`height=

'İnsanlığın Huzuru' başlıklı kitap Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) tarafından neşredildi. Kitabın yayın ve dağıtımını Ötüken Neşriyat üstlenmiş. Kitap kapağında yayınevi ismi ve logosu görünmüyor. İlk bakışta eser özel bir parti kitabı gibi görülüyor. Kitabı yayına hazırlayan Prof. Dr. Ahmed Güner Sayar ve editörleri ise Prof. Dr. İlyas Topsakal ve Doç. Dr. Özgün Burak Kaymakçı`dır. 326 sayfadan müteşekkil 'İnsanlığın Huzuru' kitabı Önsöz ve Takdim`den maada 16 müstakil yazı ve yer alıyor. Yazarların biri hariçhepsi erkeklerden oluşuyor. 

Dr. Devlet Bahçeli

İnsanlığın Huzuru isimli kitabın yazımı için teşekkür bölümünde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli, huzurun tarih boyunca en fazla ihtiyaçduyulan, ulaşılması en çok arzu ve amaçedilen insani hal ve hissedişin soyut tezahürü olduğunu belirtiyor: 'Her insanın gayesi huzurdur. Fertten topluma, toplumdan millete ulaşan aşamalarda yegane arzu huzuru temin, hatta tahkim ve takviye etmek üzere bina edilmektedir. Ahlaki, etik ve milli hassasiyetler taşıyan, birleştirip bütünleştiren, kaynaştırıp kucaklaşma iklimi oluşturan siyaset anlayışının amacı da huzuru sağlamaktır. Hedefimiz huzur içinde bir Türkiye ve huzurlu insanlıktır. Allah bizleri mahcup etmesin, susadığımız huzura ulaşmayı da gönülden niyaz ediyorum.'

Dr. Bahçeli, insanlığın huzuru adına yapılan bu çalışmanın hazırlık aşamasında çok saygın ve alanlarında parmakla gösterilen ilim ve gönül insanlarının zamanlarından fedakarlıkta bulunarak destek verdiğini belirterek, bu eserin ortaya çıkmasından büyük memnuniyet duyduğunu belirtiyor. 'İnsanlığın Huzuru Projesi' çerçevesinde görev alan tüm öğretim üyelerine, kültür ve fikir insanlarına müteşekkir olduğunu vurgulayan ve hepsine teşekkür eden Bahçeli: '2021 yılı artık huzur yılıdır, kaldı ki her insanımızın huzur bulması içten dileğimdir. İnsanlığın Huzuru isimli eserimizi milletimizin ve her insanın takdirine ve değerlendirmesine sunuyorum. Huzursuzluk son bulsun, huzur kalıcı olsun' diyor.

'İnsanlığın Huzuru Projesi'

'İnsanlığın Huzuru' başlıklı kitabın projesini hazırlayan AR-GE`den Sorumlu MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İzzet Ulvi Yönter, eserin 'Önsöz' bölümünde şu önemli noktaların altını çiziyor: 'Ü zerinde yaşadığımız toprakları yurt tutan muhterem ve fedakar millet evlatlarının yarım kalmış hevesleri, itiraf edilmemiş sevdaları, hayatın zorluklarına dayanan asil vicdanları, kaynağı değişen haklı endişeleri, ahlaki ve meşru sınırları dahilinde haysiyetli şikayetleri huzur konusunda umutsuzluğa değil, bilakis muhkem bir davete işarettir. İnsan bir makine, bir robot veya akıl ve duygudan soyutlanmış bir canlı değildir. Düşünen insan için huzur ve huzursuzluk bir nehrin karşılıklı iki yakası gibidir. İnsanlığın ve insanımızın huzura kavuşması, nitekim bu eserimizle birlikte huzur alanında yeni bir çığır açılması dileğimdir. Görelim Mevla`m neyler, neylerse güzel eyler; ' 

Kitabı yayına hazırlayan Prof. Dr. Ahmed Güner Sayar, 'Takdim' bölümünde tarihten günümüze 'Huzur' konusunda kelam ve kalem erbabının sözlerinden örnekler veriyor, huzuru sağlayan ve yerinden oynatan içsel ve dışsal şoklardan arınmış, yapıdan bağımsız özerk unsurların tespiti için daha derinlikli araştırmalar olması gerektiğine dikkat çeken Profesör Sayar, 'Huzur tek bir faktörle izah edilseydi, tutarlı bir çözümün çok gerisinde kalırdır. Belki huzur, toplumsal olarak devletin istikrarına ve bekasına bağlı tutulsa bile, insan temelli huzurun tesisinde, sadece inananları için geçerli olan, insan-Allah ilişkisinin, fatır-fıtrat bağlamında irrasyonel çözümlemelerden de ışık salabilir.' 

