İLKE Vakfı’ndan bir hizmet klasiği: Hukuk İzleme Raporu

Abone Ol

İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı bünyesinde faaliyet gösteren Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi`nin hazırladığı 'Hukuk İzleme Raporu 2021: Türkiye`de Adalete Erişim' raporu 1 Eylül 2022 tarihinde Altunizade Mercure Hotel`de kamuoyuna sunuldu.

Rapora geçmeden önce hamle çapında ilke`li faaliyetlere imza adan İLKE Vakfı`na kısaca değinelim. İLKE, İslami ve insani değerleri yaşatmak ve yaşanmasına vesile olmak amacıyla faaliyette bulunan güzide bir STK.

Vakfın 1980`li yıllarda başlayan yolculuğu çeşitli duraklardan geçerek İLKE Vakfı`nın kuruluşuyla yeni bir veçheye bürünürken vakıf bugüne kadar pek çok sayıda organizasyonun kuruluşuna da destek verdi. Bir önceki cümlede ifadesini bulan organizasyonların isimlerini zikretmekle iktifâ edelim: İlmi Etüdler Derneği (İLEM) Yaygın Eğitim ve Kültür Derneği (YEKDER) ve Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD). Ayrıca vakıf bünyesindeki İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi (EPAM) Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) ve&nbsp Sivil Toplum Akademisi (STA)&nbsp ile bir yandan bu toprakların insanlarına yönelik ilm&icirc , iktisad&icirc , vicdani, insani, irfani faaliyetler üretirken diğer yandan da cemiyetimize ilave katma değer üretmek için faaliyetlerini derinleştirmenin gayreti içerisinde bulunuyor. İLKE Vakfı Türkiye`nin ihtiyaçduyduğu alanlarda bilgi, politika ve strateji üreterek, karar alıcılara yol gösterecek araştırmalar yapıyor, yarınlarımızın ihtiyaçduyduğu birikimlerin bugünden oluşmasına katkı sağlıyor.&nbsp

Tüm çalışmalarında toplumu tanıma ve anlamayı sosyal ihtiyaçlardan haberdar olarak iş üretmeyi çözüm odaklı faaliyetler yapmayı kendisine şiar edinen İLKE Vakfı, sadece belli bir topluluğun sorunlarıyla değil tüm insanlığın meselelerine odaklanıyor.&nbsp Bu cümleden olarak eğitim, iş ahlâkı, sivil toplum ve yönetim alanlarında şimdiye kadar gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla hem kamu yönetimine hem de sivil alana katkılar üreten İLKE Vakfı Eylül 2021 ayına 'Hukuk İzleme Raporu 2021: Türkiye`de Adalete Erişim' raporuyla 'merhaba' dedi.

İLKE Vakfı`nın bünyesinde faaliyet gösteren Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi tarafından hazırlanan mezk&ucirc r rapor 1 Eylül 2022 Perşembe günü Altunizade Mercure Hotel`de kamuoyuna sunuldu.&nbsp

Raporun editörlüğünü üstlenen İLKE Vakfı Yönetim Kurulu Ü yelerinden Hukuk Alan Sorumlusu Ahmet Sait Öner`in açılış konuşmasıyla başlayan etkinlik İstanbul Medipol Ü niversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Ü yesi Prof. Dr. Nihat Bulut moderatörlüğünde düzenlenen panelle devam etti. Panelde söz alan Dr. Vahap Coşkun adalete erişimde kurumsal ve kültürel engelleri Dr. Ozan Tok yargılamada makul süre ve adalete erişim ilişkisini Av. Dr. Murat Sadak adalete erişimde baroların rolünü Doç. Dr. Abdurrahman Savaş yargıda dijitalleşmenin adalete erişime olan katkısını ve Av. Dr. Ramazan Arıtürk de güncel yargılama usullerinin adalete erişime etkisini teşrih masasına yatırdı.

Panel, hukuk kamuoyunda genel kamu hukuku ve insan hakları hukuku alanlarındaki çalışmalarıyla tebarüz eden Prof. Dr.&nbsp Nihat Bulut`un değerlendirmeleriyle nihayet buldu.

