Görev süresi boyunca mahkeme kararlarının gölgesinden kurtulamadı sürecte Hoca tafsilatını TRT Kavgası kitabında anlattığı amansız bir mücadelenin adamı oldu.   Aralık 1976 da 'resmi görevliye hakaret ettiği' gerekçesiyle bir yurttaş, hakkında dava açtı. Ankara 8. Asliye Mahkemesi nde görülen davada, Danıştay belgeleri incelenerek Şaban Karataş ın hukuken Genel Müdür olmadığı ve davanın düşmesi gerektiği kararı alındı. Aynı yıl, Karataş ın Kurum içinde yaptığı birçok atama personelin Danıştay a açtığı davalar sonucu aynı gerekçe ile iptal edildi. Karataş ancak, 22 Haziran 1977 ye kadar bu görevini sürdürebildi.

  Şaban Karataş, yaptığı bütün işlerde siyasetin belirleyiciliğini dikkate alarak, işi kolay kılmanın arayışı içinde oldu hep. Siyasette etkili dostları da vardı (Sadettin Bilgiç, Aydın Menderes,Faruk Sükan gibi)

  TRT`ye kısa döneminde değerli elemanlar kazandırdı, bankamatik  görevliler saltanatı sona erdi.(Bankamatik görevlilerinden kasıt, yolunu bulup işe girenler ancak çalışmadan aydan aya bankamatikten maaşını alanlar için üretilmiş bir deyimdir.) Şaban Hoca`ya karşı kimileri adeta savaş açtı. Çıkarlarından yoksun kaldıkları için verip veriştirdiler. Baskılara karşın, bildiği yoldan yürüdü. Sert mizaçlı görünse de yufka yürekliydi. Eşi ve benzeri bulunmayan özelliklerinden dolayı eskilerin deyimiyle nev-i şahsına münhasırdı.

  Birden fazla yabancı lisan öğrenmiş, buna ilaveten Türk tarihinden, Türk-İslam medeniyeti eserlerinden ve Türk kültüründen, yüce dinimiz İslam`ın engin muhtevasından da aldığı feyz ile millî tarih şuuruna bağlı ve milletimizin özlediği örnek bir Türk aydını vasfını kazanmıştır.

  Şaban Karataş Hoca, milletimize binlerce öğrenci, üniversite hocası, bürokrat yetiştirmiş ve birçok  şahsiyetin Türk milletine hizmet yolunda siyasete girmesine vesile olmuştur.

  1980`den sonra en büyük hayali İstanbul`da Bezm-i Alem Valide Sultan Hastanesi merkez olmak üzere bir Bezm-i Alem Ü niversitesi kurmaktı. Fakat devrin muktedirleri o günlerde Şaban Hoca`nın fikir ve inançkimliğinden dolayı buna imkan ve fırsat vermediler ama bu Ü niversite daha sonraki yıllarda kurulabildi.

Gönlü zengin, kapısı herkese açık, kendisinden istenilen hiçbir yardımı geri çevirmeyen, gerekirse onlar için bakanların kapısını aşındıran, ihtiyaçsahiplerinin işlerini kendilerinden daha sıkı takip eden bir hayırseverdi.

Her şeyden önce bizim neslimize dâva adamı olmanın nümune-i timsali olarak izinden yürünecek bir er kişi hüviyetiyle örnekti. Ömür boyu başı dik yaşamanın imtiyazını şerefle taşıdı. Genel geçer heveslere hiçitibar etmedi.

2016 yılı şubat ayında aramızdan ayrılan değerli hocamızı  siyasette ilk 90 lı yıllarda  16. Dönem Konya Milletvekili olarak TBMM`de görüyoruz. O yıllarda Türk milletinden aldığı vekâleti layıkıyla kullanamayan ve birtakım muhtıra ve benzeri müdahalelere sessiz kalan siyasetçilerle ilgili hükmü şöyledir: 'Bunlar, analarından korkak doğmuşlar.' 

Siyasette Türk sağının her kesiminde bulundu. İlk merhum Aydın Menderes Bey ile beraber Refah Partisi saflarına katıldı.  19 Mayıs 1998 tarihinden sonrada Milliyetçi Hareket Partisinde siyaset yaptı. 16. dönem Konya, 20. Dönem Ankara Milletvekilli olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği yaptı.

1999 Nisan seçimlerinde MHP Konya`dan geri sıralar kabul edilen 3. sıra teklif edilince. Hoca da seçilememek endişesinden ziyade bu durumu kendisine yapılmış bir vefasızlık olarak gördüğü için adaylıktan çekildi.

Halbuki doğru sıradan adaylık teklif edilseydi parti Şaban Karataş Hoca`nın engin tecrübelerinden, derin kültüründen, Türk sağındaki saygıdeğer konumundan yararlanabilir, Türk sağından birçok vatansever insanın bu sayede saflarına katılmalarında önemli bir köprü vazifesi gördürülebilme imkanını yakalayabilirdi.

'TRT Kavgası' isimli eserinin ön sözünde çocukluk yıllarını, Ereğli`yi şöyle anlatır:

'Yokluk içinde büyüdüm. Yavan yedim, yayan yürüdüm. Öküz güttüm. Simit sattım. Dondurmacı çıraklığı yaptım. Fabrikada işçilikle harçlığımı ve kitap paramı kazandım.

Bir orta Anadolu kasabasında, fakiri zengini pek öyle seçilmeyen mahallelerde yetiştim. Camii Kebir Mahallesi`nde komşu halleri gördüm. Gülenle güldüm, ağlayanla ağladım.

'Yol parası' denen verginin, o zaman pek yaygın olan sıtma salgını gibi, mahallemize nasıl yayıldığını, fakir-fukarayı nasıl kavurduğunu bilirim; '

  ODTÜ Mütevelli Heyeti Ü yeliği, Milli Prodüktivite Merkezi Ü yeliği, Vakıflar Bankası İdare Meclisi Ü yeliği, Bezm-i Alem Ü niversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanlığı, Aydınlar Ocağı Ankara Şube Başkanlığı, 21. Yüzyıl Vakfı, Mütevelli ve kurucu üyeliğinde bulundu. Türki Cumhuriyetler ve Türk Dünyası Vakfı çalışmalarında bir süre beraber çalışma bahtiyarlığına eriştiğim milli ve dini duygularını harman etmiş, önemli bir Türk entelektüeliydi.

Gönülden inanıyorum ki, bu 'kubbede hoş bir sada' bırakmış olan hocamız Şaban Karataş, TRT`ye yaptırdığı yayınlar ve kazandırdığı kadrolar ile milletin kalbinde mümtaz bir yer aldı.