Hızlı nüfus artışı ve getireceği sorunlar

Ekonomik sorunlarımıza en etkin önlem nüfus planlamasıdır.

Hüseyin BAŞUSTA

Dünya yuvarlağının en hareketli ülkelerinden biri olan Türkiye, nüfusu hızla gelişen bir top­ lumsal yapıya sahiptir. Türkiye nin gençnüfusu top­ lumun özelliklerini aksettirir. Gençnüfus, ekonomik hareketliliğin olduğu kadar önemli sosyal ve siyasal hareketlerin de kaynağıdır.

Çağdaş Türk toplumu çalışmak, üretmek ve ya­ ratmak isteyen insanlarla doludur. Oysa toplumun şu anda ki iş gücü isteği tüm ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Bu bakımdan her geçen yıl artan işsizlik çağ­ daş Türkiye nin en büyük problemidir.

Ancak işsizliği önlemenin çaresi nüfus artış hı­ zını kontrol altına almakla mümkündür. Gelişmekte olan ülkelerde üzerinde özellikle durulması gerekli sorunlardan biri de bu ülkedeki hızlı nüfus artışla­ rıdır. Ekonomik kalkınma uğraşı içindeki herhangi bir ülke bir yandan gerçek milli gelirini önemli ölçü­ de artırıcı etkin önlemlere başvururken, öte yandan da nüfus artışındaki fazla hızı azaltmazsa boşa gide­ ceğini görecektir. Bu konuda yapılan araştırma ve çalışmalar göstermiştir ki, iktisaden gelişmekte olan bir ülkenin belirli bir zaman süreci içinde kalkınma­ da başarılı olabilmesi nüfus artışlarının hızını o za­ man sürecinde azaltabilmesine ve aynı zamanda ger­ çek milli gelir düzeyini artırabilmesine bağlı kalmak­ tadır.

  1. önlemler alarak gerçek milli gelirini artır­ mayı başaran ancak bunun karşısında nüfus artı­ şındaki hızı yavaşlatabilmek için bu konu ile ilgili et­
    kin önlemlerin uygulanmasını ihmal eden az gelişmiş ülkelerin durumuna bir örnek vermek gerekirse şöyle diyebiliriz: Böyle bir ülkenin çabası, aşağı doğru ka­ yan bir otomatik merdiven üzerinde yukarıya doğru yürümeye çabalayan bir kişinin durumundan pek farklı olamaz.

Kısaca gelişmekte olan bir ülkede, milli geliri artırıcı yöntemlerin uygulanışına paralel olarak nü­ fus artış hızını azaltıcı önlemlerin etkin bir şekilde uygulanmaması ihtiyaçvardır. Çünkü nüfus artışı, ekonomik kalkınma projesinde milli gelirde sağlanan artıkları yutucu bir faktördür.

TÜ RKİYE: DÜ NYADA NÜ FUSU HIZLA ARTAN Ü LKE

Türkiye sağlık koşullarının iyileşmesinin de katkısıyla dünyada nüfusu hızla artan ülkelerden biri ol­ muştur. Bu hızlı nüfus artışının ülkede yaratacağı ciddi sorunlardan biri de bilindiği gibi istihdam so­ runudur. Çok etkin önlemler alınmadıkça zor koşul­ lar altındaki ekonomimiz, hacmi hızla artan istihdam edilmesi gerekli yaş grubundaki insanlar için yeterli iş olanakları temin edemeyecektir. Nitekim bugüne ka­ dar istihdam edemediğimiz iş gücünü, başta Batı Av­ rupa olmak üzere birçok memleketlere ihraçetmek mecburiyetinde kaldık. Oysa her ülke aynı istihdam sorunu ile karşı karşıya bulunduğu için bizim açımız­ dan bu iş gücü ihracı eskiden olduğu gibi artık kolay olamamaktadır. Bu nedenle ülkemizdeki hızlı nü­ fus artışının kaçınılmaz sonucu olarak, Türkiye de açık işsizler kitlesinin artışı ve işsizliğin yaratacağı çal­ kantılarda yakın bir gelecekte kendini daha belirgin bir şekilde ortaya koyacaktır.

