Kâmil Paşa kültürlü ve seçkin bir devlet adamı idi. Kâmil Paşa, devlet ve millet yararına gördüğü her konuda açık sözlü olmaktan çekinmezdi. Arapça, Farsça ve Fransızca biliyordu. François de la Monthe Fé nelon`un Les adventures de Té lé maque adlı eserini Türkçe`ye çevirerek Tercüme-i Telemak adıyla 1862`de yayımlamış, kitap 1863, 1870, 1877 ve 1881`de tekrar basılmıştır. Süslü ve secili ağır diliyle bir inşâ örneği sayılan tercüme muhteva itibariyle siyasetnâmelere benzetilir. Kâmil Paşa`nın çeşitli makamlara yazdığı inşâ örnekleri İbnülemin Mahmud Kemal tarafından Eser-i Kâmil Paşa adıyla toplanarak yayımlanmıştır.

Kâmil Paşa ve eşi Zeyneb Hanım, Ü sküdar`da Nuhkuyusu semtinde 100 yataklı bir 'nisâ hastahanesi' inşa ettirip vakfetmişlerdir. Hastane bugün de Zeynep Kâmil Hastanesi adıyla hizmet görmektedir. Yıkılan Beşir Ağa Camii`ni imar etmişler, Elazığ`da kütüphaneli bir medrese vakfetmişlerdir. Bebek`ten Zincirlikuyu`ya kadar şose bir yol yaptırmışlar, ayrıca Yakacık menba suyunu kanallarla Kartal`a getirmişler ve birçok çeşme ve tarihî yapıyı tamir ettirmişlerdir.

Züheyla Zeynep Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa nın 3 kızından biriydi. Hidiv Sarayı nın prensesiydi. Kahire nin yoksullarına yardım eder, elinden geldiğince herkesin dertleriyle ilgilenirdi. Züheyla Zeynep ile evlenmek isteyenler çoktu ancak babası üzerine titriyor, kızına layık birini arıyordu.

Bir süre sonra Yusuf Kamil, Vali Mehmet Ali Paşa nın evladı gibi oldu. Hızla rütbe atlayan Yusuf Kamil, 30 lu yaşlarına geldiğinde Albay olmuştu. Bir gün Vali Mehmet Ali Paşa, Yusuf Kamil i yanına çağırarak, 'Zeynep ile birbirinize yakışıyorsunuz, kızımı sana nikahlıyorum' dedi. Dillere destan bir düğün sonrası Prenses Zeynep, Kamil ile nikahlandı.

Ancak sarayla bu evliliğe karşı çıkanlar çoktu. Kim oluyor da bu Kamil denen sıradan bir halk çocuğu Kavalalı ailesinden kız alıyordu. Evlilik o kadar tepki aldı ki Saray ın huzuru kaçtı. Mehmet Ali Paşa, ortalık yatışsın diye Kamil i İstanbul a gönderdi. 1845 yılıydı, Sultan Abdülmecid kızı Adile Sultan ı evlendiriyordu. Kamil, Mehmet Ali Paşa nın tebriklerini ve hediyelerini sunacaktı.

Mısır Valisi Said Paşa`nın Süveyş Kanalı imtiyazını Fransa`ya vermesini Mısır`a yabancı müdahalesini arttıracağı gerekçesiyle eleştiren Kâmil Paşa`nın konağında yapılan Meclis-i Vükelâ toplantısında imtiyazın iptali için paşanın kayınbiraderi Said Paşa`ya mektup yazması kararlaştırıldı. Kâmil Paşa`nın yazdığı mektubu ele geçiren Fransız elçisi Benedetti, Bâbıâli`yi protesto edince Reşid Paşa sadâretten, Kâmil Paşa da Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliyye başkanlığından istifa etmek zorunda kaldı. Bir süre açıkta kalan Kâmil Paşa, bilgi ve tecrübesinden faydalanılmak üzere Mecâlis-i Aliyye`ye (Meclis-i Vâlâ ile Meclis-i Umû mî ) memur edildi. Padişah tarafından kendisine imtiyaz nişanı verildi. Said Paşa`nın oğlunun sünnet düğünü için Reşid Paşa ile birlikte Mısır`a gitti. Döndükten sonra Mustafa Reşid Paşa beşinci defa sadârete, Kâmil Paşa da ikinci defa Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliyye başkanlığına tayin edildi. Bu görevden ayrılınca kısa bir süre açıkta kaldı. İkinci defa Mecâlis-i Aliyye`ye memur edilen Kâmil Paşa 1861`de Mısır`a gitti, Vali Said Paşa ile birlikte Medine`yi ziyaret etti. Tahta çıkan Sultan Abdülaziz`i tebrik için bir ara İstanbul`a geldi ve tekrar Mısır`a döndü.

