Müslümanların ilk kıblesi, üçdinin mukaddes mekânı Mescid-i Aksa terör devleti İsrail`in kuşatması altında. Kadir gecesinin arefesinde başlayan ve bin aydan hayırlı gece boyunca devam eden Siyonist saldırılarda Mescid-i Aksa ve çevresinde 300 Filistinli yaralandı.

Filistin Müslümanlarının, kadim Kudüs`ün ve Mescid-i Aksa`nın her zamankinden daha fazla desteğe ihtiyacı var. Kudüslü mazlum çocukların her zamankinden daha fazla şefkate Filistin`de Mescid-i Aksa murabıtlarının/gönüllü bekçilerinin her zamankinden fazla kardeş dayanışmasına ihtiyacı var.

Osmanlı Cihan Devleti, Kudüs`ten 'etrafı mübarek kılınan' beldeden 'selâm ve selametyurdu'ndan 104 yıl önce kolu, kanadı ve gönlü kırılarak çekilmişti. Bu bir ric`attı aslında. Ya da bizim temennimiz bu yönde! Sarp yokuşun başında aracı düzlüğe doğru kaydırıp yeni bir tırmanma hamlesi yapmak için bekleyiş olarak görüyoruz bu asırlık hasreti. Bir araf bu. Arafta en büyük görev ve sorumluluk kadim Kudüs şehrine son şeklini veren Kanuni Sultan Süleyman Han`ın torunlarına düşüyor.

`height=

'Mescid-i Aksa`ya gidin ve namaz kılın.'

Kutlu bir çağrı üzerine gidilir Kudüs`e; 14 asır öncesinden dünün, bugünün ve yarının Müslümanlarına yapılmış açık bir çağrı ya da nebevî bir emir üzerine;

Hz. Meymune (r.anha) Validemiz sual ettiler: 'Ey Allah`ın Resulü, bize Mescid-i Aksa hakkındaki hükmün ne olduğunu bildirir misiniz?' Sevgili Peygamberimiz cevaben buyurdular ki: 'Oraya (Mescid-i Aksa`ya) gidin ve içinde namaz kılın.' Resulullah (sav) sözlerine daha sonra şöyle devam etti: 'Eğer oraya gidemez ve içinde namaz kılamazsanız kandillerinde yakılmak üzere oraya zeytinyağı gönderin.' (Ebu Davud, Kitâbu`s-Salât, 14)

Kudüs Müslümanların unutulmuş kızıl elması!

Kudüs, Müslümanların unutulmuş kızıl elması! Mescid-i Aksa müminlerin hüzünlü mabedi. Kudüs, gökte yapılıp yeryüzüne indirilmiş kutlu şehir. Peygamberlerin iffet abidesi Meryem validemizin (r. Anha), Hz. İbrahim`in, Hz. İshak`ın ve Hz. İsa`nın memleketi.

Kudüs, vahyin neş`et ettiği ilahi coğrafya. Kudüs, insanların din ve diyanetle mükellef kılındıkları mekân.

Kudüs, Hz. İsa`nın göklere çekildiği yer. Hz. Meryem`in (r. anha) sığınağı, İbrahim Aleyhisselâm`ın milletinin çoğaldığı kutlu toprak. İnsan, böylesi mukaddes şehirde ve bahusus Müslümanların ilk kıblesinde Yahudi işgalini ve mezalimini görünce hüzün sağanağına tutuluyor.

Ve acı;

Ve acı. Filistinli çocukların yüzünde, kadınların gönlünde, Mescid-i Aksa murabıtlarının ruhuna işlemiş tarifsiz acı. Mücerret bir acı bu. Yahut mahza elem. Hususi bir maddeyle kayıtlanmamış bir ızdırap. İsra acısı bu. Efendiler Efendisi`nin miraca yükseldiği, akabinde peygamberlere imamlık yaptığı, Hakk Teâla`nın kelamında 'etrafını mübarek kıldığımız' buyurduğu Kudüs`ün 104 yıllık acısı.

