Hattat Hamid Aytaç`ın önemli talebelerinden Adanalı Hattat Ahmed Fatih Andı`yı İstanbul`daki evinde ziyaret ederek hat sanatı serencamı üzerine konuştuk;

Değerli okuyucularımız. Hattat Ahmed Fatih Andı günümüzün duâyen sanatkârlarından biri. Hattat Hamid Aytaç`ın önemli talebelerinden biri olan Hattat Ahmed Fatih Andı, 'Mazhar-ı feyz olamaz düşmeyicek hâke nebât/Mütevazı olanı rahmet-i Rahman büyüdür' kelâmı fehvasınca bir yol takip ederek Rakım Mesleği` olarak vasıflandırılan hat sanatına sessiz, sedasız, bununla birlikte zahiri manada da hamle çapında hizmetlerde bulunmuş. 10 senelik hat tedrisatının ardından Hattat Hamid Bey`den H. 1391-M. 1971 yılında icazet alan Ahmed Fatih Andı Bey maalesef günümüzde sanatseverleri bir tarafa bırakalım hattatlar tarafından dahi pek tanınmıyor, bir adım öte garik-i rahmet olduğu düşünülüyor.

Bu yazı dizimizde Adanalı Hattat Ahmed Fatih Andı`nın hat sanatı yolculuğuna ayna tutmaya çalıştık. Gayret bizden tevfî k Allah`tan;

`height=

Mahmud Sami Ramazanoğlu`nun yayında yetişti;

Hattın ve insanlığın numune siması Ahmet Fatih Andı Adana da Hoca Muhammed Fatih Andı nın üçerkek evladının üçüncüsü olarak dünyaya geldi. İlk öğrencilik yıllarından itibaren İslami ilimlere ve sanata meraklıydı. Babasının medrese arkadaşı olan merhum Mahmud Sami Ramazanoğlu nun yanında yetişti. Daha 13, 14 yaşlarındayken merhum Sami Ramazanoğlu nun yanıbaşındayken ona sorarak, onu örnek alarak hayatına yön verdi.

Türkçe ezan başlığı altında 'Allah' demenin yasak olduğu 1930 ila 1950 yılları arasında eğitim-öğretimine devam eden Ahmed Fatih Andı 1950 li yılların sonunda dünya çapındaki sanatçılarımızdan Hattat Hamid AytaçBey`le tanıştı ve hüsn-i hat dersleri almak için ayda bir hafta Adana dan İstanbul a gelip gitmeye başladı.

`height=
Hattat Hamid Bey ve talebeleri, Hattat Hamid AytaçKitabı ndan

Hat sanatının sessiz ustası;

Hat derslerini Hamid Aytaçtan tamamlayan Andı, icazetini de yine Hamid hocasından alarak hat sanatının sessiz ustalarından biri olarak yoluna devam etti. Kendi deyimiyle  'Allah ve Resulullah kelamından başka bir şey yazmadım' diyen Ahmet Fatih Andı, solak hattatlarımızdan olup solaklığın ve yaşam mücadelesinin zorluğundan öğrenci yetiştiremediğinden bahsetmektedir.

Bugün 90 yaşını aşmış olan Adanalı Hattat Ahmed Fatih Andı nın aklı, mahakeme ve muvazenesi yerli yerinde olup oğlu Tahir Fatih Andı ve torunları ile beraber İstanbul`da yaşamaktadır.

Yukarıda kısa biyografisine değindiğimiz Hamid Aytaçmerhumun önde gelen talebelerinden, ilim ve dava insanı, Ahmed Fatih Andı üstadı mahdumu Tahir Fatih Andı Bey`in evinde ziyaret ederek hayır duasını aldık ve içinden Sami Efendi, Hamid Aytaç, Halim Efendi, ketebe koyduğu eserler ve hat sanatı serencamı geçen bir sohbet gerçekleştirdik.

Ahmed Fatih Andı Ü stadı, Adana MÜ SİAD kurucularından, Adana İYC Başkanı, hayırsever iş adamı Hüseyin Nuri Çomu, Boğaziçi Ü niversitesi öğrencisi Mustafa Çomu ve Hattat Mahmut Şahin ile birlikte ziyaret ederek zatıâlileriyle hasbıhal ettik.