Bu konu ile ilgili olarak yapılan istatistiklere bak­ tığımızda Türkiye, nüfusu her yıl binde 26 dolayla­ rında bir oranla süratle artan bir ülkedir. Bizim bu nüfus artışımızın yanı sıra yaşam düzeylerine en kısa zaman süreci sonunda erişmeyi amaçladığımız bazı ülkelerin sahip oldukları doğal nüfus artış hızlarını da belirtmekte yarar var. Umarız -Belçika hesabı ile 4.6, Almanya 6.0, Fransa 6.8, İtalya 8.5- bu rakamlar yardımı ile yapılacak basit bir karşılaştırma bizim bu alanda ne büyük bir çaba harcamamız zorunluluğunu göstermektedir.

EKONOMİK SORUNLARIMIZA EN ETKİN ÖNLEM, NÜ FUS PLANLAMASIDIR

Yukarda da ifade ettiğimiz gibi ülkemizdeki nü­ fus artış hızı binde 26 dır. Bu rakam ülkemiz için çok tehlikeli bir durum arz etmektedir.

Bu gün en büyük ekonomik sorunlarımızdan biri olan 'enflasyon' ve 'işsizlik' nüfusun marjinal pro­ düktivitesinin olumsuz olmasından meydana gelmektedir. Nüfus ve üretimi, talep enflasyonu ülke reel üretim arzının reel talebe yetmeyişinden çıkan fiyat yükselişlerini ifade eder. Her ne kadar maliyet enflasyonundan söz ediliyorsa da bunun kaynağı yine talep enflasyonudur. Bu konuya bir örnek vermemiz gerekirse şunu söyleyebiliriz: Köse­ le fiyatında ortaya çıkacak olan bir birimlik artış, bu­ na paralel olarak da ayakkabının da maliyetini yük­ seltecektir. Dolayısıyla maliyeti yükselen ayakkabı­ nın fiyatının da yükselmesi zorunlu hale gelince or­ taya çıkan bu enflasyon, maliyet enflasyonu olur. Buradan da anlaşılıyor ki, maliyet enflasyonu talep enflasyonundan kaynaklanmaktadır. Şöyle ki köse­ le fiyatındaki artışı, köselenin ihtiyacı tam olarak kar­ şılamadığına verirsek, arz-talep kanununun işlemesin­ den dolayı talebi arzını aşan köselenin fiyatı yükse­ lecektir.

Bu nedenle enflasyonunun artış hızını durdur­ mak veya azaltmak için reel üretim artış hızı­ nı ihtiyaca cevap verecek şekilde yükseltmek mümkün olmadığına göre nüfus artışından doğan talep artış hızını durdurmak hiçdeğilse azaltmak gerekir. Bu­ nun için de en etkin önlem nüfus artış hızının dur­ durulması olacaktır.

İŞSİZLİK SORUNU

İşsizlik sorununun çok büyük kısmının nüfusta­ ki artıştan kaynaklandığı herkes tarafından bi­ linmektedir. Bu nedenle sebebi bilinen işsizliğin eritilmesi iki yolla mümkün olabilir. Birincisi, yeni ya­ tırımlarda bulunmak suretiyle istihdam olanaklarını çoğaltmak, ikincisi de nüfus artış hızını düşürmek­ tir.

Nüfusun yoğun artış gösterdiği doğu illerimizin bir bölümünde yapılan sözlü ve yazılı anketlerden anlaşıldığına göre, doğu illerimizde fazla çocuk ya­ pılmasının nedenleri şu şekilde ifade edilmektedir:

1- Bilgisizlik örneğin tahsilsiz kimseler, nü­ fus artışının savaşta askeri gücün üstünlüğü için ge­ rekli olduğunu savunmaktadırlar.

2- İktisadi olanaksızlıklar

3- Nüfus planlaması çalışmaları için yeterin­ ce halkın hizmetine müessese kurulamaması&hellip Yani vatandaşın bu konuda yeterince aydınlatılamaması...

