Anne sütü gibisi var mı?

Bebekler olmasa insan anneliğin tadını nasıl çıkartır bilmem ki?

-Annelik çok güzel de ah bir de emzirme olmasa mı diyorsunuz?

-Aaa sakın öyle düşünmeyin. Anne sütü bebek için inanılmayacak derecede yararlı bir besin. Sakın bu minnoşu anne sütünden mahrum etmeyin.

Bugün bütün tıp otoriteleri aynı şeyi söylüyor. Anne sütü bebeğin büyümesine, gelişmesine, ileride sağlıklı bir çocuk olmasına yarayan en doğal besin kaynağı. Sakın bebeğinizi bu mükemmel besinden mahrum etmeyin.

Hem anne sütü, ilk altı aylık dönemde 'beslenme' adına bebeğinize ne lazımsa hem de tek başına hepsini içerir. Hatta ilk üçay, sütünüz bebeğinizin su ihtiyacını bile giderir. Anne sütü işte böyle mükemmel bir besin kaynağıdır. Doğumla birlikte, bebeciği var eden yaratıcı, onun besinini de anne sütünde vermiştir.

-Anne sütü, çocuğun sadece besin kaynağı mıdır?

-Ah ne mükemmel şeydir anne sütü bir bilseniz?

Anne sütü bebeğinizi aynı zamanda enfeksiyonlara karşı da korur. Bebeğinizin hastalanmasını da önler yani.

Çünkü anne sütünde antikorlar bulunur. Bu antikorlar, hatalığa sebep olabilecek birçok mikrobu öldürücü etkiye sahiptir. Anne sütüyle beslenen bebekler sadece gıda almakla kalmaz, bu tür mikroplara karşı da doğal olarak en iyi bir şekilde korunmuş olur.

Siz şimdi 'İyi güzel de benim sütüm yok ne yapayım?' mı diyorsunuz?

O zaman size bir müjdemiz var, onu okuyun.

`height=

Sütü olmayan annelere müjde!..

Anneler, doğum sonrası dünyanın en mutlu insanı olur. Artık onun bir bebeği vardır. Bu mutluluğun tarifini kimse yapamaz.

Ancak kimi annelerin bu mutluluğu yarım kalır. Çünkü göğüslerinde bebeğe verecek süt olmaz. İşte o zaman anne, haklı olarak kederlenir.

Bebecik, mini mini ağzıyla süt ister ama göğüsten süt gelmez ya da yetersizdir.

-Ah canım, siz de mi öylesiniz?

-Durun hemen koyuvermeyin göz yaşlarınızı. Ü zülmeyin... Diğer birçok anne gibi hüzünlenip kendinizi suçlamayın.

Hele bu duygunuzu, çocuğa ilk günlerden mama yedirmeye çalışarak bastırmaya yönelmeyin.

-Bebeğinizi bu kadar az sevemezsiniz? Onu, doğal besin kaynağı olan ve enfeksiyonlardan koruyan anne sütünden mahrum edemezsiniz. O sizin bir taneniz çünkü...

-E peki ne yapayım mı diyorsunuz?

-Sütünüzün gelmesi için çare niye aramıyorsunuz?

Haklısınız. Bu dönemde ilaçalmaktan çekiniyorsunuz. Kendinize ya da bebeğinize yan etkisi olabileceğinden falan...

-İşte size bir müjde... Hiçbir yan etkisi olmayan Akupunktur ve lazer akupunkturu ile size anneliğin haklı gururunu yaşama imkânı sunuyoruz.

Haydi artık silin gözünüzün yaşını...

Anne olduğunuza doya doya sevinin...

Çünkü akupunktur anne sütünü artırıyor. (Tabii bu arada antrparantez sütü çok fazla olan annenin de sütünü dengeliyor.)

-Ay inanamıyorum mu diyorsunuz?

-O zaman tedavi olanlara soracaksınız. Onların gözlerindeki mutluluğa bakacaksınız.

-Peki nasıl mı oluyor?  Anlatalım birkaçcümle ile.

Akupunktur vücudun hayati enerji akışını düzenliyor

Akupunktur penceresinden vücudumuza bakıyoruz... İnsan vücudu kendi enerjisini kendi üreten bir yapıya sahip ta doğuştan... 'Çi' adı verilen bu oto enerjiye... Ve bu enerji vücutta 12 tane ana meridyen 2 de ekstra meridyen denilen hat boyunca dolaşıyor.

  'Çi' adı verilen ve insanın bünyesinde yaratılıştan itibaren var olan ve onu yaşatan bu hayati enerji, 24 saat gece gündüz sürekli bu on iki meridyen üzerinden akıyor akıyor akıyor...

Sağlıklı bir insanda bu akış sayesinde tüm organlar ve tüm sistemler normal olarak bir saat gibi tıkır tıkır çalışıyor.

