinin yokluğunda Şer`iye ve Evkaf Vekili`nin uygun göreceği daire müdürlerinden bir kişi ile üye sayısını tamamlayacağını` hükme bağlar.

3 Mart 1340 (1924) tarih ve 429 sayılı 'Şer`iye ve Evkaf ve Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekâletlerinin İlgasına Dair Kanun' (Resmi Ceride: 6 Mart 1340&ndash 63, Düstû r, III/5, 320) ile Vekâlet ilga edilirken 'Evkaf umuru, milletin hakiki menafiine muvafık bir şekilde halledilmek üzere bir Müdiriyet-i Umumiye şeklinde şimdilik Başvekâlet`e tevdi edilmiştir' denilmek suretiyle vakıflarla ilgili 'şimdilik' kaydıyla Başbakanlığa bağlı bir genel müdürlük kurulur.

Bu kanun aynı zamanda, yasama görevini BMM`ne verir. Şer`iye ve Evkaf Vekâleti`ni de kaldırır. Söz konusu kanun ayrıca Diyanet İşleri Reisi`nin, Başvekil`in inhası üzerine Reis-i Cumhur tarafından nasbedileceğini hüküm altına alarak Diyanet İşleri Reisliğinin Başvekâlet`e bağlı olacağını, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bütün cami, mescit, tekke ve zaviyelerin yönetimi ile hatip, vâiz, şeyh, müezzin ve kayyımlar ile sair müstahdemlerin tayin ve azillerinde de Diyanet İşleri Reisliğinin âmir olacağını belirtir. Müftüleri de Diyanet İşleri Reisliğine bağlar.

Halil Bey, bu kanun, 'Evkaf Nezareti/Şer`iye ve Evkaf Vekaleti'ne bağlı vakıflardan maaş alan imam, müezzin ve vâiz gibi dini hizmet görenlerin vakıflar ile ilişkilerini de kesmiş oluyor(du).

Doğru söylüyorsunuz İbrahim Ethem Bey. Aynı gün çıkarılan 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile de medrese ve mektepler Maarif Vekâleti`ne devir ve raptedilmek suretiyle vakıf eğitim kurumlarının Evkaf İdaresi ile ilişkisi de kesilmiş olur. Bu aynı zamanda vakıflardan maaş alan müderris, muallim, kayyım ve ferraş gibi eğitim-öğretim kurumlarında çalışan zatların da vakıflar ile irtibatını sonlandırır.

Kanun metninden, vakıf medrese ve mekteplerin Maarif Vekâleti`ne sadece bağlanmadığı, aynı zamanda Vekâlet`e devredildiği de anlaşılır. Böylece kısaca 'doğrudan doğruya Evkâf-ı Hümâyû n Nezareti tarafından idare olunan evkâf' demek olan mazbut vakıflara bağlı mektep ve medreselerin de hem yönetimleriyle hem de üzerlerindeki bütün haklarla Maarif Vekâleti`ne geçtiği, Vakıflar Genel Müdürlüğü`nün bu taşınmazlarla bir ilişiğinin kalmadığı ortaya çıkar. Fakat daha sonra bütçe kanunlarına konan ve bir süre sonra da bütçe kanunlarında yer verilmeyen kurallar, kanundaki bu kuralı unutturarak Vakıflar Genel Müdürlüğü`nün veya mülhak vakıfların, okul yapı ve arsaları üzerinde mülkiyet ilişkisinin sürdüğü yorumlarına sebebiyet verir.

5 Haziran 1935 gün ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu, vakıfların tüzelkişiliği konusunda şu düzenlemeyi getirir: 'Mülhak Vakıflar, Vakıflar Umum Müdürlüğü`nce niyabeten idare olunsa bile ayrı ayrı birer hükmî şahsiyet sayılır. Bunlar kendi taahhütleri ile ilzam olunur ve borçlarını kendi mallarından öder.'

Resim`draggable=

Bu süreçte vakıfların sayısında bir azalma söz konusu mu?

Cumhuriyet öncesinde kurulup genel müdürlükte kaydı bulunan vakıfların sayısı 26.798 iken, 1926&ndash 1967 arasında kurulan vakıfların sayısı 70`tir. Takdiri size ve okuyucularımıza bırakıyorum.

