Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern hanımefendi, vicdanlı insanlık âleminde çok aferin kazandı, tebrik ve takdir edildi. Camilerde şehid edilen zavallı mâsum Müslümanların ailelerine, başına bir örtü atmış olduğu halde taziye ziyaretleri yaptı, onların acılarını paylaştı, daha birçok tebrike şayan işler sergiledi. Bir Müslüman olarak ona teşekkür ediyorum. Onun için bundan sonrası nedir?.. Allahü Teala takdir etti ise Müslüman olmasıdır. Benim bu yazım ona ulaşmaz... Onun için bunu bütün samimiyetimle diliyorum.

Sanırım üçüncü dünya savaşı Trump yüzünden çıkacaktır. Filmin ortalarındayız. Bekleyelim.

İkinci Dünya Savaşı Hitler yüzünden çıktı ama başlatan o değildi. O savaş istemiyordu. Almanya`ya, İngiltere ve Fransa savaş ilan etti. Hitler bu savaşı önlemeye çalıştı, başarılı olamadı.

İçlerinde bu kadar kültürlü, bilgili insanlar olmasına rağmen İsrail bu kadar yanlışı ve çılgınlığı nasıl yapabiliyor?

SEZGİM: Siyonist devletin, benim zannımca dört beş senelik ömrü kalmıştır.

Geleceği haber verilmiş Mehdi`nin başa geçmesinden sonra İslam dünyası şu veya bu şekilde birleşecektir.

Bu dünya Cennet değildir, her zaman günah işlenecektir ama önemli olan işlerin başında salih, râşid, âbid, muhlis (ihlâslı), muslih (Islah edici, ıslah taraftarı), mâruf ile emr münkerden nehy eden, âdil, ehliyetli, liyakatli, Allah`ın yardımına nail olmuş idarecilerin bulunmasıdır.

O akılsız Müslümanlar dünyayı yalancı bir Cennet yapmak istediler, ahireti unuttular ve dünyaları bir Cehenneme döndü.

Kur`an-ı Kerim`in emirlerine sırt çeviren, yasaklarını fütursuzca ve küstahça işleyen Resulullahın (Salât ve selam olsun ona) Sünnetini terk eden, namazı büyük ölçüde yitiren, zekâtı dosdoğru ödemeyen, ahlakı bozulan, israf eden, şükr etmeyen, gevşeyen Müslüman toplumlar helak olur.

Her Müslüman İslam`ın askeridir, İslam`a hizmet etmekle yükümlüdür. İlmi, irfanı, derecesi ve rütbesi müsait olmayanlar, bu hizmeti, dolaylı olarak, edenlere hizmet etmek, onları maddeten ve manen desteklemek suretiyle eda eder.

İhlâs ile yapılmayan, içine nifak karıştırılan hizmetler hederdir.

Darbenin askerî si de, sivili de kötüdür.

İkisi de kötü olan sadece iki şık veya çözüm var, bunların daha az kötü olanı tercih edilir.

İslam birliğini, iman kardeşliğini, râşid ve meşru İmam`a biat ve itaati, Şeriata ve Sünnete bağlılığı terk veya ihmal eden, hafife alan Müslüman bir topluluk zaafa düşer, izzetini yitirir ve sonunda helak olur.

Kur`an-ı Kerim`de, büyük bir Peygamberin, 'Ben nefsimi aklamam' dediği beyan edilmişken, sen nasıl nefsini temize çıkarıyor, kibir ve gurur içinde kasılıp duruyorsun?

Ehl-i Sünnete uygun, muteber, sahih bir ilmihal kitabını her gün okuyup Dinini Şeriatini fıkhını İslam ahlakını öğreniyor musun?

Öğrendiğin kurtarıcı, çok faydalı bilgileri hayata uyguluyor musun?

Kırlara, dağlara, yeşil bölgelere gidip de, oradaki çiçekleri, kuşları, kelebekleri, bin bir harikayı görüp subhanallah demeyene şaşılır.

Hıristiyanlar İsa aleyhisselama Tanrının oğlu diyerek, Ali İlah dini mensupları Hazret-i Ali`yi te`lih ederek ifrata kaçtılar ve dalalete düştüler. Ruhbanlarını erbab edinenler iflah olmaz.

