yeteri kadar gelmeyen, getirilmeyen, belki de kendini tanıtamayan il ise Isparta.
Isparta gerçekten bir çok güzelliği ve özelliğibünyesinde barındıran bir il. Güzellikleri ile birlikte öyle güzel ve farklı yemekleri var ki yemeye değer.
Boğazına düşkün yemeyi seven biriyim. Mutfakta yemek yapmayı değil ama yeme ve damak tadım iyidir. Isparta merkezde öncelikle Isparta kebabı farklıdır. Hele hele iyi pişmişse harika olur. Isparta şişi, helva kabunesi, gül reçeli….
Yalvaç’ta; keşkek, güllaç, kesmik baklavası, su böreği, hamursuz…
Şarkikaraağaç’ta; Tahini, tahinli pidesi, helvası, yoğurt çorbası ve kendine özgü pişirilen eti…
Uluborlu ve Senirkent’te; Banağı, kuyruğu sulusu…
Sütçüler kekiği ve bal…
Isparta’nın her bölgesinin kendine özgü yemeği ve ürünleri var.
Isparta; Gülü, Lavantası, Eğirdir Gölü, Davraz Kayak Merkezi, Kızıldağ, Gölcük, Çandır, Psidia Antiocheia, Yazılı Kanyon, Kasnak Meşesi ve diğer bir çok güzelliği ile gelmeye değer bir şehir.
Hem gezmeye, hem mutfağını görmeye Isparta’ya gelin. İnanın bir daha bir daha gelmek isteyeceksiniz. Ulaşım kolay, konaklama sorunu yok. Isparta bu yıl tatil listenizin başında olsun.
İlk iki yazımızda Isparta’dan bahsettik, soft başladık. Yavaş yavaş güncel ve daha dikkat çekecek konulara gireceğiz.
Kimseye önyargımız yok, kimseye karşı değiliz. Ama birazda fikirlerimizi yazalım. Herkes herşeyi yapıp kimsenin haberi yok sanmasın. Ya da işini iyi yapsın.
Elbette herkesin siyasi görüşü var. Olmalı da zaten. Ama siyasette her şey gibi ahlaklı ve ilkeli yapılmalı.
Neyse önümüzdeki yazılarda buluşmak dileğiyle..
Şakir Hüseyin AKSÖZ

YORUMLAR