Adile Sultan ile Kamil arasında sıcak bir dostluk oluştu. Abdülmecid, Kamil i Mirimiranlık rütbesine yükseltti. Kamil Mısır a geri döndüğünde bütün kayınbiraderleri ile Mısır ın ileri gelen eşraf ve devletlilerini kendisine cephe almıştı.

Bir süre sonra Kamil ile Zeynep`in hayatı kabusa dönüştü. Önce Mehmet Ali Paşa, ardından yerine geçen oğlu İbrahim Paşa öldü. Yeni Vali Abbas Paşa, Kamil`e diş bileyenlerin başında geliyordu. Koltuğa oturur oturmaz Kamil`e boşanacaksın dedi. Mehmed Ali Paşa`nın vefatı üzerine Mısır valisi olan Abbas Paşa zamanında Sudan`da bir göreve tayin edildi. Görevi kabul etmeyince Asvan`a sürgüne gönderildi. Hapsedilerek Zeyneb Hanım`dan boşanmaya ve Mısır`daki mallarından vazgeçmeye zorlandı. Kâmil Paşa, eskiden tanıdığı Sadrazam Mustafa Reşid Paşa`ya gizlice bir arî za göndererek kurtarılmasını istedi. Padişahın fermanıyla hapisten çıkarılan Kâmil Paşa İstanbul`a getirildi, arkasından Zeyneb Hanım da İstanbul`a gitti. Hastalandı, doktor istedi verilmedi.

Kamil`in sürgündeki üçayı dolmuştu. Sultan Abdülmecid`i durumundan haberdar etti. Çok sinirlenen sultan Abdülmecid, Mısır Valisi Abbas Paşa`ya sert bir ferman gönderdi. Fermanda 'Bizzat kendin Asvan`a gidip, Yusuf Kamil`i sağ salim buraya göndereceksin' yazıyordu. Ferman padişahındı.

Sürgün bitmiş, Kamil İstanbul`a dönmüştü.. Sıra Zeynep`i getirmeye kalmıştı. Yine bir yolunu buldu ve derdini Sultan Abdülmecid e açtı. Abdülmecid, Abbas Paşa`ya yine bir ferman yolladı, 'Tez elden Züheyla Zeynep hanımı İstanbul`a gönder' dedi. Abbas Paşa tez elden gönderdi Prenses Zeynep`i. Yıllar sonra Kamil ile Zeynep nihayet birbirine kavuşmuştu.. Zeynep ve Kamil e ikinci kez nikah kıyıldı . Damadın şahidi Sadrazam Reşit Paşa, gelinin şahidi ise Şeyhülislam Arif Hikmet Bey oldu.

Ü sküdar`da bir yalıya yerleştiler. Zeynep, kocasına kavuşmasının mutluluğuna tutunmuş, iyiliklerini de artırmıştı. Ama çocukları olmadı. Onlar da birçok yetime ana baba oldu. Sonra Ü sküdar Nuhkuyusu nda bir arsa aldılar ve 100 yataklı bir hastane kurdular. Hastalar burada ücretsiz bir şekilde şifalarını buldu.

Ü çüncü defa Şû râ-yı Devlet başkanlığına getirildi. Hastalığı nüksedince azledilerek altıncı defa Mecâlis-i Aliyye`ye memur edildi. Çok sevdiği Sultan Abdülaziz`in âkıbeti yüzünden hastalığı şiddetlenen Kâmil Paşa Bebek`teki yalısında vefat etti ve Ü sküdar`da yaptırdığı hastanenin bahçesindeki türbesine defnedildi.