“Korkmayın ama hafife de almayın”

Abone Ol

Değerli okuyucularımız,

Tıbbın ticari yönünün insani yönüne ağır bastığı dönemlerde adeta insanlar bir korku olgusuyla karşı karşıya kalmaktadır.

Geçkalmaktan kork demek de aslında bir korkudur; Ya geçkaldıysam korkusu; Ya geçkalırsam korkusu.

Nasıl olursa geçkalırım, nasıl olursa geçkalmamış olurum. Bunun ölçüsü ne?

Genelde tedavisi kesin belli olmayan hastalıklardan kanser kelimesi bu korkuyu iliklerimize kadar yaysa da benzer korkuları kalp krizi için, enfarktüs için, yüksek tansiyon vb. için de yaşarız;

O bakımdan artık hemen her anımız tıbbın kontrolü içerisindedir. Tıp olmadan yaşamayı bırakın nefes alamaz hale gelmişizdir;

Bugünkü konumuz da yine bu bize korku salan rahatsızlıklardan biri olan damar sertliği;

Damar sertliğinin de çok sinsi ve tehlikeli bir rahatsızlık olduğu belirtilir ama öyle fazla korkmaya gerek olmayan çünkü dikkatli ve sağlıklı bir yaşantıyla tehlike olmaktan çıkabilen bir rahatsızlıktır damar sertliği;

Önce bir bakalım mı damar sertliğine neler sebep olur?

Damar sertliğine neler sebep olur?

Arterio skleroz (damar sertliği) denilen rahatsızlığın, zaman içinde nasıl geliştiğini, ancak su borusunun içinin nasıl zamanla dolduğunu örnek vererek canlandırmaya çalışabiliriz. Modern tıbbın otoriteleri de kesin bir sebep ortaya koyamıyor. Bir genelleme yapılacak olursa, *Hiperlipidemi (kanda yağ miktarının fazla olması) hali, yani kolesterol, *Yüksek tansiyon, *Alkol almak, *Sigara içmek, *Şişmanlık *Gut hastalığı *Şeker hastalığı *Frengi, *Dengesiz ve yanlış beslenme *Karaciğer yetersizliği, *Aşırı hareketsizlik, *Sinir bozuklukları, vs. damar sertliğinde akla gelecek sebepler arasındadır.

Belirtileri nelerdir?

Arterio sklerozun (damar sertliğinin) belirtisi net bir şekilde söylenemez ancak, *Baş dönmesi, *Baş ağrısı. *Titreme. *Yürürken sendeleme. *Düşünme ve öğrenme gücünde zayıflama. *Sinirlilik veya damarın sertleştiği bölgelerde ağrılar görülmesi;

Beyne alınan oksijen azlığına bağlı olarak *Görme ve konuşma bozuklukları. *İlerleyici hafıza kaybı *Anlık bilinçyitimleri. *Yer ve zaman kavramlarının bozulabilmesi. *Kol ya da bacaklarda kas gücünün ani ve geçici olarak zayıflayabilmesi; Hastalık kalbi tuttuğunda, *Kalp kasının kasılma gücünün (oksijenin yetersizliğinden) zayıflaması. *Kalpte ritim bozuklukları *Bazen spazma yol açan göğüs ağrıları;

Bacak damarlarını tutarsa *Yürüme sırasında kramp ağrıları olması. *Deride kalınlaşma ve rengin koyulaşması. *Bacaklarda ısı düşmesi ve zamanla kangren gelişmesi.

Böbrek atardamarlarının tutulduğu durumlarda, *Kan basıncının yükselmesi, *Böbrek hareketlerinde hafif bozukluklar, *Sık idrara çıkma. *Bedensel ve ruhsal çalışma gücünde azalma *Gündüzleri bile uyuma ve uyuklama, *Zayıflık ve solgunluk, *Hafıza zayıflığı

*Çabuk yorulma ve kalp çarpıntısı gibi semptomlar belirti olarak kabul edilebilir.

Damar sertliği nelere sebep olabilir?

*Damar sertliği, sadece kalp damarlarını değil, beyin böbrek ve çevre damarlarını da ilgilendirir. *Enfarktüs vakalarının meydana çıkmasında rol sahibidir. *Beyin trombozu, yani beyne giden kan damarlarının pıhtı veya kolesterol plakları oluşarak tıkanmasının sebebi damar sertliğidir. *Beyin kanamasının başlıca nedenlerinden biridir. *Bacak kangrenlerinin büyük bir bölümünde sebep yine damar sertliğidir.

Yüksek tansiyon ve tedavisi

Burada yeri gelmişken damar tıkanıklığının da sebep olduğu ön görülen yüksek tansiyon hakkında da bilgi verelim.