Sabahları sadece on beş ihtiyarın geldiği o camiin mihrabına Şeriat ve Tarikat icazeti olan karizmatik gerçek bir şeyh geçirin, kısa zamanda cami vakit namazlarında lebalep dolar.

Şeriattan kıl kadar, milim değil mikron miktarı ayrılan tarikat bozuktur.

Biz Müslümanlar Allahü Tealadan hakkıyla korksaydık bugünkü durumda olmazdık.

Müslümanın Peygamber sevgisi, onun Sünnetine uymasıyla mütenasiptir (orantılıdır).

Cemaatini, tarikatini, meşrebini, fırkasını Dinin üzerinde tutana sapık desem yanılmış olur muyum?

Plansız, programsız, projesiz din iman Kur`an Sünnet Şeriat hizmeti yapılmaz. Yapılır gibi görünse de başarılı olmaz.

Eskiden tekke olan binaların camilerine mescidlerine semahanelerine, restore edildikten sonra ayakkabı ile basılması caiz değildir. O mekânlarda yine namaz kılınmalı, zaman zaman zikir meclisleri tertiplenmelidir. Böyle yapmayanlar, tokat ve sille yiyebilir. Eski tekke binaları, zaviyeler, dergâhlar vakfiyelerindeki şartlara uygun şekilde kullanılmalıdır.

Çeşitli ahlak sistemleri olduğu gibi çeşitli mantık sistemleri vardır. Bunların en üstünü İslam mantığıdır. Bu mantıkta akıl ve düşünce Kur`an`ın Sünnetin evrensel hikmetin ışığında yürüdüğü için mutlak gerçeğe götürür. Başta İlim Yayma Cemiyeti ve Vakfı olmak üzere büyük ve güçlü islamî sivil toplum kuruluşları İslam mantığı konusunda faaliyet ve hizmet yapmalıdır. Bütün okumuş, münevver Müslümanlar İslam mantığı öğrenmelidir.

Fırka-ı Nâciye Ehl-i Sünnet ve Cemaat yolundan giden bütün Müslümanlar namazı başlarında islamî bir serpuş olduğu halde kılmalıdır. Bu, takke sarık fes olabilir. Herkesin cebinde namaz takkesi bulunmalıdır. Başaçık kılmak bid`attir. Namazda başı kapalı olmak edeptir, Sünnettir. Mezhebsizlerin, reformcuların, dinde yenilik ve değişim isteyenlerin, light ve ılımlı İslamcıların 'Namaz başı açık olarak da kılınabilir, hiçbir sakıncası yoktur' fetvaları bâtıldır, geçersizdir. Resulullah Efendimiz (salât ve selam olsun ona), hayatı boyunca, ihramlı olduğu haller dışında bir kere bile başı açık namaz kılmamıştır.

Doktor, mühendis, iktisatçı, bilgisayarcı, şu veya bu olmakla iş bitmez. İşin başı adam olmaktır. Adam olamamış okumuşların ciğerleri beş para etmez.

Sadece cumaya giden Müslüman`a: Haftada bir cuma namazı kılmakla kulluk vazifeni hakkıyla, doğru dürüst yapmış olmazsın. Beş vakit namaz kıl. Nasıl kılmalısın? Dosdoğru...

İstanbul`da (benim bildiğim) tatlı satarken karton kutuyu tartan, kutu ağırlığınca fazla tatlı ilave eden iki tatlıcı var. Onları can u gönülden tebrik ediyor, Cenab-ı Hakkın kazançlarına bereket vermesini niyaz ediyorum.

Hak Teala yalancı, müfteri (iftira eden) alçakların ve şerefsizlerin belasını versin!.. Ü zerime çamur attılar. İspat ederseniz evimi size vereceğim, kalemimi kırıp yazı hayatından çekileceğim dedim, sesleri çıkmadı. Özür de dilemediler. Onlara yüksek diyecek değilim, çok alçaktırlar.

En iyi, en hayırlı, en kazançlı ticaret Allah ile yapılandır. Bu ticareti öğrenmeliyiz ve yapmalıyız.

Zekâtınızı, zekât almaya toplamaya hakkı olmayan eşkıyaya ve uğrulara vermeyiniz. Zekatınızı Kur`an`a, Sünnete, Şeriata, fıkha uygun şekilde, hak eden gerçek kişilere, temlik suretiyle veriniz.