Ahmed Fatih Andı: 'Hamid AytaçMerhumun yazı kalıpları var. Bunların bir kısmını Hasan Çelebi`ye verdi. Çelebi kardeşimiz kalıpları paylaşmalı ki gençnesiller istifade edebilsin.

`height=

Hamid Hocamız açlık çekti

Hamid Hocamız fakirlik çekti, açlık çekti. Ama duruşu dikti. 15 metrelik bir kalıp yazı hazırlamıştı, ama ne yazı! O dönemde Suriyeli bir iş adamı ders görmekte olduğumuz yazıhaneye geldi. Kalıp yazıyı gördü, çok beğendi. 15 altın teklif etti. Buna rağmen Hamid Bey yazıyı vermedi.

Hüseyin Kutlu iyi yazar. Keşke Çamlıca Camii`nin yazılarını da yazsaydı.

Hüseyin Kutlu yazar, iyi yazar. Keşke Çamlıca Camii`nin yazılarını Hüseyin Kutlu yazsaydı.

Konyalı Hüseyin Öksüz`ün yazısı da iyidir. Günümüzde soracak olursanız bana göre en iyi yazıyı Davut Bektaş yazar. Davut Bektaş yazdığı zaman yazar, çok çok iyi yazar.

`height=

Türkiye`de yazısı en kuvvetli olan Davut Bektaş`tır

Davut`un istifi kuvvetlidir. Bana göre Türkiye`de yazısı en üstün olan hattat Davut Bektaş`tır.

Büyük oğlum, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Ü niversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Fatih Andı, üniversitede talebelere yazı öğretmesi için Davut Bektaş`ı yanına aldı. Çok da iyi öğretiyor.

(Hasbihâlin bundan sonraki bölümlerinde bold ibareler köşe yazarımız İbrahim Ethem Gören`e, cevaplar Ahmed Fatih Andı Ü stad`a aittir;

  'Hamid Bey`den ne kadar meşk ettiniz?'

10 yıl meşk ettim. Hat sanatını öğrenmek için 10 yıl yetmez aslında ama ben o kadar, 10 yıl müddetince meşk edebildim.

Günümüz hattatları nelere dikkat etmeli?

Her şeye; Başta yiyecek ve içeceğe... Mide bozuk olursa her şey bozuk olur. Kese bozuk olursa &ndash hafazanallah- insanın dini de bozuk olur.

`height=

Hamid Bey`den meşk eden bayan hattatlar var mıydı?

Vardı, İnci isimli bir hanımefendi gelirdi mesela. Ayrıca Nazif Çelebi Merhum`un kıymetli zevcesi Müşerref Çelebi de hat dersi alırdı. Hattat Halim Bey Süleymaniye`deki evlerine gidip Nazif Bey`in hanımına ve kızlarına ders verirdi. Halim Bey de çok iyi bir hattattı.

Hamid Aytaç: Halim yazıda beni geçti

Hocam Hamid Bey 'Halim yazıda beni geçti' derdi. Bakınız, bu çok büyük bir erdemdir, hakkı teslim etmektir, belki tevazudur aynı zamanda. Hiçunutmam Hamid Bey Halim Bey için 'Boynuz kulağı geçti' ifadesini de kullanmıştı.

Halim Efendi celi yazıları büyük bir süratle yazardı. Kocaman kalemleri eline alıp mürekkebi, kâğıda bir çırpıda çekiverirdi.

Hamid Bey tekellüf ile yazardı

Hamid Bey ise tekellüf ile yazardı. Yavaş yavaş, aheste aheste, dinlene dinlene, ölçe ölçe yazardı. Yazdıktan sonra kâğıdı önüne koyar, öylece bakardı. Hem Hamid Bey de hem de Halim Efendi`de Allah vergisi bir kabiliyet vardı.

Hatta nasıl başladınız?

Hatta merakım vardı, yazmak istiyordum. 'Hamid Bey var, falanca yerdedir' dediler. Gittim, yazıhanesini buldum. 'Yazı öğrenmek istiyorum' dedim. 'Elini uzat, bakayım önce' dedi.

Böyle yapmakla elimin titreyip titremediğini, yazıya kabiliyetimin olup olmayacağını ölçmek istedi. Ellerimi uzattım, öylece tuttum. Hiçtitremedi.