Rapora mufassal bakış

Hukuk İzleme Raporu, Türkiye`de 2021 yılı boyunca ön plana çıkan hukuki gelişmeleri adl&icirc istatistikler ışığında analiz ederek hukuk alanını geniş ve bütüncül bir perspektif ile kamuoyuna sunmayı amaçlıyor.&nbsp

Ana tema: Adalete erişim

'Adalete Erişim' temasıyla ortaya konan raporda adalete erişimde sosyo-ekonomik ve bölgesel farklılıklar, kurumsal ve kültürel engeller, baroların rolü ve yargılama süreleri gibi konular kapsamlı bir şekilde inceleniyor. Raporda arz ettiğimiz ana başlıklarla birlikte hukuk uzmanları, akademisyenler ve avukatlar, Adalet Bakanlığı ve diğer birçok kamu kurumunun yayınladığı 2021 yılı verilerini temel alarak Türkiye`de hukukun her alanını analiz yazıları çerçevesinde değerlendiriyor.&nbsp

6 ana bölüm yazısı ve 29 analiz yazısından oluşan rapor, hukuk alanını sosyoloji ve iktisat başta olmak üzere disiplinler arası bir yaklaşımla ele alarak ülkemizin 2021 yılı hukuk bilançosunu gözler önüne seriyor.

Malum olduğu üzere hukuk sisteminin geleceğe dair öngörüde bulunarak etkili bir şekilde çalışması, geçmişle yüzleşmek ve onun etkilerini analiz etmekle mümkündür. Geçmişte yaşanan hukuki olaylar, bu olaylara toplumun ve ilgili kurumların bakışı, şimdi ve gelecek için projeksiyon oluşturması bakımından dikkate alınmalıdır.` İLKE Vakfı`nın 'Hukuk İzleme Raporu 2021: Türkiye`de Adalete Erişim' serlevhalı raporu tüm yönleriyle ülkemizin 'hukuk bilançosu'nu çıkartıyor.&nbsp

33 uzman tarafından hazırlanan müstesna rapor

İLKE Vakfı`nın 146`ıncı yanını olarak kütüphanelere kazandırılan 'Hukuk İzleme Raporu 2021: Türkiye`de Adalete Erişim' raporunun Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Lütfi Sunar Proje Danışmanı ise Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş. Abdurrahman Savaş, Ahmet Bozdağ, Murat Sadak, Ozan Tok, Ramazan Arıtürk, Vahap Coşkun, Abdülkadir Yıldız, Ali Osman Karaoğlu, Arif Duran, Ayşe Nur Yayla, Bilal Kılınç, Elyesa Koytak, Enes Yusuf Şahin, Esma Küçükbay, Fatih Talha Boyraz, Hafize Zülal Şaylan, Kaya Kartal, Mahir Orak, Mehmet Bülent Deniz, Mehmet Okatan, Meryem Beyza Gümüşsoy, Metin Pektaş, Osman Şimşek, Rümeysa Şenoğlu, Talha Erdoğmuş ve Yunus Emre Bozcu, Ahmet Sait Öner editörlüğünde hazırlanan raporun bölüm yazarları. Rapor kitabının tasarımı Seyfullah Bayram eliyle yapılırken Enes Koru ve Mehtap Nur Öksüz de yazarlarla birlikte çalışmaya katkı sunan isimler;

Prof. Dr. Lütfi Sunar: Raporda hukukun her alanı analiz edilmiştir.

İLKE Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı, Alan İzleme Raporları Projesi Koordinatörü Prof. Dr. Lütfi Sunar, 'Hukuk İzleme Raporu 2021: Türkiye`de Adalete Erişim' raporunu, 'Elinizdeki raporda 2021 yılında yaşanan hukuki gelişmeler, adli istatistiklerin ele alındığı analiz yazıları ve raporun teması olan 'Adalete Erişim' ana bölümü yer almaktadır. Adalete erişim teması bağlamında sosyo-ekonomik ve bölgesel farklılıklar, sosyo-demografik sorunlar ve baroların rolünün yanı sıra yargılama süreleri ve yargıda dijitalleşme konuları kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Ana bölüm yazıları ile Türkiye`de Adalete Erişim dosyası kamuoyuna sunulmuştur. Raporun diğer kısmında ise adalet ve diğer birçok kamu kurumunun yayınlamış olduğu 2021 yılı verileri temel alınarak Türkiye`de hukukun her alanı analiz edilmiştir. Anayasa Mahkemesi, hukuk mahkemeleri, çocuk suçlular, ceza infaz kurumu, hukuk eğitimi, barolar, yasama gibi konular analiz yazıları kısmında ele alınmıştır. Bu analizler ile rapor somut ve veriye dayalı bir şekilde Türkiye`de hukuk ve adalet alanına dair genel bir perspektif sağlamayı amaçlamıştır.' cümleleriyle takdim ediyor.

İLKE Vakfı Yönetim Kurulu Ü yesi, Hukuk Alan Sorumlusu Ahmet Sait Öner raporun önsözünde 2021 Hukuk İzleme Raporu`nun tecrübi birikimin bir sonucu ve uzun soluklu bir emeğin ürünü olarak hazırlandığını belirttikten sonra çalışmada takip edilen usule değiniyor: 'Hukuk, sadece yargısal sürece indirgenerek tanımlanacak bir alan değildir. Aynı zamanda birebir ekonomik, psikolojik, sosyolojik süreçve dinamiklerle ilintilidir. Bu nedenlerle izleme raporu hazırlanırken pozitif hukuk kuralları merkezde tutulurken yanı sıra sosyoloji, iktisat başta olmak üzere multidisipliner yaklaşımlarla da rapor desteklenmiştir.'