Bir kere yüksek tansiyon konusunda her insanı tek tip sayıp tansiyona bir sınır koymak ve bu standarda göre yaklaşımda bulunmak vahim yanlışlıklara sebep olabilir. İnsanın gençliğiyle yaşlılık durumu bir olmadığı gibi, gençlikte vücuttaki bağ dokusu, damar sertlikleri, kılcal damarların durumu yaşlılıktaki gibi değildir.

Yapılması gereken şudur. Bu hastanın tansiyonu niçin yükselmiş veya yükselmiş mi? Tansiyon seviyesi vücut tarafından mı ayarlanmış, yoksa kontrol edilemeyen bir yükselme mi? Bu yükseklik hastayı rahatsız ediyor mu? Hasta halinden memnun mu? Bunların belirli bir süre takip edilmesi gerekir. Hiçaraştırma yapmadan, çıkan rakamsal verilere göre tansiyon düşürmeye kalkmak, hastaya aksine ölümcül zararlar verebilir.

Çünkü düşük tansiyona bağlı, bunama, Alzheimer, kulak rahatsızlıkları, denge bozuklukları, hormon bozuklukları artabilir.

Dolayısıyla tansiyon konusu, bir tansiyon seviyesi standardı belirleyip, üstünde olanları aşağı çekmek gibi değerlendirilemez. Kişinin tansiyonu mevcut duruma, heyecana, içinde bulunduğu şarta bağlı olarak yükselip, bir müddet sonra vücut tarafından kendi kendine ayarlanabildiği gibi, uzun dönemde de vücut tarafından kendine uygun seviyeye getirilebilmektedir. Asıl yapılması gereken, belirli bir seviyeden sonraki tansiyonun bir rahatsızlık sebebiyle mi yükseldiği, yoksa vücut tarafından mı ayarlandığının tespitidir.

Akupunkturla damar sertliği ve tansiyon tedavisi

Damar sertliği tedavisinde de akupunkturun, bilinen tedaviler arasında çok etken bir yere sahiptir. Çünkü akupunktur vücuttaki bütün hücrelerinde tamir bakım ve onarım faaliyetiyle birlikte elbette ki damarların içcidarlarındaki tahribatı ve pıhtılaşmayı dağıtır. Ödem çözücü özelliği sayesinde, damarlar ve sinirlere yapılan baskıyı önler. Hormonların, enzimlerin daha iyi çalışmasını temin eder. Rahatlayan sinirler sebebiyle ağrı ve şikâyet ortadan kalkmış olur.

Bir damar cerrahi uzmanı şöyle diyor: 'Ü lkemizde şeker ve damar sertliği başta olmak üzere kesilen parmak, ayak, bacak ve diğer uzuvların en az yarısı boşuna kesiliyor.'

Oysa bu rahatsızlıkların birçoğunda akupunktur tedavisi uygulandığında cerrahi müdahaleye bile gerek kalmıyor. Çünkü akupunktur ve lazer tedavisi beyin oksijenlenmesini arttırarak beynin vücudun tüm organ ve dokularına, doğru komutlar vermesini sağlar. *Bağışıklık sistemini güçlendirir. *Kronik ve akut sinüzitli tip allerjik vakalar bağışıklık sistemi zayıftır. *Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar. *Bağırsaklar sağlıklı çalışırsa, karın içi basınçdengeli olacağından akciğerler üzerine olan basınçazalır. Dolayısıyla burun ve beyin oksijenlenmesi daha rahat gerçekleşir. *Pankreas hormon ve enzimlerini salgılatır. Pankreastan salgılanan insülin hormonu, şekerin hücrelere girmesini sağlayarak kan şekerini düşürür. *Enzimleri salgılatarak mide ve barsak sindirimini kolaylaştırır. *Kabızlık problemlerini ortadan kaldırır. *Vücuttaki içsalgı bezlerini uyararak hormonların dengeli çalışmasını sağlar. *Beyin ve bağırsaklardan serotonin adı verilen hormon salgılatarak kişinin aktif dinamik ve zinde kalmasını sağlar. *Serotonin stresi azalttığından stres ve çaresizlik durumunun oluşturduğu problemler de düzelir. *Beyinden endorfinleri salgılatarak ağrı kesici etkileri ortaya çıkartır. *Karaciğer ve böbrekleri uyararak vücuttaki toksinlerin atılmasını sağlar. *Tansiyonu dengeler. *Kolesterolü düşürerek damar tıkanıklıklarını ve damar sertliğini önler. *Lokal olarak tüm kasların kanlanmasını arttırarak o kaslara oksijen girişini hızlandırır ve kasların koordineli çalışmasını sağlar. *Ayrıca akupunktur bağışıklık sistemini güçlendirdiği için vücudun bakteri ve viral enfeksiyonlarına yakalanmasını önler. *Yakalanma durumlarında direnci arttırarak kolay atlatılmasını sağlar. *İlaçların vücutta oluşturduğu yan etkilerin giderilmesinde oldukça faydalıdır. *Böbrek ve karaciğeri korur.

Sağlıklı günler dileğiyle;