Çok Partili dönemde vakıflarla ilgili ne türden düzenlemeler yapılmıştır?

1967 yılında önemli bir düzenleme söz konusu. Bu düzenlemelerin yapıldığı 903 sayılı kanunun kabul tarihi 13.7.1967 olup 24.7.1967 tarih ve 12655 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Şimdi sorunuza gelelim... Bu kanun, vakıfların sayısında büyük artışa neden olmuştur. Daha önce II. Meşrutiyet ve 1961 sonrasında dernekler alanında görülen artış bu kez vakıflar alanında ortaya çıkmıştır. Dernekler kanunun mal edinmeyle ilgili sınırlamalarından, ayrıca 1980 yılından sonra dernekler üzerindeki zorlayıcı uygulamalardan dolayı dernek kurulması yerine vakıf kurulması tercih edilmiştir.

Vakıfların dernekleşmesinden söz ediyorsunuz;

Aynen öyle İbrahim Ethem Bey. Bu durum vakıfların dernekleşmesi sürecini de beraberinde getirmiştir. 1998 yılından itibaren vakıf uygulamalarını disiplinize eden yeni yönetmeliklerin uygulamaya konulması ve sıklaşan denetim süreci, nihayetinde 5737 sayılı kanunun yürürlüğe girmesiyle dernekleşme süreci durdurulmuştur. Ancak özel yükseköğretim kurumlarının, özel sağlık kuruluşlarının vakıf iktisadi kuruluşları olarak faaliyet göstermeleri, ayrıca vakıf kuruluşunda aranan mal varlığı şartının 80.000 TL. olarak yeterli görülmesi yeni vakıf sayısının artışını sağlamaktadır.

Yeni vakıf kurulurken vakfın amacını gerçekleştirilecek yeterli mal varlığı ve gelirin olması hususu gözetilmelidir. Maalesef belediyelerden, hazineden, kamu idarelerinden, Vakıflar Genel Müdürlüğü`nden tarihi binaların, arazi, tesis, orman yerlerinin tahsisi için vakıflar kurulduğu görülmektedir.

Vakıflar Genel Müdürlüğü nün tarihçesine ve hukuki yapısına da göz atalım müsaadenizle;

Sohbetimizin dün yayınlanan bölümünde anlattığımız üzere, yardımlaşma ve dayanışmayı esas alan, köklü bir geçmişe sahip vakıf müessesi İslam anlayışı ile şekillenmiş ve Türk medeniyeti ile kurumsal bir yapıya kavuşturulmuştur.

Osmanlı devletinde vakıflar bütün sosyal kurumları içine alan veya bütün sosyal kurumların çalıştığı, kullandığı bir hukuki organizasyon olarak dini, eğitim, sağlık, şehircilik, bayındırlık ve sosyal hizmetler başta olmak üzere birçok alanda hizmetlerin yürütülmesini sağlamıştır. Vakıflar 1826 yılında 'Evkâf-ı Hümayun Nezareti' kuruluncaya kadar geçmişten beri gelen bir hukuk sistemine göre idare edilmişlerdir.

Daha sonra Büyük Millet Meclisi`nce 2 Mayıs 1920 tarihinde 'Büyük Millet Meclisi İcra Vekillerinin Suret-i İntibahına Dair Kanun' çıkartılarak 11 kişilik İcra Vekilleri Heyeti`ne, Şer`iyye ve Evkaf Vekâleti de dâhil edilerek vakıf işleri bu vekâlet tarafından yürütülmüştür.

Şer`iyye Evkaf Vekâleti`nin 3 Mart 1924 tarih ve 429 sayılı yasa ile kaldırılmasıyla görevleri başbakanlığa bağlı, özerk, özel bütçeli, kamuda ilk meclisli yapıya sahip Vakıflar Umum Müdürlüğü`ne devredilmiştir.

Vakıflar İdaresi`ne ait önemli değişikliklerin yapıldığı 5 Haziran 1935 tarihinde 2762 sayılı Vakıflar Kanunu, 27 Haziran 1956 tarihinde ise 6760 sayılı Vakıflar Umum Müdürlüğü Vazife ve Teşkilatı Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir.