Mescid-i Aksa murabıtları.

Murabıt dedik. Murabıt, rabıta ehli. Mescid-i Aksa`nın murabıtları yine görev başında. Ü çgündür kutlu mabedin içinde nöbet bekliyorlar. Öncelikle Rabbiyle kuvvetli bağlantısı olanlardan müteşekkil, çoğunluğu kadınlardan ve gençlerden oluşan Mescid-i Aksa Murabıtları. Ve mescitte bekleyiş; Israrlı bir iddia. Onlar, benim, senin için, Ü mmet-i Muhammed için, İsra Sû resi için Kudüs`ün muhafızları. Çoğu, dul kadınlar. Eşleri, Kudüs şehrinin sokaklarına ve Aksa davası`na kanlarıyla hayat vermiş. Kâh Yahudi yerleşimcilerin, kâh katil İsrail devletinin Siyonist askerlerinin kurşunlarıyla göz bebeklerindeki takvim bir başka Firdevs baharında açmak üzere sönmüş.

'Siyonizm bizim için sonsuz bir ideal!'

2017 yılındaki Filistin ziyaretimizde şu satırları kaleme almıştım. 'Şu anda Filistin`deyiz. İsrail`deyiz demeye dilimiz varmıyor! İsrail hür dünyanın (!) ve dahi İslâm âleminin gözleri önünde Filistin yırtılarak kurulmuş bir işgal devleti.

Telaviv Ben Gurion hava limanının her tarafı 'Siyonizm bizim için sonsuz bir ideal!' Milyonlarca Yahudi ve Hristiyan bu topraklarda bir ideal uğruna bir araya geliyor.' ibarelerini havi ilan görselleriyle kaplı.

Melon şapkalı Yahudiler.

Dindar Yahudiler/Hasidikler melon şapkalarını ellerinden düşürmüyor formu bozulmasın diye yanlarında şapkalarını formda tutacak devasa bir aparatı taşımaktan da erinmiyor. Yahudiler Kudüs`e ibadet Telaviv`e eğlenmek için gidiyor!

Filistin ve Kudüs Yahudilerin insafına terk edilmiş.

Filistin ve dahi Küdüs unutulmuş işgal güçlerinin insafına terk edilmiş bir yer. Müslümanların zihinleri bu hususta çok aydınlık değil bakışları da; Bu keyfiyet Kudüs ve Mescid-i Aksa ziyaretlerine de yansıyor.

Şunu gördük ve yaşadık ki Kudüs, Kudüslüler ve dahi Mescid-i Aksa oldukça yalnız oldukça mahzun. 2016 şıyında Kudüs`e 3.5 milyon gayrimüslim Yahudi ve Hristiyan, mabetlerini gezmeye gelmişken, İslâm âleminden sadece 40 bin kişi Mescid-i Aksa`yı ziyaret etmiş. Bu sayının 22 binini Türkler oluşturuyor.

İsrail işgal güçleri günden güne Kudüs hareminde mevzi kazanmak için operasyonlar yaparken, Zekeriya Aleyhisselâm`ın, Atamız İbrahim Aleyhisselâm`ın, Sare validemizin, İshak Aleyhisselam`ın Yunus ve Yusuf Aleyhisselâm`ın, Davut Aleyhisselam`ın, Selman-ı Farisi Hazretleri`nin, Rabiatül Adeviye Hazretleri`nin ve pek çok enbiya ve evliyanın medfun bulunduğu 'etrafı mübarek kılınan' Kudüs-ü Şerif ve topyekû n Filistin, Ü mmet-i Muhammed`in sahici, asliyet ve terkip şuuruyla harmanlanacak ziyaretlerini bekliyor.

Filistin kâğıt üzerinde devlet.