'Huzur Kavramı Ü zerine Genel Bir Değerlendirme' başlıklı kitabın en uzun (sayfa:21-55) bölümde Prof. Dr. Ahmed Güner Sayar, 'Zaman-zemin-insan(lar) birlikteliğinde, içinde bulunduğumuz 21.yüzyılın ilk çeyreğinde (zaman), dünyada (zemin) ve bütün insanları ihata edecek bir huzur projesi yazılabilir mi? Huzurun takipçisi olmak, bir netice vermedi, başta harp, salgın, eko-politik krizler gibi dengenin karmaşaya sürüklediği durumlarda ya da bireysel darboğazların aşılmadığı durumlarda, ümidi terk etmemek de bir emr-i azimdir. Allah`ın rahmetinin bütün kullarını sardığını unutmayalım. Kul da ümidini kesmemelidir. Şeyh Galib`in müjdesi şu beyti ile itmam edelim: Sen yârimi bihaber mi sandın/Yoksa seni terk eder mi sandın?'

`height=

Huzura Felsefi Bir Bakış!

Prof. Dr. Kenan Gürsoy tarafından kaleme alınan 'Değer Anlam Bütünlüğü Çerçevesinde 'İnsanlığın Huzuru' Kavramına Felsefesi Bir Bakış' başlıklı yazıda, 'Huzurun ortaya çıkacağı yer, tatmin edilmiş bir bilgi yöneliminin temel teşkil ettiği pratik alandır, hatta hikmetin temele alındığı bilgi olarak pratik alanla ilgilidir. Aslında, huzur düşüncemizin özce kendisine bağlık bulunduğu ana kavram insandır`. Gerçek bir huzuru bulmak adına kendimizle barışmalı ve bunu tamamlamak anlamında yekdiğerlerimizle tanış olup onlarla da barış ve biliş ortamları oluşturmalıyız' diyor.

'Türk Tarihinde Devlet Düşüncesi: Birey, Kimlik, Huzur ve Mutluluk' başlıkla yazıda Prof. Dr. İlyas Topsakal, önce Türk tarihinin genel fotoğrafını çekiyor ve Yusuf Has Hacip ve Hoca Ahmet Yesevi`den örnekler veriyor. Profesör Topsakal titiz kaynakça eşliğindeki makalesinde tarihten, günümüze ve geleceğe ayna tutuyor: 'Türk devletinin ve milletinin şahsi ve içtimai huzurun esaslarını belirlerken özellikle modern çağ ile başlayan değişme nasıl ayak uyduracağımız sorusu en büyük mesele olarak karşımızda duruyor. Müslüman Türk çocuğu tecrübe ile atalarından gelen bilgiyi alırken modern programlarla uyumlu hale okulda getirmelidir. Paylaşımı, sevgiyi, milli ve manevi değerlerinin kıymetini, okuduğu mahallesinde veya köyünde teneffüs etmelidir. Türk toplumumun irfani geleneğini temsil eden büyüklerimizin tecrübesi de hikayeler ve anılarla okullarda okutulmalıdır ki çocuklar büyürken kendi geçmişini bilgi içinde özümsemelidir. Tarihsel ve irfana ait bilgilerimizi tevarüssen modern çağın bilgisine ekleyemez isek bireyin içdünyasını dengeleyerek teskin ve tatmin olmasını sağlayacak güce erişemeyecek, mutlu ve huzurlu bireyleri yetiştiremeyeceğiz. Bu çabada en önemli paydalarımız tecrübeyle yoğrulmuş, büyüklerimiz, öğretmenlerimiz, düşüncelerimiz ve irfan sahibi önderlerimiz olacaktır.'

'İktisadi Bireyin Kaçmış Huzuru: Denge' başlıklı yazıda Doç. Dr. Özgün Burak Kaymakçı, 'İnsanın ruhsal buhranların aşılabilmesi adına uygun bir iktisadi-sosyal dengenin sürdürülebilir bir temelde tesisi, söz konusu ruhsal denge için bir yeter şart olmasa bile makul bir gerek şart olarak karşımıza çıkmaktadır.'

