`height=

İnsanlar, hayatın merkezinde kendilerini görme eğilimindedir. Herkesin günün birinde meşhur olacağı beklentisi vardır. Her insan önemsenmek ister. Çevresinde fark edilmek ister. Dikkatlerin kendi üzerinde toplanmasını ister. İnsan ister ki, çevresinde herkes onu konuşsun, ona ilgi göstersin, ona sorsun, ona danışsın.  Gerçekler öyle demiyor ama.  Diğer insanlar sizi neredeyse hiçbir zaman düşündüğünüz kadar önemsemezler. Sizin zannettiğiniz kadar sizi konuşmazlar. İnsanlar her zaman önce kendilerine odaklanırlar. Tıpkı sizin kendinize odaklandığınız gibi. Toplu fotoğraf çekimlerinde bu durumu sık sık yaşarız değil mi? Herkes önce kendisinin nasıl göründüğüne bakar. Kendisi güzel çıkmışsa o fotoğraf güzeldir. Diğerlerinin nasıl göründüğüne pek dikkat etmez çoğu kişi. Özellikle bu fotoğraf bir yerde paylaşılacaksa paylaşan kişinin insafına kalınmıştır. O kendisini beğenirse fotoğrafı ya da videoyu paylaşır. Diğerlerinin gözlerinin kapalı olması, yüz ifadelerinin uygun olmaması çok da umurunda değildir.

Bazen çok sıra dışı bir tişört giyersiniz. Herkesin size bakacağını, insanların birbirilerine sizi göstereceklerini düşünürsünüz. Ama durumun öyle olmadığını bilimsel olarak bile söyleyebiliriz artık.  Böyle bir tişört giyildiğinde düşündüğünüzden beş, altı kat daha az kişi tarafından fark ediliyormuşsunuz.

Ya da bir iş görüşmesindesiniz ve size bir kahve ikram edildi. İlk yudumu aldınız, heyecandan eliniz titredi ve fincandan üzerinize kahve döküldü. Muhtemelen kendinizi çok kötü hisseder, rezil olduğunuzu ve tüm dikkatlerin kendinize döndüğünü düşünürsünüz. Durum hiçde sandığınız gibi kötü değilmiş. Rahat olabilirsiniz. Karşınızdaki kişi ya sizin yaşadığınızı hiçfark etmeyecek ya da önemsiz bir detay olarak görecektir.

Magazinsel bir ünlü, aktör ya da önemli bir siyasetçi değilseniz yani sıradan bir hayatınız varsa insanlar sizin açıklarınızla ya da hatalarınızla bu kadar ilgilenmez, kafaya takmanıza  gerek yok. 

Herkes size bakmıyor;

Bu konuda yapılan bilimsel araştırmalar da böyle söylüyor. 

Spot Işığı Etkisi

Bir kişinin kendi davranış veya görünümüne, diğer insanların gerçekte olduğundan daha fazla dikkat verdiğini sanmasına, tüm ilginin kendi üzerinde olduğunu zannetmesine 'spot ışığı etkisi' deniliyor.

'Spot ışığı etkisi' kavramı ilk kez 2000 yılında Thomas Gilovich, Victoria Husted Medvec ve Kenneth Savitsky tarafından yapılan çalışmada ifade edilmiş olup araştırmacılar tarafından şu şekilde tanımlanmıştır: 'İnsanlar, sosyal spot ışıklarının kendileri üzerinde, gerçekte olduğundan daha fazla parladığına inanmaya meyillidir.'  Spot ışığı etkisinin, gündelik hayatımız içerisinde pek çok örneği bulunmaktadır. Diğer insanların hem anlık davranışlarımız ve görünüşümüze, hem de davranış ve görünüşümüzde zaman içinde meydana gelen değişimlere karşı sergileyecekleri dikkatin seviyesini fazlasıyla abartmaktayız. 

Spot ışığı etkisi, araştırmacılar tarafından da tanımlandığı gibi, başka insanların bize, en az bizim kendimize dikkat ettiğimiz kadar dikkat ettikleri yönündeki hatalı varsayımımızdır. Diğer insanlar tarafından spot ışıklarının üzerimize çevrildiği durumların varlığı elbette yadsınamaz ancak dürüst olmak gerekirse herkes kendi dünyasında o kadar meşguldür ki, ışıkları üstümüze çevirenin çoğu zaman kendimiz olduğu gerçeği göz ardı edilir.

Çevrenizdeki insanları tamamen umursamayın, özgürce davranın denilmiyor. Sadece kendinizi olduğundan fazla abartmayın deniliyor. Wake Forest Ü niversitesi profesörlerinden Mark Leary, konunun diğer boyutuna dikkat çekiyor: 'Spot ışığı etkisi sosyal açıdan kişiyi kısıtlasa da, insanların hakkımızda ne düşüneceği kaygısını duymak, bunu hiçdüşünmeden davranmaktan iyidir ve iyi bir iş, aile, sosyal hayat kurma konularında ortaya çıkaracağı riskler daha azdır.' Yani, davranışlarımızın doğuracağı tepkileri hiçkafaya takmamaktansa, en azından onlara dikkat edecek kadar düşünmek faydalı olabilir.

Konuyla ilgili yapılan araştırma sonuçları şunu söylüyor: Kişilerin gerçekte olduklarından yaklaşık 6 kat daha fazla dikkat çektiklerini düşündüklerini ortaya koymuş.

İlginçbir saçkesimi ya da saçrengine sahipsiniz ve dolu bir salona giriyorsunuz. Salonda beş yüz kişi var diyelim. Siz, salondaki herkesin size bakacağını ve dikkatlerini size vereceğini düşünüyorsunuz. Gerçekte ise sadece 80, 90 kişi size bakacaktır. Onların da ne kadarı gerçekten detaylı bir şekilde bakacak ve sizin saçrenginizi ve saçkesim tarzınızı fark edecek bilemiyorsunuz.

Burada bir ölçü var elbette. Ne tamamen insanlara kayıtsız kalmak ne de tamamen insanlara göre davranmak;   'El alem ne der?' diyerek gerçek düşüncelerinizi ve davranışları sergilemekten çekinmemek ve toplumu rahatsız edecek, başkalarını incitecek davranışlardan da kaçınmak gerekir.  Özgürlüğümüzü de koruyarak, toplumsal değerleri de dikkate alarak davranış sergilemek en doğrusu olsa gerek diye düşünüyorum.