(Ahmed Fatih Andı üstadımız ellerini bana doğru uzatarak 'Bakınız hamdolsun ellerim hâlâ titremez' dedi.)

Hamid Bey iyi bir adamdı;

Sonra beni derse kabul etti.

Hamid Bey Allah rahmet eylesin iyi bir adamdı.

`height=

Size kendisine dair neler anlatırdı?

Zaman zaman pek çok şey anlattığı olmuştur. Diyarbakır`dan İstanbul`a 15 yaşında geldiğini söylerdi. İstanbul`da boğaz tokluğuna çalıştığını, zamanın şartlarına göre fakirlerin ikamet ettiği yerlerde kaldığını, buralarda temizliğe fazlaca riayet edilmediğini, bit içerisinde kaldıklarını söylerdi.

Hocamı hiçunutmadım;

Ben hocamı hiçunutmadım, boş vermedim de; Bayramlarda da hocamın ziyaretine gider elini öperdim.

(Elini öpmek için eğildiğimde biri size elini öpmek için müsaade ederse öpersiniz, etmezse öpmezsiniz. Zaten babadan ve hocadan başkasının eli öpülmez. Ahmed Fatih Andı)

Ben de bir bayram günü Hamid Bey`i ziyaret ettim. Elini öptüm, çok hoşuna gitti, çocuklar gibi sevindi ve 'İki oğlum var. Mühendis çıktılar. Ama benimle ilgilenmiyorlar. Bir defa bile 'Baba gel, yanımızda otur' demediler.

Hamid Bey bir nevi bırakılmış adamdı!

Hamid Bey bir nevi bırakılmış bir adamdı. Ne yaptıysa kendi yaptı, kendi kendine yaptı.

Hamid Bey`in çok sağlam bir imanı vardı. Sirkeci`de Mustafa Efendi Camii var. İmamı bir gün hocama gelip 'Gel camiye gidelim, namaz kılalım' dedi. Nasıl kılayım, üzerim başım temiz değil. Camiye gitmek için uygun değil' dedi.

Hamid Bey`in çok güzel kaside okurdu.

Hamid Bey`in sesi de çok güzeldi, âlâ keyfiyette kaside okurdu. Eşraf, okuyacağı zaman Selami Dergâhı`na gelip Hamid Bey`i dinlerdi.

İbnülemin Mahmut Kemal İnal`ın evinde sohbet programları düzenlenirdi. Hocam Hamid Bey de sohbetlere katılıp kasideler okurdu.

Sesi de ne sesti ha!

Sesi de ne sesti ha! Sesi vardı ha! Okuyacağı kasidelerin sözlerini de kendisi irticalen söylerdi, pek de güzel yakıştırırdı. Hamid Bey Kur`an-ı Kerim`i çok güzel okurdu.

Hocamın aslı Arap`tır. Çok güzel şî vesi, okuyuş tarzı vardı. Hocam iyi okuyuşları da takip ederdi. Bir gün bir mecliste Hafız Sami`nin kıraatine denk geldi, arkalarda bir yerlerdeydi.  Cezbeye kapılıp 'Meded Ya Allah' diye ünleyip yere çöktü.

Hamid Aytaç: 'El-insaf ya hu nefes kalmadı.'

Hafız Sami de çok güzel okurdu. Hafız Sami okudukça hocam Hamid Bey, 'El-insaf ya hu nefes kalmadı' derdi.

Hatta nefese hâkimiyet önemli;

Kıraatte olduğu gibi yazıda da nefese hâkim olmak önemli. Mesela ben de yazarken nefesimi tutardım. Tutmazsanız eliniz kayabilir. Ben de hocam gibi yazıyla meşgul olurken acele etmez, yavaş yavaş yazardım. Ve hocam gibi yazdığım anlarda terlerdim.

Hattatlar nezdinde sesin en güzeli kalem cızırtısıdır.

Size bir şey söyleyeyim mi?

Lütfen, istirham ediyoruz efendim;

Sesin en güzeli, hattata göre kalem cızırtısıdır.

Birinci bölümün sonu.

Yarın: Kamış kalemi açmasını Hamid Bey`den öğrendim;