`height=

  Mutluğun Psikolojisi

Prof. Dr. Hasan Kaplan tarafından kaleme alınan 'Mutluğun Psikoloji' başlıklı çok kaynaklı kısa yazısında, 'Mutluluk, geçmişten günümüze üzerine en çok düşünülen, konuşan, yazılan müzik, şiir, sanat ve edebiyatımıza yansıyan gelenek-görenek, örf ve adetlerimize işlenmiş, en yaygın ve basit şekliyle yüzümüzde bir tebessüm olarak ifadesini bulan en temel altı duygudan biridir' diyor. 

'İnsanın Mutluluk Arayışı' ve 'Salgın Bize Ne Öğretiyor?' başlık iki ayrı makalede Prof. Dr. Kemal Sayar, 'Haz sarhoşu mutlu insan değil, ıstırap çeken insan bu dünyanın vicdanıdır. Eğer bilinci yapmış olduğu şeyin yanlış olduğunu fısıldamıyorsa, bir işkenceci de mutlu olabilir. Alkışa perestiş etmeyen, soru soran, kendini ve içinde yaşadığı toplumu, dünyanın adaletsizliğini ve insanın zalimliğini sorgulayan, nerede bir susamış varsa oraya su taşımak isteyen insanların iyiliğinin gizli soylularıdır. Bu insanlar mevcut mutluluk endüstrisine, o yanılsamalı mutluluk çarkına da çomak sokar. Onlar kendileri güzelleştikleri gibi, dünyayı da imar ederler' diyor.

Prof. Dr. Şenay Yalçın ve Doç. Dr. Rasim Akpınar tarafından kaleme alınan 'Sosyal Medyanın Toplumsal Huzurumuza Etkileri Analizi' başlıklı kapsamlı ve geniş kaynakçalı araştırma makalede, 'Sanal dünya ve bu dünyanın insan hayatına getirdiği, ondan götürdükleriyle birlikte, tamamıyla iyimser ya da kötümser bir bakış açısıyla yaklaşmak yerine eleştirel bir tutum benimsemek, terazinin iki tarafını da yoğunlaşmak gerektiğini söyleyebiliriz' sonucuna varılıyor. 

Salgın Döneminde Mutluluk!

Prof. Dr. Veysel Bozkurt tarafından kaleme alınan 'Pandemi Döneminde Yaşam Memnuniyeti ve Mutluluk' başlıklı makalede nitelik bir araştırmanın şu önemli sonucuna yer veriliyor: 'Devlete güvenen insanlar, ülkenin geleceğine çok daha iyimser bakmaktadırlar. İnsanların varoluşsal kaygılarının arttığı, güvenlik duygularının sarsıldığı bir dönemde bireylerin yaşam memnuniyeti ve mutluluğu için devletin vatandaş üzerindeki kapsayıcı ve koruyucu eli hayati bir öneme sahiptir.'

'İnsanlığın Huzuru ve Hukuk' başlıklı yazıda Prof. Dr. Talat Canbolat kitaptaki kısa (sayfa:215-219) makalede, 'Asıl olan toplumsal yaşamımızda adaletsizlik ve huzursuzluğun hiçolmamasıdır' diyor. Belkıs İbrahimhakkıoğlu tarafından kaleme alınan, 'Huzurlu Bir Toplum İçin Nasıl Bir Eğitim?' başlıklı yazıda eğitimle ilgili durum değerlendirmesi yapılıp, dilek ve temennilere yer veriliyor. 

'Batı Düşüncesinde Mutluluk İdealleri' isimli yazıda Prof. Dr. Abdurrahman Aliy`in teorik ve tarihi yazıda Batılı düşünürlerin görüşleri yer alıyor. 'Bireysel ve Toplumsal Huzur ve Mutluluk Kaynağı Olarak Aile' başlıklı yazıda Prof. Dr. Mustafa Keskin, huzuru aile, din ve modernleşme eksenine ele alıyor. Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak tarafından kaleme alınan 'Kültürel Değerler ve Unutulan Kavramlar' başlıklı makalede, huzur kavramı kültür, din ve felsefe açılarından işleniyor. 'Mimari, Mekan ve Türk Evinin Toplumsal Huzura Etkileri' başlıklı yazıda Prof. Dr. Hasan Yaylı, 'Geçmişin bugün de işlevsel olan parçalarının yeni dünyanın ruhuna uygun bir şekilde yeniden inşası ile mümkün olabileceği' savunuluyor. Kitabın son makalesinde Erol Sayan, 'Dış ve İçDünyamızın Huzura Etkisi' başlıklı dört sayfa ile kitabın en kısa makalesinde, 'Huzura katkı sağlayacak ruhsal dinginliğin' şart olduğu vurgulanıyor. 

