Neil LaBute`un modern zaman ilişkileri üzerine yazdığı oyun çıkmaza giren ilişkileri sorguluyor. 

Adından da anlaşılacağı üzere 'her şey yolundaymış gibi' hayatın devam ettiğine vurgu yapan oyun üçbölümden oluşuyor daha doğrusu perde açılınca üçkısa oyunla baş başa kalıyoruz. Devlet Tiyatroları sahnesinde çok fazla ilgi göreceğini düşündüğüm ve yine bizleri anlatan etkileyici bir oyundu. Eminim birçoğumuzun hayatında bir şeyler yolundaymış gibi devam ediyordur ve aslında hiçbir şey yolunda değildir. Ü çkısa oyunda da tüm çıplaklığıyla bunu görüyoruz. 

Özellikle ilk oyun beni çok etkiledi. Kadın ve erkeğin bakış açılarının ne kadar farklı olduğunu iyi bir dille anlatan yazar ve çok iyi performans sergileyen oyuncular sayesinde bir kez daha gördük; Hepsinden önce ilk dakikalarda sergilenen ve üçoyunu da içine alan performansa bayıldım. 

Burada yasak ilişkiden normal ilişkiye kadar ortaya çıkan ve çıkabilecek birçok sorunu ve sorunların sebeplerini tüm çıplaklığıyla görebiliyoruz. Aslında bir şeylerin farkında olduğumuzu fakat görmek istemediğimizi belki de ilişkinin sorumluluğundan kaçtığımızı ve bu kaçışlarla bir gün yüzleşeceğimizi bizlere gösteriyor. 

Her insanın yaşadığı ya da yaşayabileceği bu sahneler yine hayatın içindendi ve oyunun en başındaki gösteri insan beyninin, duygularının ne kadar çetrefilli olduğunu, verdiği ve vereceği kararların nelere yol açacağını çok güzel özetlemişti ardından gelen üçhayat özeti ise aslında büyük birer dram. Bu yaşananları,  kişilerin farklı yorumlamaları ise her bireyin kendi doğruları içinde yol aldığını bir kez daha hatırlatıyor bizlere ve oyundan sonra merhamet etmemiz gereken birine merhamet göstereceğiz ya da hayatından çıkmamız gereken birine veda edeceğiz kim bilir;

Bence bu oyunu kaçırmayın. Yazarı ve oyuncuları tebrik ediyorum. 

`height=
Bu oyunun üzerine de konuşulacak yegâne konu tabi ki ilişkiler; Herkes kendine göre haklıdır, karşıda ki daima haksızdır ve ne olacaktır bu memleketin halidir son nokta;

Empati mi kuramıyoruz acaba ya da çok mu benciliz bunu sorguluyor muyuz? Kim bilir belki de beklentilerimiz çok fazla karşıdan ve karşımızdakinin bundan haberi dahi yok; Empati dediğimiz şey hayatta yapılması en güçşeylerden biri sanırım. Ani kararlar ve dramatik sonuçlarda en büyük rolü biz üstleniyoruz. Pişmanlıklar ve kontrol edemediğimiz o bitmeyen duygular. Ya öfke patlamaları ya da bitmeyen gözyaşları. Bunları yaşamayan insan yoktur elbette fakat kontrollü olabilir miyiz, ne kadar mantıklı olabilir insan bu tip durumlarda bilemiyorum. Belki biraz daha sakin ve adaletli düşünmeye çalışarak bir şeylerin üstesinden gelebiliriz.