21.5.1970 tarihli 1262 sayılı Kanunla Vakıflar Genel Müdürlüğü`nün, sınaî , ticari, ziraî yatırımlara girmesi sağlanmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun III. Bölümü`nde de vakıflara ilişkin maddelere yer verilmiştir.

08.06.1984 tarihinde çıkarılan 227 sayılı Vakıflar Genel Müdürlüğü`nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Başbakanlığa bağlı tüzel kişiliğe sahip ve katma bütçeli Vakıflar Genel Müdürlüğü`nün kurulmasına, teşkilat ve görevlerine dair esasları düzenlenmiştir.

Vakıflar Genel Müdürlüğü`nün Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi devreye alınıncaya kadar mevcut yapısına ilişkin esasları 14.06.2005 tarihinde TBMM`ye sunulup 20.02.2008 tarihinde kabul edilerek 27.02.2008 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan 5737 sayılı Vakıflar Kanunu belirlemiştir.

5737 sayılı Vakıflar Kanunu`nda, vakıflar mazbut, mülhak, cemaat ve esnaf vakıfları ile yeni vakıflar olarak tasnif edilmiştir.

Resim`draggable=

İstirham etsem Mazbut, Mülhak, Cemaat ve Esnaf Vakıflarına da değinir misiniz?

Mazbut Vakıf: Vakıflar Genel Müdürlüğü`nce yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanun-u Medenisi`nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş, 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğü`nce yönetilen vakıfları kapsamaktadır.

Sayısını da belirtir misiniz?

41.720 Mazbut vakıf olduğu beyan edilmektedir.

Mülhak Vakıflar: Mülga 743 sayılı Türk Kanun-u Medenisi`nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş vakıfları ifade etmektedir. Mülhak vakıflar, Anayasaya aykırılık teşkil etmeyen vakfiye şartlarına göre Meclis tarafından atanacak yöneticiler eliyle yönetilir ve temsil edilir. Vakıf yöneticileri kendilerine yardımcı tayin edebilirler. Mülhak vakıf yöneticilerinde aranacak şartlar ile yardımcılarının nitelikleri Vakıflar Yönetmeliği`nde düzenlenmiştir. Vakfiyedeki şartları taşımamaları nedeniyle kendilerine yöneticilik verilemeyenler bu şartları elde edinceye, küçükler ile kısıtlılar fiil ehliyetlerini kazanıncaya ve boş kalan yöneticilik yenisine verilinceye kadar, vakıf işleri, Genel Müdürlükçe temsilen yürütülür.
Ü lkemizde ne kadar mülhak vakıf var?

Türkiye genelinde 283 mülhak vakıf mevcuttur. Mülhak vakıflar, diğer vakıflar gibi Vakıflar Genel Müdürlüğü`nün denetimine tâbidir.

Cemaat Vakıfları: 5737 sayılı Vakıflar Kanunun 3. Maddesine göre cemaat vakfı 'Vakfiyeleri olup olmadığına bakılmaksızın 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince tüzel kişilik kazanmış, mensupları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Türkiye`deki gayrimüslim cemaatlere ait vakıflar' olarak tanımlanmıştır.

Hangi cemaatler söz konusu?

Rum, Ermeni, Musevi, Bulgar, Gürcü, Süryani ve Kaldani cemaatleri. Cemaat vakıflarının 1936 yılında düzenledikleri beyannameler ile Vakıflar Genel Müdürlüğü`ndeki kütüğe tescil ve kayıtları yapılmıştır. Böylece, bu cemaatlere ait ibadethaneler ve bu ibadethanelere bağışlanmış olan malvarlıkları ile birlikte 'vakıf' olarak kabul edilmiştir.

Türk Medeni Kanunu`na göre belli bir cemaati desteklemek amacıyla vakıf kurulması mümkün olmadığından yeni cemaat vakfı kurulması hukuken mümkün değildir.

Bu vakıflar, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu`nun 4. maddesine göre ayrı ayrı özel hukuk tüzel kişisi olup kendi mensuplarının seçtiği yönetim kurulları tarafından yönetilmektedir. Yönetim Kurulu seçimleri Vakıflar Yönetmeliği`nin ilgili hükümlerine göre kendileri tarafından yapılmaktadır.

