Ankara'da kündekari işiyle uğraşırken mesleğini bırakıp köpek eğitmenlik hayalinin peşinden koşan Uğur Kurşun, yurt içi ve yurt dışında aldığı eğitimler sonrası köpek eğitmeni oldu. 

Yeni mesleğini severek yapan Kurşun, bununla yetinmeyip Almanya'daki eğitimini de tamamlayarak eğitmen eğitmenliği de yapmaya başladı.

Hayalini gerçeğe dönüştüren Kurşun, eğittiği köpeklerle yurt içi ve yurt dışında düzenlenen köpekli spor yarışmalarında da başarılar elde etti.

Uğur Kurşun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğup büyüdüğü Ankara'da tanıştığı mobilya ustalarının, kendisini Osmanlı el sanatları ve ahşap ustalığına yönlendirdiğini söyledi.

İçinde daima bir hayvan sevgisi olduğunu ve köpek eğitmenliğine ilgi duyduğunu anlatan Kurşun, bu işi hep okullu olarak yapmak istediğini dile getirdi.

Kurşun, iyi hocalardan, hatta iyi bir okuldan nasıl eğitim alabileceğini düşündüğünü belirterek, "İşte 90’lı yılları düşünün, bugünkü gibi teknolojiye ulaşmak, bir Google, YouTube yoktu hayatımızda. Çok zor şartlarda yabancı kökenli iyi bir hocamızla tanıştık, Türkiye'de kalıyordu. Onunla sekiz sene eğitim aldıktan sonra Rusya’da eğitim aldım, onun kefaletiyle gittim oraya. Daha sonra köpek eğitmenliğine başladım" dedi.

 

"Türkiye’de de bu okulların olması gerekli"

İlerleyen süreçte hala yetersiz olduğunu düşündüğünü anlatan Kurşun, şöyle devam etti:

"Çünkü köpek eğitmek sadece otur, kalk, git, gel, tasmayla yanımızda yürü değil, köpeğin davranışlarına veya karakterine göre eğitim alması gerektiğini anladım. Almanya’ya geçtim oradan. Almanya'da da Hunde Trainer Team köpek eğitim okulunda davranış bilimleri ve davranış bozuklukları üzerine eğitim aldım. Oradan hem bu eğitimi hem de eğitmen eğitmenliğini bitirdim. Şimdi de mesleğimizi icra etmeye çalışıyoruz."

Kurşun, yurt dışında eğitim almaya başladığı dönemde Türkiye'deki eksikliği fark ettiğini, Almanya, İsviçre ve ABD gibi ülkelerde bu işin nasıl yapıldığını araştırarak, bunun okullu olması gerektiğini ve Türkiye’de de bu okulların olmasının gerekliliğini keşfettiğini söyledi.

Veterinerlik fakültelerinde bölümlerin açılması ve köpek eğitmenlerinin veterinerlerle birlikte sınava girmeleri gerektiğini ifade eden Kurşun, "Çünkü köpek eğitmeni demek söylediğim gibi sadece otur, yat değil, köpeğin anatomisini de bilmeniz gerekiyor, hastalıklarını da, ırk özelliklerini de bilmeniz gerekiyor. Bununla ilgili üniversitelerimizin bir çalışma başlatmasını temenni ediyorum. Eğer böyle bir başlangıç olursa Türkiye bu konuda çok daha iyi noktalara gelir." diye konuştu.

"İnsan köpeğini kendi karakterine göre seçmeli"

Uğur Kurşun, günümüzde yanlış tercihler sonucu alınan bazı köpeklerin bakılamadığını ve sokağa terk edildiğini belirterek, 'Eğitimle bunun önüne geçilebilir mi? Öncelikle bir köpek alınacaksa bunu bilen bir kişiden danışmanlık alınması lazım. Bugün televizyonda bir yarışmada, dizi ya da sinemada bir köpekten etkileniyorlar, her köpek bu şekilde olacak sanıyorlar ama değil. İnsan köpeğini kendi karakterine göre seçmeli, köpeğin karakterinin de kendine uygun olması lazım. Eve yanlış tercihle alınan köpekler de çok büyük sorunlar yaşatıyor. Bunlar da sokağa atılıyor ya da sahiplendire sahiplendire artık bir noktada kaybolup gidiyor, takip bile edemiyorsunuz. Bence kesinlikle danışmanlık almaları lazım." şeklinde konuştu.

