Bu yazımda, kilise-cami olma özelliği sadece minare dikilip camiye çevrilmesi değil de 1509 depreminden sonra bizans yapısı kubbenin yerine Türk mimari üslubunda bir kubbe yapılmış olması. yani tarihi kilise olmasının yanı sıra islam mimarisi açısından da tarihi bir değere sahip bir eserden bahsedeceğim.
Halifenin bayraktarlığını yapmış olan Câbir b. Abdullah (veya Câbir b. Semüre) el-Ensârî `nin makamı bulunduğundan halk tarafından Hazreti Câbir Camii denilmektedir. Eserin apsis çıkıntısının sağındaki hücre, Hz. Câbir makam-türbesi olmuştur.
İstanbul un fethi sırasında ne durumda olduğu bilinmeyen kilise II. Beyazıt döneminde 1546`de Sadrazam Koca Mustafa Paşa tarafından camiye çevrilmiştir. Binanın örtü sistemi değiştirilerek bütünüyle yeniden düzenlenmiş, bu arada Türk mimari üslû bundaki şimdiki basık kubbe yapılmış ve yeni pencereler açılmıştır. Girişi karşısında Şatır Hasan Ağa tarafından 1692-93`debir çeşme yaptırılmıştır. Bu arada caminin avlusunun bulunmadığını belirtelim.
Kilise apsis çıkıntısının sağındaki hücre, Hz. Câbir makam-türbesi olmuştur.
1509 depreminden sonra yenilenen yapı 1729`da yanmış, 1894 depreminde kısmen yıkılmışsa da her ikisinde de onarılmış son restorasyon ise 1922`de gerçekleşmiştir. Bununla birlikte 1930`larda yapılan düzenleme sırasında adını verdiği mahallenin surları dışında bırakılmıştır. 1957`de Amerikan Bizans Enstitüsü tarafından binanın güney cephesinde, badana tabakasının altında bulunan fresklerin, Ayios Kosmas, Hagios Damianos ve baş melek Mikhael`e ait oldukları tespit edilmiştir. 
  Orta Bizans döneminden kalma yapının eski ismi 'Kristos Pantepoptes'tir. Konstantinopolis te yapılar plan tipi olarak ya Serbest HaçPlan tipi, ya da Kapalı Yunan Haçı(kare içerisinde haç) Plan tipiyle inşa edilmekteydi. Kristos Pantepoptes in plan tipi ise Kare İçinde HaçPlan ya da Kapalı Yunan Haçı olarak isimlendirilen plan tipidir.  Binanın kilise olarak kullandığı dönemden kalma vaftiz teknesi bugün istanbul arkeoloji müzesindedir.
Geçbir devirde inşa edilen ahşap son cemaat yerinden geçilen esas mekân ise bir haçbiçimindedir.
Klasik üslû ptaki mihrap apsis eksenine eklenmiştir. Sonradan  ayrıca minber, kürsü, mahfil gibi ahşap kısımlar da yapılmıştır.
Fener- Balat gezinize mutlaka Atik Mustafa Paşa Camii olarak da adlandırılan bu tarihi eseri de ekleyin.