İLKE Vakfı`nı ve 'Hukuk İzleme Raporu 2021: Türkiye`de Adalete Erişim' raporuna, daha doğrusu bir hizmet klasiğine hizmetleri sebkat edenleri tebrik ederken yazımıza, Av. Dr. Ramazan Arıtürk`ün kaleme aldığı 'Yargılama Usulleri' başlıklı yazısının sonuçbölümüyle nihayet verelim.&nbsp

Av. Dr. Ramazan Arıtürk: Yargılama süreçleri iyileştirilmelidir.

'2021 yılını esas alarak ceza mahkemelerinde geçen yıldan devredip gelen, yıl içinde açılan ve bozularak gelen dosyaların toplamı 3.290.195 olup önceki yıllarda da bu rakama yakın seyrettiğini ifade etmiştik. Yıllık aktif iş günü sayısının yaklaşık 200 olduğu düşünüldüğünde, her ne kadar hepsi aynı anda derdest ve mahkeme önünde olmasa da matematiksel olarak bir mahkemeye günlük ortalama 16.000`nin üzerinde dosya düştüğü anlaşılmaktadır. Bu astronomik rakamlar karşısında hâkimlerden yahut diğer yargı mensuplarından insani şartlar içerisinde çalıştıklarından bahisle kusursuz yargılama süreçleri beklemek haksızlık olacaktır.&nbsp

Tüm ilgililerce bilinen bu gerçek karşısında geliştirilen ve birincil amaçları mahkemeler üzerindeki iş yükünü azaltmak olan alternatif uyuşmazlık çözüm yolları, bir milyona yakın dosyayı ilgilendirdiği için etkin ve verimli bir şekilde uygulandıkları takdirde yargı sistemimizde büyük bir iyileşmeye vesile olabilir. Bunun için öncelikle kapsamı dâhilindeki dosya sayısı en fazla olan uzlaşma kurumu daha nitelikli hale getirilmelidir. Uzlaşma kurumunu yürütecek adli personel, hukuk fakültesi mezunlarından seçilmeli, ayrıca uzlaşmacılığı icra etmeden önce uzlaşmanın gereklerine yönelik çok boyutlu eğitimlerden geçirilmelidir. Husumet yerine uzlaşma kültürünün taraflara aktarılabilmesi için öncelikle bu nosyonu kendisinde tam olarak içselleştirmiş personellere ihtiyaçbulunmaktadır. Bunun yanında bir uyuşmazlık hakkında uzlaşmayı talep eden taraf lehine kanaat geliştirilerek karar verilmesi ve bunun geleneksel bir norm haline dönüştürülmesi, uzlaşma kültürünün teşvik edilmesinde önemli bir rol alabilir.&nbsp

Son olarak toplumda çok sık gözlemlenen bir takım suçtiplerini, diğer meslek grupları için oldukça teknik kalan klasik muhakeme süreçlerinin dışına çıkılarak alternatif uyuşmazlık çözüm yolları içerisinde yargılamak, bu suçtiplerinin fail, fiil veya mağdur gibi farklı unsurları hakkında hukuk dışı alanların da rahat çalışma yürütebilmesini sağlayabilir. Psikolog, sosyolog, kriminolog veya siyaset bilimcilerin alternatif uyuşmazlık çözüm yolları içerisinde aktif veya pasif olarak yargılama sürecine dâhil edilmesi, çalışmaları multidisipliner bir noktaya taşıyacağı gibi toplumun hukuk sisteminin işleyişini anlamasında da yardımcı olacaktır.&nbsp

Temennimiz alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının var olanlarının daha da nitelikli hale getirilmesi ve var olanların yanında yeni yöntemlerin de geliştirilmesidir. Bu sayede hem sayıları ve sayılarıyla birlikte içerikleri çeşitlenerek artan suçtiplerinin hepsinin aynı yargılama sürecine tabi tutularak suçların özel hususiyetlerinin gözden kaçırılmaması engellenecek hem de toplumsal değişimler ve dinamiklerin yargıya yansıyan tarafları çok daha doğru tahlil edilebilecektir. Burada düşülmesi gereken tek şerh, alternatif uyuşmazlık çözüm yolları denildiğinde konunun salt yargılama süresinin kısaltılmasına indirgenerek adil karar verme gibi asıl amaçtan uzaklaşılmamasıdır.'

&nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp Yazı No: 425