Günümüzde her evde bir köpek olması gerektiğini düşündüğünü belirten Kurşun, "Teknolojinin bu kadar geliştiği, telefon ve internete bu kadar bağımlı olduğumuz durumda evin içinde bizi doğaya atabilecek bir canlının olması kesinlikle şart. Örnek veriyorum bir dairede oturuyorsanız, daha kompakt, daha küçük bir köpek alarak onun günlük egzersizini, itaat çalışmalarını yaptırıp onunla kendinizi doğaya atarak ertesi gün gideceğiniz işe kendinizi daha iyi hazırlarsınız. Aslında köpek beslemek tamamen sizi bir sonraki güne hazırlamaktır." ifadelerini kullandı.

"Sadece köpeği eğitmiyoruz, sahibini de eğitiyoruz, onlar ortak noktada buluşuyor"

Uğur Kurşun, köpeğin ırkına göre eğitiminin değişebileceğini belirterek, şunları ifade etti:

'Bir Golden ile farklı çalışırsınız, bir Boldur koli, Alman çoban, Poodle ya da Yorkshire Terrier ile farklı çalışırsınız. Ama genelde boyut değil zekaya ve ırkın karakteristik özelliklerine bakıyoruz. Ortak noktamız şu, biz insanları da eğittiğimiz için insanların beklentileri farklı, onları ortak noktada buluşturuyoruz. Sadece köpeği eğitmiyoruz, sahibi de eğitiyoruz, onlar ortak noktada buluşuyor. Biz de onların ortak noktada buluşmasını sağlayan bir aracıyız aslında."

Daha önce hiç köpek beslememiş ama bu hayvanı almaya karar verenlere tavsiyelerde bulunan Kurşun, şu bilgileri verdi:

'Türkiye'de yılda 2 sefer pet fuarı düzenleniyor. Köpek Irkları Federasyonunun yapmış olduğu en az 12-13 yarışmamız düzenleniyor ve ülkede birçok köpek çiftliği var. Oralara gidip hangi köpek onlara daha yakın, enerjisi daha iyi diye araştırmaları lazım. Bu köpek şu filmde, dizide oynuyor deyip almamak lazım. Bunun en mantıklısı, biz de eğitim merkezimizde bunu yapıyoruz. Geliyorlar biz bir köpekle yaşamak istiyoruz diyorlar. Biz kendi köpeklerimizden onlara yaklaşık 5 sefer üst üste gelerek çalıştırıyoruz, bakıyoruz ve diyoruz ki kusura bakmayın siz alamazsınız. Sebepleri de bu deyip onları ikna edip küstürmüyoruz. Yani Beagle almaya gelen border Collie ile gidiyor, Border Collie almak isteyen bazen Poodle ile gidiyor. Hayallerini yıkabiliyoruz ama gerçekleri de görmemiz lazım.

Bu tercihleri belirleyen insanların beklentileri, karakterleri ve yaşam standartları. Yaşam alanı, köpeğin gezeceği alan, oradaki sokak hayvanlarının popülasyonu, etraftaki unsurlar, bunların hepsi çok önemli. Bugün bir Belçika Malinois ile sokaklarda çok rahat gezemezsiniz. Bir Border Collie sürü gütme köpeği, sürüyü görür, güder, ona göre tavırları var. Siz ne istiyorsanız ona göre bir yapı ve ona göre de üretim bulmak lazım. Yani bir köpek almak o kadar zahmetli bir iş ki çok dikkat etmek lazım. Burada aktivite yaptığımız kendi köpeklerimizle ilgili, bizim de köpeğimiz böyle olabilecek mi diye soruyorlar, bunun garantisini veremeyiz. Her Border Collie çok iyi değildir, her Golden çocuk bakmaz. Tamamen sahip karakteri ve sahibin ne istediğiyle ve yaşam alanlarıyla orantılı bir şey bu."

İTTİFAK-AA