Son günlerde sık duymaya başladığımız ve anlaşılan daha da sık duyacağımız 'Konkordato' ticaret hayatına çok hızlı bir giriş yaptı.

Öyle ki Yeni Konkordato Yasası yürürlüğe gireli yaklaşık yedi ay olmasına rağmen mahkemelere yüzlerce Konkordato başvurusu gerçekleşti.

İstanbul, Ankara ve İzmir Adliyelerinde 1, 2 ve 3. Ticaret Mahkemeleri, diğer illerde 1. Asliye Ticaret Mahkemeleri, Konkordato dosyalarına bakan mahkeme olarak görevlendirilmiş durumda.

Yeni Konkordato Yasasına göre İstanbul Çağlayan Adliyesinde 1, 2 ve 3. Ticaret Mahkemelerinde ortalama 100 Konkordato dosyası, İstanbul Bakırköy Adliyesinde 1, 2 ve 3. Ticaret mahkemelerinde ortalama 80 Konkordato dosyası, İstanbul Anadolu Adliyesinde ortalama 90 Konkordato dosyası ve Adana Ticaret Mahkemesinde 10 Konkordato dosyası açılmıştır.

Ticaret hayatımızı ve ülkenin ekonomik durumunu yakından ilgilendiren Konkordato, gerçekten de Konkordato ya müracaat etmiş bir firmadan alacaklı olan kişiler için büyük bir kabustur.

Ü lkenin ekonomik ve sosyal durumunu yakından ilgilendiren Konkordato yu kısaca izaha çalışalım

15.03.2018 tarihinde Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7101 Sayılı 'İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun' ile İcra ve İflas Kanunun 285-309 Maddelerinde Konkordato düzenlenmiş ve bu yasa ile 'İflasın Ertelenmesi' Kurumu ortadan kaldırılmıştır.

İsviçre Hukuku dikkate alınarak hazırlanan ve iflastan önceki son adım olarak değerlendirebileceğimiz Konkordato yu kısaca 'Dürüst bir borçlunun, ticari durumunun sarsılmış olmasıyla alacaklarının belli bir çoğunluğu ile yaptığı ve ticaret mahkemesinin onayı ile hüküm ifade eden hukuki müessesse' şeklinde tanımlayabiliriz.

Konkordato, temelde iflasın engellenmesini ve borçlunun borçlarının yeninden yapılandırılmasını amaçedinmiş iyi niyetli bir kurumdur.

Konkordato ilan etmek isteyen veya Konkordato ilan etmiş birisinden alacağı olan kişiler, en azından şu hususları bilmesi gerekir:

  •   Mevcut borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçlular Konkordato talebinde bulunabilirler.
  • Sadece şirketler değil, şahıslar da Konkordato talebinde bulunabilirler
  •   Konkordato talebi, Ticaret Mahkemesine bir dilekçe ile sunulur, dilekçe ekinde yasada belirtilen bütün belgeler sunulduğunda Mahkemece Ü çAylık Geçici Süre verilir ve Geçici Komiser atanır, bu süre iki ay daha uzatılabilir. Geçici süre sonunda Bir Yıllık Kesin Süre ve duruma göre en fazla altı ay daha ilave süre verilir.
  •   Konkordato talebinde bulunan borçluya tanınan 3+2 aylık geçici süre ve bir yıllık kesin süre içinde, borçlu aleyhine hiçbir takip yapılamaz ve önce yapılan takipler de durur. İhtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararları uygulanamaz.
  • Geçici ve Kesin Süre boyunca borçlunun tüm işlemleri Konkordato Komiseri gözetiminde olur.
  •   Konkordato talebi ile rehinle temin edilmiş alacaklar dışındaki tüm borçların faizi durur. Nafaka ve işçilik alacakları ile Konkordato Komiseri onayı ile iş yapanların alacakları Konkordato sürecinden etkilenmez.
  •   Konkordato talebinden önce verilmiş TEMLİKLER GEÇERSİZDİR.
  •   Konkordato talebinin kabul edilebilmesi için Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını aşan bir çoğunluk veya kaydedilmiş alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk oyu gerekir. Belirtilen çoğunlukta Konkordato talebi kabul edilirse, kabul etmeyenler yönünden de bağlayıcıdır.
  •   Konkordato talebi için, Ticaret Mahkemesine en az 65.000,00 TL başvuru ve gider avansı yatırılması zorunludur. Bu miktar, Konkordato talebinde bulunan firmanın borçlu sayısına ve borçmiktarına göre değişiklik göstermektedir.

Yeni Konkordato yasası ile mahkemeye müracaattan itibaren 3+2 aylık geçici süre, bir yıllık kesin süre ve duruma göre altı aylık ek süre nedeni ile Mahkemelerce henüz tüm aşamaları tamamlanmış ve sonuca bağlanmış bir Konkordato dosyası bulunmamaktadır. Her yeni müessesinin iyiliği ya da kötülüğü belli bir süre geçtikten sonra ortaya çıkacaktır. Ancak Konkordato nun, dürüst borçlu açısından bir fırsat, alacaklılar açısından da kabus olduğu görülmektedir.