4- Dini inançların etkisi

Ü lkemizde nüfusun hızla artmasının nedenlerini, kısaca ifade ettikten sonra son olarak şunu açıkça ifade edebiliriz... « Nüfus artış hızını düşürebilmek için alınması gereken önlemlerin başında, kültürel, ekonomik ve hatta yasal tedbirler gelmektedir.

HIZLI NÜ FUS ARTIŞI VE Ü LKE EKONOMİSİ

Gelişmekte olan Türkiye nin hızlı nüfus artışın­ dan dolayı karşılaşabileceği önemli sorunlarını başlıca şöyle sıralamak mümkündür:

1- İşgücü kullanımı (istihdam)

2- Gelir dağılımının bozulması

3- Yatırım olanaklarının sınırlanması

4- Sosyal bunalımların ortaya çıkıp büyümesi

Görüldüğü gibi bir ülke için hiçde içaçıcı ol­ mayan sonuçlar doğuran hızlı nüfus artışının önlen­ mesi kolay olmadığına göre hiçolmazsa büyük oranda hızının azaltılması, sanayileşmenin de bu oran­ da hızlandırılması başarılabilirse, Türk toplumunun önündeki yol düzelip genişlemeye başlayacaktır.

Türkiye de refah seviyesinin hızla yükselmesine engel olan nüfus artış hızı ortaya çok çeşitli ve çö­ zümlenmesi güçekonomik, mali, sosyal ve kültürel problemler çıkarmıştır. Bundan dolayı da Türkiye nin bugün ki iktisadi ortam ve şartlar içinde hızlı nüfus artışından zarar gördüğünü, ekonomik ve sosyal bün­ yenin zedelendiğini söylemek yanlış olmaz.

Diğer taraftan nüfusun hızlı bir artış göstermesi küçük yaş gruplarının yoğunlaşmasına ve bunların üretken bir nüfus olmamaları nedeniyle de faal nüfu­ sa bağımlı kalmalarına ve tüketici olmalarına neden olmaktadır. Bu konuya dış ülkelerden bir örnek ver­ mek gerekirse şunu ifade edebiliriz: Atlas Okyanu­ sunun Avrupa yakasında yaşayan nüfusun içindeki işsizlerin yani büyük işsiz ordusunun üçte birinin 25 yaşın altında olduğunu ve gençler arasındaki işsizlik oranının giderek daha da çoğaldığını hatırlatmakta yarar var. Bu işsiz insanların 600 bini İngiltere&rsquo de, 400 bini İtalya da, 350 bini Fransa da, 250 bini Federal Al­ manya da yaşıyor. Hele son yıllar içinde Dünya ül­ kelerindeki ekonomilerde meydana gelen olumsuz du­ rumlar neticesinde düşmekte olan iş piyasasına, 1960 yılının başlarında dünyaya gelen çok geniş bir yaş grubunun da gelmesi beklenmektedir. 1980 yılında ise bu kuşak iş piyasasına en azından üçte bir ora­ nında katılacak bir yeni yaş grubu ile karşı karşıya kalacaktır. Diğer taraftan, eğitim ve yetiştirme ola­ naklarının 1980 lerin başına kadar yeterince gelişti­ rilmesi de olanaksız görülüyor. Bu nedenle önümüz­ deki yıllar da hızlı nüfus artışıyla işsizler kitlesinin çığ gibi artması ekonomide adil olmayan bir gelir da­ ğılımını oluşturan bir mekanizma ortaya çıkacaktır. İşte bu mekanizma da o ülkede huzurun yok olması­ na neden olacak, ciddi sosyal bunalımlara ortam hazırlayabilecektir.

Bu bakımdan mümkün olduğu kadar kısa bir dönem içinde uzağı görerek, ona göre gerekli önlemleri almak zorundayız. Kanımızca, 1978 yılında bu konu ile ilgili önlemler alınırken gerek hükümet ve gerekse vatandaşların üzerlerine düşen görevi ve so­ rumluluğu içtenlikle taşımaları lazımdır.

(Bu yazı 1977 yılının Aralık ayında kaleme alınmıştır.

www.huseyinbasusta.com)