İhvân-ı Müslimî n hareketinin lideri, Mısır`ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, darbeci Mısır`ın katili Sisi`nin cezaevinde kurulan mahkeme salonunda selefleri Hasan el-Bennâ, Seyyid Kutup, Yû suf Hevvâş ve Abdülfettâh İsmâil gibi şehit olarak Hakk`a yürüdü. Şehadeti kutlu makâmı âli, mekânı Firdevs olsun.

5 yıldır 'su'dan sebeplerle mahpus damında tutulmakta olan Muhammed Mursi hür dünyanın gözü önünde tedavisi engellenerek ölüme götürüldü. Batı ve Batı sevenler kına yaksın şimdi!

Efendimiz Aleyhisselâm, 'Sizden kim bir münkeri görürse onu eliyle düzeltsin, gücü yetmezse diliyle düzeltsin, yine gücü yetmezse kalbi ile düzeltsin (buğz etsin) bu da imanı en zayıf olanıdır' buyurmuştu.

Müslümanlar son hadiseye de sadece ve sadece buğzetmekle yetinecek. Türkiye dışında hiçbir devletin sesi, soluğu, âvâzı çıkmayacak, zalime lânet, mazluma rahmet okunmayacak.

Müslüman devletlerin liderleri boyunlarındaki tasmanın zincirlerini elinde bulunduran ağababalarını gücendirmemek için 'kınıyoruz' bile diyemeyecek. Ne diyelim, böyle anlayışa veyl olsun!

Erdoğan: Katil Sisi

Mısır`daki darbenin ilk anlarından itibaren Firavunların karşısında duran ve Dr. Muhammed Mursi`ye en büyük, açık ve net desteği veren Devlet Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan, kardeşi Mursi`nin vefâtına dair gönlü hû n vaziyette konuştu: 'Şehidimize Allah tan rahmet diliyorum. Ve demokratik yollarla, yüzde 52 oy almak suretiyle Mısır a Cumhurbaşkanı olan merhum Mursi, şu anda demokrasiyi bir tarafa koyarak, işgalci bir eda ile tamamıyla bir darbeyle Mısır ın başına geçen şuandaki zalim Sisi, bildiğiniz gibi 50 ye yakın kişiyi idam etmiştir. AB üyesi ülkeler idamı yasaklarken ne yazık ki Mısır da bu katil Sisi nin davetine icabetle oradaki toplantıya iştirak etmişlerdir. Bu ikiyüzlülük değil çok yüzlülüktür.

İşte bu sürecin ne yazık ki şurada yaklaşık hemen hemen 5 yılı buldu değil mi? 5 yıldır Mursi kardeşimiz cezaevinde ve binlerce arkadaşıyla beraber orada mahkû m ve bugün de şüpheleri bir kenara koyuyorum emrihak vaki olmak suretiyle şehit oldu. Mısır ın demokratik seçimle göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı, kardeşim Muhammed Mursi nin vefat ettiği haberini teessürle öğrendim. Tarihin en büyük demokrasi mücadelelerinden birini veren şehit Muhammed Mursi ye Allah tan rahmet diliyorum.'

Müslümanlar yapayalnız!

Müslümanlar yalnız, yapayalnız, etrafı kuşatılmış, Müslümanlar çaresiz, Müslüman devletler lidersiz.

Bayrak şairi Arif Nihat Asya:

'Biz dünyadan nereye

Göçelim ya Muhammed?
Yeryüzünde riya inkâr hıyanet
Altın devrini yaşıyor...
Diller sayfalar satırlar
'Ebu Leheb öldü' diyorlar:
Ebu Leheb ölmedi ya Muhammed
Ebu Cehil kıtalar dolaşıyor!'

Diyerek bir zamanla Ü mmet-i Muhammed`in hâl-i pür melâline hayıflanıyordu.

Vakit hayıflanmadan öte bir şeyler yapma, tefekkür etme, silkinme, kendine gelme, haykırma, kıyam, mücadele ve gıyabi cenaze namazı zamanıdır.

Şair Arif Nihat Asya yerden göğe kadar haklı. Ebu Leheb de, Ebu Cehil de, Firavun da, Nemrud da, Abdullah ibn Ubey de ölmedi! Mısır`da, Suriye`de, İsrail`de, dünyanın sair yerlerinde yaşıyor dünyayı dolaşıyor.

Medine İslam Devleti`nde münâfıkların reisi Abdullah ibn Ubeyy bin Selû l, Firavun`dan da, Nemrud`dan da daha tehlikeliydi. Çünkü bir yüzüyle Müslüman diğer yüzüyle kâfirdi. Bir gün kâfirlerin arasında sonraki gün Müslümanların arasına girerdi.