'3T Kuralı'

Öncelikle böylesine önemli bilimsel kitaptan dolayı MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli başta olmak üzere, proje sorumlusu İzzet Ulvi Yönter, yayına hazırlayan, editörler ve tüm katkı veren yazar ve bilim insanlarına takdir, tebrik ve teşekkür ediyorum.  Önemli bir amme görevi ifa edilmiştir. Birinci 'T', tebriktir. MHP gibi köklü geçmişi olan bir partinin insanlığa 'huzur' sunmak için bir projesinin olması ve bu projesini bir somut kitap haline getirmesi takdire şayandır. MHP`nin içinde yer aldığı Cumhur İttifakı`nın çerçevesini de muvafık görünmektedir . Kitabı okuduğunuzda kitapta İslam ve Türk vurguları da vardır ki, bu MHP`nin geçmişteki Türk-İslam sentezine de uygun düşmektedir. 

İkinci 'T' ise, tenkittir. Bir parti tarafından projelendirilerek yapılan çalışma hem akademik hem de popüler olarak tasarlandığı izlenimini veriyor. Kitapta ilgili tenkitim ise, çalışmanın metodoloji hakkında bir iki nakısa söyleyecek olursak, kitabın bölümü ve yazarları hangi alfabetik konu ve yazar sıralamasına göre yapılmıştır? Kitabın konu sıralaması metodolojisi ve yöntemi nedir? Kitap hangi misyon ve vizyonu yönelik açılım sunuyor? Kitapta iktisat, sosyoloji, felsefe, psikoloji, tarih, hukuk, medya, eğitim, mimari, kültür ve aile  gibi huzurlu irtibatlı ve iltisaklı konular ele alınırken, medeniyet, teknoloji, çocuk, gençlik, istiklal-istikbal, postmodernizm, dijitalleşme, kentleşme, göçve yoksulluk gibi huzurla irtibat ve iltisak kurulabilecek konular neden ele alınmamıştır? Kitapta yazarlar hakkında kısa da olsa bir biyografi ve çalışma alanları hakkında bilgi yer almamaktadır. Kitap bir proje ise bu projenin vizyonu ve misyonu da zikredilmemiştir. 

Teknikten sonra üçüncü 'T' ise, tekliftir. Teklifim ise, kitapta konular bölüme ayrılabilir ve her bölüm kendi içinde müstakil konularla işlenebilirdi. Kitap beş veya altı bölümden oluşup aynı ve farklı konuları ayrı ayrı bölümlerde ele alınsaydı kanaatimce daha insicamlı olurdu. Kemal Sayar isimli yazar iki konuyu işliyor. Halbuki böylesi önemli ve muhtevalı bir konuyu bir yazarın iki konudan ziyade bir başka isim bir başka konuyu işlese daha isabetli olmaz mıydı? 

Mesela, kitapta tek kadın yazar Belkıs İbrahimhakkıoğlu tarafından kaleme alınan, 'Huzurlu Bir Toplum İçin Nasıl Bir Eğitim?' başlıklı yazının sonunda 'Nasıl Bir Eğitim? sorusunun cevabından ziyade bir dilek, temenni ve durum değerlendirmesinden öteye geçilmemiştir. Günümüzde Türkiye açısından hayati öneme haiz eğitim konusu sayısal verilere dayalı akademik bir makale olmalıydı. Bütün bunlar samimi tebrik, tenkit ve teklifimdir. Çünkü tenkit olursa terakki olur. Bilmem yanılıyor muyum?

Milliyetçi Harekete Partisi (MHP) kurumsal olarak tarihinde belki ilk defa bireyin, toplumun, devletin, milletin ve hatta dünyanın huzuru için böylesini önemli ve tarihi 'İNSALIĞIN HUZURU PROJESİ' metnini kitap olarak ortaya koymuştur. Son söz olarak, hayati bir mesele olan dünya ve ukba huzuru için bu çalışmanın devamı gelmelidir. Söz uçar yazı kalır vesselam.