Cuma günü, müminlerin bayramıdır ve bu bayram Asr-ı Saadetten bugüne en güzel hâliyle camilerde, cemaatle kutlanır. Yeryüzünde Allah`ın mescitlerindeki huzur ve güveni başka hangi mekân sağlayabilir? Tevhidle çarpan yürekler vahdetle secdeye varırken, bu kardeşliğin sevinci başka nerede yaşanabilir? Umut ve inanç, teselli ve teslimiyet, muhabbet ve samimiyet başka hangi ortamda böylesine güçlenebilir? Camiden ilim ve hikmet alınır edeb ve ihsan yayılır. Ezan-ı şerifler yediden yetmişe müminleri birlik ve beraberliğe çağırır. Şükürler olsun bu çağrıya uyduk. Özlemle, hasretle bugünü bekliyorduk. Şimdi vuslat zamanı. Hislerimizi anlatmaya kelimeler kâfi değil! Vakit, Rabbimize kulluğumuzu, şükrümüzü, duamızı ve niyazımızı arz etme vaktidir.

Aziz İstanbul`un kapıları, budan tam 567 yıl önce 29 Mayıs 1453 günü muazzam bir fetihle İslam`a ve şanlı medeniyetimize açılmıştı. Ecdadımızı rahmetle ve minnetle anıyoruz. Fethin coşkusu ve virüs nedeni ile kapalı olan camilerimize kavuşmanın sevincini bir arada yaşadık. Bu büyük nimetin kıymetini bilelim. Sorumluluğumuzu unutmayalım. Tedbirlere hassasiyetle uyalım.

Geçtiğimiz hafta hasret kaldığımız Cuma Namazını, kurallara uygun bir şekilde, sevinçle ve heyecanla eda ettik. Gönlümüz, hanemiz, ömrümüz ve rızkımız cumanın bereketiyle dolsun.

Ü zerine güneşin doğduğu en hayırlı günde, bizleri saf saf huzuruna kabul eden, cemaat olma coşkusunu yeniden yaşatan Rabbimize sonsuz hamd ü senalar olsun. 'Hamd, bizden hüznü gideren Allah`a mahsustur. Şüphesiz Rabbimiz çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir.

Ü mmetine temizliği ve tezkiyeyi, maddi ve manevi her türlü kirden ve kirli işten uzak durmayı öğreten Habib-i Kibriya Muhammed Mustafa Efendimize salât ve selâm olsun.

Cenâb-ı Hak ibadetlerimizi kabul buyursun. Bizleri bu salgın hastalıktan en kısa zamanda kurtarsın.

Kalın sağlıcakla;