Şimdiki zamanda Abdullah ibn Ubeyy`in çağdaşları cemiyetimizin orta yerinde dolaşıp dururken Firavun`un ve Nemrud`un takipçileri meş`um amellerini işlemeye devam ediyor: Bir gün İdlib`in kenar mahallelerinde masum çocukları, diğer gün Nahda ve Adeviye Meydanı`nda İhvân`ın evlatlarını, sonraki gün Kudüs`te Ü mmet`in geleceği olan yiğitleri, bugünkü günde de Kahire`de mahpus damlarında kurulan göstermelik mahkeme salonlarında İhvân`ın liderini öldürüyor.

Evet, Firavunlar ölmedi. Kıtalar dolaşıyor içimizde yaşıyor devletlere, milletlere, cemiyetlere, örgütlere, partilere, kuruluşlara sirayet ediyor! Firavun ve avânesi Taksim ve Ulus meydanlarında Müslümanları birbirine düşürüyor.

Heyhat' 'Hayat, iman ve cihattır' diyenler ezan-ı Muhammedi`yi yasaklayanlarla aynı hizada saf tutuyor, İskilipli Atıf Hoca`yı idam sehpasına çıkaranlara alkışlıyor.

Firavun`a ve vahşet arenasının etrafında bekleşen seyircilere kan lazım! Bir zaman Firavun Mısır`da Nil nehrinin kenarında üçgünlük taze erkek bebekleri vahşice, hunharca kesiyordu... Güncel Firavunlar Mısır`da ve Kudüs`te onlarca masumun canına kast ediyor.

Firavun kanla beslenir

Firavun kanla beslenir, nefretle doyar, itaatle güçlenir!
Firavun, bugün şehit Muhammed Mursi özelinde olduğu gibi kendine itaat etmeyen insanları İslâm medeniyetinin kanaat önderlerini, muvahhide annelerimizi, mümine gençkızlarımızı idam sehpalarında, mahkeme salonlarında göz göre göre öldürüyor.

Dünün Firavun`u özellikle bebekleri öldürüyordu. Bugünün Firavunlarının artısı var! Katmerli Firavun bunlar! Mısır`da Suriye`de Filistin`de çocukları ve özellikle Müslüman çocuk doğuracak gençkadınları geleceğimizi öldürüyor.

Hâsılı, Firavun katmerli Firavun, kimi öldüreceğini biliyor! Kimi zaman rast gele kimi zaman da seçerek vuruyor. Binlerce insanı rast gele katlederken yıllar önce bir kumpasla idam ettikleri Hasan El Benna`nın oğlu Halid Firnas el-Bennâ`yı, İhvân başkanlarından Muhammed Bedii`nin oğlu Ammar Muhammed`i, İhvân liderlerinden Muhammed el-Baltacı`nın kızı Esmâ`yı hür dünyanın gözleri önünde taammüden öldürmekten âr etmedi. Firavunlar böylelikle Müslümanların sinir kat sayısını test ediyor. Firavun baktı ki ses, eylem, tepki yok, bu kez İhvân`ın liderini, Mısır`ın seçilmiş Cumhurbaşkanını öldürdü. Emin olun, yarın Kudüs`te topyekû n katliama girişip Mescid-i Aksa`yı yakıp yıkacaklar!

Firavun Mısırlıların kendine tapmasını istiyordu. Musa Aleyhisselâm`a iman eden hemen herkesle birlikte şirkten dönerek hidayete eren büyücüleri bile öldürüyordu.
Şimdiki Firavunlar sokaklara çıkıp hak ve hakikati savunan, değerlerini kuşanan Müslümanları, Kudüs`ün muhafızlarını öldürüyor.

Çağdaş Firavunlar, Müslümanları öldürmekle kalmıyor üstüne bir de cesetlerini yakıyor. Müminleri camilerinin içinde öldürüyor. Cami yakıyor, mescit yıkıyor. Bir nevi gündeng üne korku imparatorluğu kuruyor.

Firavun itaat istiyor teslimiyet bekliyor. Firavun başkaldırıdan nümayişten korkuyor! Firavun sessizlik kabullenme istiyor.
 

Siz bu satırları okurken Kudüs sokaklarına bir şehid daha uzanıyor, Yemen`de bir bebek daha hıçkırarak ölüyor.
 

Şevval ayının rahmet günlerinde Şam, Kahire ve Hudeyde sokakları, kelime-i şehadet nidalarıyla inliyor.

Müslümanların çaresiz elleri duaya gönülleri sema kapısına dayanıyor. Mazlumların âhı Süreyya yıldızına varıyor.

'Neredesin Ey Ömer ey Ali!

Ebubekir`de nur Osman`da nurlar...
Kureyş uluları karşılarında
Meydan okuyan bir Ömer bulurlar
Ali`nin önünde kapılar açılır
Ali`nin önünde eğilir surlar.
Bedir`de Uhud`da Hayber`de
Hakk`ın yiğitleri şehid olurlar...
Bir mutlu günde ki ölüm tatlıydı
Yerde kalmazdı ruh... kanatlıydı.'

İhvân-ı Müslimî n`in başı sağolsun! Şehid Muhammed Mursi`nin pak ruhu için Fatiha`lar okuyalım