Filistin kâğıt üzerinde bir devlet. Bununla birlikte Filistin`in hemen hemen hiçbir yetki ve sorumluluk alanı yok. Devlet olarak tanımı yok. Sadece gümrük kapılarında ilgili görevliler mühür basıyor o kadar. Filistin devletinin silahı yok, İsrailli sivil ve asker suçlulara karşı müeyyidesi yok. Buna mukabil İsrail şer güçleri istediği Filistinliyi istediği yerde ve istediği zamanda tutuklayabilme hakkına sahip!

Ve Doğu Kudüs;

Kudüs şehri tarihi dokusunu yüzyıllar boyunca hüvesi hüvesine milimi milimine muhafaza etmeyi başarmış. Doğu Kudüs`te her taraf taş ve mermer, her yer ibadethane ve dahi her yerde ecdadın Osmanlı`nın eseri ve izleri var. Şeyh El Cerrah Mahallesi, Selahaddin Caddesi, İbn-i Haldun Caddesi, Ali İbn-i Ebi Talib Caddesi; En büyük cadde Kanuni Sultan Süleyman Caddesi;

Beyt`ül-Makdis`teyiz;

Şimdi, büyük bir hasreti heyecan bohçasına sarıp besmeleyle Beyt`ül-Makdis`e giriyoruz, haşmetli bir kapıdan; Devasa alanda rahmet, öğle sıcağı olarak Mescid-i Aksa`nın misafirlerinin üzerlerine yağıyor.

Ve Mescid-i Aksa`da kadim Aksa`da kelâm-ı ilahi yankılanıyor, o demde kirpikler gözyaşlarını taşıyamaz oluyor: 'Kulu Muhammed`i geceleyin, Mescid-i Haram`dan kendisine bazı âyetlerimizi göstermek için, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ`ya götüren Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz ki her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla gören O`dur.'

Süleyman Gündüz: Kudüs sizin şehrinizdir.

Kudüs`te ruhlarımız ötelere, ötelerin ötesine kanat çırpmak üzereyken, rehberimiz, Kudüs âşığı Süleyman Gündüz 'Kudüs sizin şehrinizdir' diyerek kadim şehri adeta şuurumuza nakşetti. Ve böylelikle okumakta olduğunuz satırlar ortaya çıktı.

Kudüs sizin şehrinizdir. Kudüs, bütün insanlığın şehridir. Hz. Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyorlar ki, 'Medeniyetler Kudüs`ün duvarlarından doğdu.' Ebuzer el Gıfari Hazretleri (ra) Hz. Peygamber`e (sav) soruyor: 'Yeryüzünde Allah adına yapılan ilk mescid neresidir?'

Allah Resulü diyor ki, 'İlk mescid Kâbe`dir.'

'Peki ya ikincisi?'`

'O da Mescidü`l-Aksa`dır.'

Mescid-i Aksa, Mescid-i Haram`dan tam kırk yıl sonra yapılmıştır. Dolayısıyla, Süleyman (as) sadece Mescid-i Aksa`nın temellerini yükseltmiştir, tıpkı İbrahim Aleyhisselam`ın Beytullah`ta yaptığı gibi. Dolayısıyla Süleyman (as) Mescid-i Aksa`yı yeni kurmuş değildir.

Mescid-i Aksa alanı dört katmandır.

Mescid-i Aksa İslâm dünyasında erken dönemde yapılan ilk eser. Buranın her yeri orijinal halindedir. Her iki bina da hem Kubbet`üs-Sahra hem de Kıble Mescidi (Mescid-i Aksa) orijinalini korumaktadır. Yalnızca, birçok depremde hasar gördüler ve tamir edildiler. Tamiratları ile en çok uğraşan da Abbasi Halifelerinden Me`mun`dur.

Kudüs, yerlerin göklere en yakın avlusu;

Kudüs`ün ilhamını verdiği şehirler İstanbul ve Saraaybosna`dır.

Sanatçılar burayı 'Yerlerin göklere en yakın avlusu' olarak tanımlarlar.

Şu gördüğünüz Moriah Tepesi`dir.

`height=

Kudüs asla hafife alınmaz.

