Bu mevsimde ziyaret etmeyi en çok istediğim, sevdiğim bir yer olan, Osmanlı, Selçuklu ve Fars mimari üsluplarının harmanlandığı doğunun incisi İshak Paşa Sarayı`ndan bahsedeceğim.

İshak Paşa Sarayı Ağrı ilimizin Doğubeyazıt ilçesinin yaklaşık 7 km güneydoğusunda yer alan bir dağın yamacına kurulmuştur. Ağrı Dağı na oldukça yakındır. Yüksek bir tepenin üzerine kurulu olan saray, Pamuk, Ziyaret ve Küçük Ağrı dağlarıyla çevrilidir. Bu dağların, karla kaplandığı bu mevsimde bir başka güzel olur burası. Bir kartal yuvasını andıran ve doğa ile muazzam bir ahenk oluşturan bu muazzam yapı dünya gözüyle bir kez bile olsa görülmelidir.

İshak Paşa Sarayı, Topkapı Sarayı`ndan sonra Osmanlı mimarisinin en simge yapısıdır. Sarayın (Selamlık) kuzey cephesinde dışa sarkan dört ahşap konsolda üstte kanatlı ejder, onun altında aslan, en altta insan figürleri yer almaktadır ki çok ilginçve sanatkaranedir. Sarayda klasik Osmanlı mimarisinden farklı üslup ve benzeme şekilleri dikkati çeker. Türk saray geleneği ve mimarisinin ana prensiplerine uyulmuştur. Yapı birkaçaşamalıdır ve güzellikle azameti yansıtır. Aynı zamanda, dünyanın ilk kalorifer tesisatı döşenen sarayı olduğunu da belirtelim. 1. Dünya Savaşı`nda da, Rus askerleri tarafından kışla olarak kullanılmıştır. Doğu Anadolu`nun en uçnoktasında bulunan bu eser her zaman ilgiyi fazlasıyla hak ediyor. Yapımı yaklaşık 100 yıl süren esere, saraydan daha ziyade, külliye desek daha doğru olur. 1685 yılında Doğubeyazıt Sancak Beyi Çolak Abdi Paşa tarafından başlanan yapımı, 1784 yılında Çıldır valisi İshak Paşa tarafından tamamlanmıştır. İshak Paşa Çolak Abdi Paşa`nın oğludur. Kesme taşlardan yapılan sarayın duvarlarını ayet ve beyitlerle süsler. Bu beyitlerden en meşhuru ise tarih düşen, ' İshak meram üzere kerem kıldı cihanı, bin yüz doksan dokuz buna oldu tarih' beyitidir. Bu beyitten sarayın bitiş tarihinin 1784, hicri 1199 yılı olduğu anlaşılmaktadır.

Sarayın üçtarafının duvarlarla çevrili olması ve sadece doğu cephesinden girişin bulunması da İbrahim Paşa Sarayı ile benzerlik göstermektedir. 7600 metre karelik bir alanı kaplayan saray iki avludan oluşmaktadır. 116 odası bulunmaktadır.

Sarayın girişi, savunması en zor olan doğu cephesindedir. Anıtsal taçkapı, avlulara çıkan diğer kapılar gibi, kabartma, süsleme ve zengin bitki motifleriyle Selçuklu sanatının özelliklerini taşır. Saray, tarih ve sanat tarihi yönünden eşsiz bir değere sahiptir.

Tek kubbeli cami, iki ayrı renk taşla örülmüş minaresiyle saraya ayrı bir zenginlik kazandırmaktadır. Caminin kıble duvarının dışındaki türbe geometrik ve bitkisel motiflerle süslenmiş olduğunu belirtelim.

İshak Paşa Sarayı efsaneleriyle meşhurdur. Tüm heybetiyle canlı bir tarih, her tarafı sır dolu bir efsanedir. Bu görkemli yapının mimarı meçhuldür, onun için halk, sarayın yapımı ve tarihi hakkında birçok efsane anlatır. Sarayı gezerken, masal dünyasının sırça saraylarını geziyormuş hissine kapılmaktan kendinizi alamazsınız.