Kırım acı, direniş ve haklı umudun yurdu

Yeşil yamaçlar arasında esen yelin

Dar sokaklı mahallelerde kimi arar?

Niçin kuruyup kaldı 'Sulu Çeşmeler'in?

Söyle bana Bahçesaray Bahçesaray.

***

Bühtanlardan kamburlaşmış bahtsız gibi

Alçak basık evleri kimden imdat sorar?

Kimler idi bu evlerin öz sahibi?

Söyle bana Bahçesaray Bahçesaray.

***

Nerede şimdi o güzeller? Nerelerde.

Ağarmış ve seyrekleşmiş saçını tarar?

Sen onları hatırladın kaçkere?

Söyle bana Bahçesaray Bahçesaray.

***

Rastladım bir güzele sokağında,

'Merhaba...' dedi, kaşı gözü kara.

Karadeniz dalgalandı ten, kanımda

İnan buna Bahçesaray Bahçesaray.

'Bahçesaray' başlıklı bu şiir bize Kırımlı Müslümanların acısını iyi verebilen bir şiirdir. 1944 yılının 18 Mayıs`ında sabah erken evlerinden zorla çıkarılan ve askerlerin tüfekleri ile burun buruna istasyona doğru iteklenen Kırım tatarları, Kırım Türkleri yurtlarından sökülüp götürülüyorlardı. Bize söylenen rakam, 70 bin kişi. Bunlar yolda havasız vagonların içinde öldüler. Kimi yaşlılıktan, kimi havasızlıktan beslenme eksikliği yüzünden can veren bebeler, çocuklar, anneler.

Sıtma kırıp geçiriyor. En tabiî ihtiyaçlarını yatıp kalktıkları yük vagonunun içinde gidermek zorunda bırakılıyorlar.

'Biraz biriksin alırız'... Sovyet Kızıl ordusunun bir subayı, 'birimiz öldü, gömmemiz lâzım' diyen Kırımlılara bu cevabı veriyor. İnsan saymazlığın bu derecesinde, insanlar adet adet sayılıyor!.. Ölüleri çöp yığını telâkki eden bir zulüm, kin ve nefret...

Kırım doğumlu hayatı ciddî bir sinema ilgisine değer romancı Cengiz Dağcı 'KorkunçYıllar' romanında Kırım`ın trajedisini kalemiyle geleceğe aktarmıştı. Romanlarını Varlık yayınları okurla buluşturmuş, uzun yıllar boyu bu hizmeti vermişti. Şimdilerde Ötüken Yayınları yayınlıyor.

1989 yılı ile birlikte Kırım Müslümanları tatarıyla, türküyle sürgünden dönme hakkını elde ediyorlar. Sovyetler Birliği zorunlu olarak kendini tasviye etme sürecine girince, Kırımlıların çoğu zaman dolaylı, kimi zaman da doğrudan özgürlük mücadelesi ilk dönemece ulaşmış oluyor.

Yıllarca Mustafa Cemiloğlu bu hareketin önderi oldu. Sabır edenlerin önde gideni olarak kaldı ve tarihe geçti. Bugün Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Muhtar Yönetimi Millî Meclisi`nin başkanı olarak hizmete devam ediyor. Onun aydın insanlarla oluşmuş bir çevresi vardır. Bana öyle geldi ki, kolay kolay yanlış bir iş yapmazlar.

1774 Küçük Kaynarca Antlaşması, Rusya`nın Karadeniz kıyılarına sarkma cesaretini ilk kez kendisinde duyduğu Kırım Hanlığı içinse ne yazık ki bir 'kırılma noktası' olmuştu. Bitmez tükenmez Çarlık Rusyası tümenleri bir gün ansızın beliriyorlar, kazak atlıları palalarıyla tam bir katliama girişiyorlar. Kırım Hanlığı`nın sonu, Osmanlı`nın düşme süreci içinde, onun kaderiyle paralel olarak, belli oluyor. 1944 tehciri tam 170 yıl sonra, ikinci ağır darbe olmuştur.