Değerli okuyucularımız, Allah`ın bir veli kulunun yolu bir gün bir köye düşer. Köylülerle hoş sohbet yaparken, etrafında bulunan buğday tarlalarına doğru bakarak şöyle der: ' Kardeşlerim bu buğdayları yediniz mi yiyecek misiniz? '

Köylüler bu sözden bir şey anlamazlar. Nasıl yesinler ki hiçgöğ ekin yani daha yeşil olarak duran sararmamış, olmamış ekin yenir mi? Olgunlaşacak, biçilecek ondan sonra buğday olup un olacak öyle yenir.

O Allah dostu sorusunun anlaşılmadığını anlayınca şu açıklamayı yapar: 'Kardeşlerim, sizler bu tarlaları ekerken, borçlandınız mı, tarlalar kira mı, kendinizin mi? Ekin bu hale gelene kadar harcama yaptınız. Yaptığınız bu harcama elde etmeyi düşündüğünüz geliri geçti mi? Yani borcunuz yoksa ne mutlu size; '

*Kim âhiret kazancını isterse onun bu kazancını arttırırız kim dünya kazancını tercih ederse ona da bundan veririz ama onun ahirette hiçbir nasibi olmaz. Şura 20.ayet

*Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Muttaki olanlar için şüphesiz ki ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hâlâ akıl erdiremiyor musunuz? En am suresi 32.ayet

Kısaca, dünya da yaşıyoruz, günlük sıkıntılarımız oluyor, kaygılarımız oluyor, hatta stres ve endişelerimiz oluyor. Ama unutuyoruz sanki dostlar, unutuyoruz. Neyi m? Yahu dünyada yaşadığımızı burası dünya; Dünyada yaşayan insanlar olarak da Allah`ın halifesi olan insanlar olarak bizim burayı daha güzel yapıp yaşanacak yer yapmamız gerekirken tam tersi birbirimize eziyete dönüyor, insan insanın kurdu oluyor. Bir rekabettir gidiyor; Hadi biraz düşünelim mi, bu konu üzerinde..

Hepinize huzurlu günler.