Cemaat vakıflarına 5737 sayılı Vakıflar Kanunu ile yönetim kurulu kararıyla mal edinebilme ve malları üzerinde her türlü tasarrufta bulunabilme, (Kira, intifa, üst hakkı vb.) başlangıçta özgülenen mal ve hakları dışında, sonradan iktisap ettikleri mal ve hakları vakıf yetkili organının kararı ile daha yararlı olanları ile değiştirilebilme veya paraya çevrilebilme, kısmen veya tamamen hayrat olarak kullanılmayan taşınmazlarını, vakıf yönetiminin talebi halinde Vakıflar Meclis kararıyla aynı cemaate ait başka bir vakfa tahsis etmek veya vakfın akarına dönüştürebilmek hakları verilmiştir.

Bu vakıflar Türkiye`deki diğer vakıflar gibi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından denetlenmektedir.

Ü lkemizde kaçcemaat vakfı mevcut?

Türkiye genelinde toplam 161 cemaat vakfı mevcuttur.

Esnaf Vakfı: 5737 sayılı Vakıflar Kanunu`nda '2762 sayılı Vakıflar Kanunu yürürlüğünden önce kurulmuş ve esnafın seçtiği yönetim kurulu tarafından yönetilen vakıflardır' şeklinde tarif edilmişse de sadece Hatay`da dericiler esnafının kurmuş olduğu vakıftır. Dolayısıyla sayısı da tektir.

Yeni Vakıflar: Mülga 743 sayılı Türk Kanun-u Medenisi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulan vakıfları ifade etmektedir.

Yeni vakıflar ilgi alanımıza giriyor. Beş bin civarında yeni vakıftan söz edebiliriz.

Eyvallah İbrahim Ethem Bey.

Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sisteminde Vakıflar Genel Müdürlüğü`nün statüsü ne olmuştur?

Kültür Bakanlığı`na bağlı bir genel müdürlük olmuştur.

Resim`draggable=

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Osmanlı döneminden günümüze kadar birçok vakıf ulaşmıştır. Bunların bir kısmının yöneticileri olmadığından &ndash az önce de ifade ettiğim gibi- Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilir ve Mazbut Vakıf olarak adlandırılır. Diğer taraftan 500 yıl öncesinden bugüne kadar yönetim zaafiyeti yaşamadan gelen vakıflar da bulunmaktadır. Söz konusu Mülhak Vakıflar, vakfedenlerin neslinden gelen aile üyeleri tarafından vakfın vakfiyesine göre yönetilmektedir.

Azınlık/Cemaat vakıfları, bilindiği üzere yakın zaman önce kendilerine verilen mülk edinme hakkı ile tekrar canlanmaya başladı. Osmanlı`dan kalan büyük camilere, tıpkı azınlık vakıflara tanınan haklar gibi, kendi vakıflarına ait malları iade edilerek ihtiyaçları karşılanmalıdır.

Yeni vakıf kurulurken aranan mal varlığı kriterinin de yükselmesi gerektiğini düşünüyorum.
Dernekler insan topluluğu, vakıflar ise mal ve hizmet topluluğudur. Maddi durumu çok iyi olan kişilerin, vakıf kurma geleneğini devam ettirmeleri gerekir.

Yeni vakıfların kurulurken vakıf senetlerinin 'kopyala yapıştır' usulü ile hazırlanmasının uygulamada ve vakfın istiklalinde çok ciddi sıkıntılara yol açacağı unutulmalıdır. Vakıf kuranlar mutlaka günceli takip edip, gelecekte vakfın kendisini sıkıntıya düşürecek eski uygulama ve usullerin tuzağına düşmemelidir. Yeni vakıf kurulurken, yönetim, üye ve mal varlığı konularında tıkanmayı önleyecek bir yaklaşımla vakıf kurulması gerekir. Vakıf müdürlerinin takıldıkları noktalarda mutlaka idaremizle istişare etmelidir.

İlginiz için teşekkür ediyorum. Bitlis Vakıflar Bölge Müdürlüğü`ndeki yeni vazifenizde kolaylıklar diliyorum.

Ben de teşekkür ediyorum İbrahim Ethem Bey. Var olunuz.

-BİTTİ-