Ancak hayata başlayan insan vücudu gerek beslenmeden gerek yaşama tarzından gerek doğadaki birçok faktörden etkileniyor... Ve herhangi bir sebeple bu akış bazen kimi noktalarda sekteye uğruyor. Tıkanmalar oluyor yer yer... O zaman ne oluyor?

-Vücutta arıza meydana geliyor.

-Biz buna ne diyoruz?

-Rahatsızlık.

İşte rahatsızlıkların meydana gelmesi bu tıkanma ya da tıkanmalar sebebiyle oluyor.

Öyleyse soruyoruz. 'Birçok annenin sütü var da sizin niye yok?'

Demek ki sizin vücudunuzda enerji akışında bir aksama var. Bu aksama zaten akupunktur muayenesinde anlaşılıyor.

Geriye ne kalıyor? Aksamaya sebep olan noktaların uyarılması ve akışın devamının sağlanması. O noktalar akupunktur tedavisiyle uyarılıyor ve beyinde prolaktin yüksekliği sağlanıyor. Bunun lokal etkilerinden biri de süt kanallarında sütün üretimini sağlamak oluyor.

Doğumdan sonra anne sütünün çok fazla gelmesi, sütün bir türlü kesilmemesi de bir başka arıza. Bu durumunda akupunktur tedavisi bunu da düzeltmiş oluyor. Bundan daha da önemlisi doğumdan sonra üçgün içinde gelmeyen anne sütünü getirmeye yönelik akupunktur tedavisi de çok başarılı sonuçlar veriyor.

Akupunktur bu kadar mı ciddi bir şey?

Evet ciddi... Avrupa`da ve Amerika`da her yüz kişiden altmışı rahatsızlandığı zaman ilk önce alternatif tedaviye yöneliyor. Elbette akupunktur çok ciddi bir bilim dalı. Öyle ki, akupunktur dünyasında her hastanın ve hastalığın bir haritası vardır ve birbirinden farklıdır.

Örneğin siz hamilelik dönemindeyken bu konuda bilgi sahibi olsaydınız hamilelikte çektiğiniz hiçbir sıkıntılar en aza inecek veya hiçkalmamış olacaktı. Rüya gibi geçecekti dokuz ayınız.

-Yine akupunktur sayesinde mi demeyin?

-Evet, yine akupunktur tedavisi sayesinde...

Anlaşıldı biraz daha geniş bilgi istiyorsunuz siz. Öyleyse akupunkturun hamilelikte nasıl faydalı olduğunu da anlatalım. Belki yeni hamile olmuş bir yakınınıza anlatırsınız.

Hamilelik dönemindeki şikayetlere son

Biliyoruz her kadın anne olmak ve bir çocuğa sahip olmak için can atar. Ne var ki, hamilelik dönemi denilen, dokuz ay gibi uzunca bir süre vardır. Bu sürede anne adaylarını birçok sıkıntı bekler.

Neler mi onlar?

Hamileliğin başlangıcından itibaren meydana gelen

Mide bulantıları,

Migrenden de beter baş ağrıları,

Kiminde nefes darlığı,

İleriki aylarda çekilen bel ağrıları, omuz ağrıları,

Bağırsaklarda gaz ve şişkinlik halleri,

Kabızlık ya da ishal vakaları

Daha neler neler... Bütün bunları düşününce hemen her anne adayı, dokuz ayın burnundan geleceği endişesini yaşar.

Ü stelik bu dönemde ilaçda alamaz. Çünkü bebecik zarar görür.

-Haklasınız.

Ama bebeciğin zarar görmemesi için annenin onca ağrıyı sıkıntıyı çekmesi mi lazım. Anne olmak için bunca sıkıntıyı çekmek zorunda mı hamile olan?

-Kesinlikle hayır...

-Çünkü artık akupunktur tedavisi var. Çünkü artık akupunktur tedavisi tüm bu rahatsızlıklardan sizi tereyağından kıl çeker gibi çekip kurtarıyor. Ağrıları ve sıkıntıları yok ediyor.

Çünkü

Akupunktur, bünyenin regülasyonunu düzeltme vasıtasıdır.

Bu WHO denilen Dünya Sağlık Teşkilatının onayıyla kabul edilmiş bir gerçektir. Dolayısıyla akupunktur, hamilelik dönemindeki bir anne adayının

-Migrenini geçirir.

-Astımını düzeltir.

-Bel ağrısı çekiyorsa, geçirir.

-Omuz ve kas ağrılarını geçirir.

-Kabız ya da ishal gibi herhangi bir bağırsak problemi varsa onu düzenler.

-Alerjik bünyeye sahip olup kaşıntı kızarma yanma vs. varsa onları ortadan kaldırır.

Özetle, artık anne adayları kusma ve bulantısız, baş ağrısız, bel ağrısız diri canlı yaşama sevinci içinde bir hamilelik dönemi geçirebiliyorlar.

Hem kendileri rahat ediyor hem doğacak çocukları...

Sağlıklı olmak, sağlıklı yaşamak ne güzel bir duygu değil mi?