Kudüs asla hafife alınmaz. Yazar ve sanatkârlar buraya tefekkür etmeye ve ilham almaya gelir. Kudüs inancın taşa, havaya kazındığı bir şehirdir.

Şurası ise Cennet Kuyusu`dur. Buranın bakımını yapan bir askerin buradan aşağıdaki suya yuvarlandığı ve oradan suyun onu alıp taşıdığı ve cennete gittiği Hz. Ömer (ra) döneminde anlatılan bir hikâyedir/vakıadır.

Şu gördüğünüz kapı Kubbet`üs-Sahra`nın Cennet Kapısı`dır. Bu alanın bütününe dair, özellikle de Mirac hadisesi üzerinden anlatılan birçok olay var. Hz. Peygamber Efendimiz`n (sav) Miraca çıkışı, burada diğer peygamberler ile karşılaşması ve onlara burada Allah`ın huzurunda kendisine tebliğ edilenleri anlatmış olması ile ilgili anlatılanların geçtiği alan hep burasıdır. Burası bir tepedir. Bu tepenin alanı dört katmanlıdır. Yani gördüğünüz yer, en zirve olan dördüncü katmandır. Hemen aşağıya doğru katmanlar birinci katmana kadar devam etmektedir. Birinci katmanda vadi, sular ve mağaralar bulunmaktadır. Birinci katmanı tabii olarak ben bizzat bilmiyorum, ancak Evliya Çelebi`nin seyahatnamesinde yazmaktadır.

Kudüs`ün her tarafı taş.

Kudüs`ün her tarafı taş, evler, ibadethaneler taştan inşa edilmiş. Her şey taş. Biri bana Süleyman Mabedi ile ilgili olarak 'bulundu' demişti. Hayır, yok öyle bir şey. Muhtemeldir ki, Yahudiler bu mabedin küçük bir parçasını dahi bulsalar kıyameti kopartacaklardır. Ancak bir parça dahi bulmaları mümkün değil. Çünkü Babil işgalinde, yani Nebukadnezar 400`lü yıllarda gelip burayı ele geçirdiğinde buradaki Süleyman Mabedi`ni tek bir toz kalmayıncaya kadar yıktırmıştır. O günün kaynakları da olayı böyle anlatmaktadır. Hiçbir şey geride kalmamış, her şey tamamen yıktırılmıştır. Daha sonraki dönemlerde, yani 300`lü yıllarda tekrar Babil sürgünü gerçekleşti ve sürgün dönüşünde burada Herod bir mabed inşa etti. Önce küçük bir mabed yaptı, daha sonra bu mabed büyütüldü. O da MS. 72 yılında Bizans`ın buradaki imparatoru Titus tarafından yıkıldı ve o mabed de tamamen yok edildi. Daha sonra burada Hadrianus tarafından büyük bir Apollon tapınağı yapıldı. Daha sonra ise o tapınak da 200-300`lü yıllarda yıkıldı.

Mescid-i Aksa`ya ihtişamlı kapılardan gidilir.

Bu alan bir yıl içerisinde, 691 ile 692 arasında inşa edilmiştir. Müslümanlar Mescid-i Aksa`ya ihtişamlı kapılardan geçerek gider. Bu devasa, abidevi kapılar Mescid`i Aksa`ya girerken görkemli kapılardan girilmesi amacıyla yapılmıştır. Kesinlikle bir Bizans veya Roma yapısı değildir.

Kudüs tek tanrılı bir şehirdir.

Kudüs`ün en önemli özelliği tek tanrılı bir şehir olmasıdır. Çok tanrılı anlayış Kudüs`te asla tutmamıştır. Dolayısıyla Romalılar Kudüs`te çok tanrılı anlayışla bazı yapılar inşa etmeye çalışmış olsalar bile onlardan hiçbir iz yoktur.

Kudüs isyancı bir şehirdir.

Kudüs isyancı bir şehirdir, tek tanrılı bir şehirdir. Kudüs`ün ismi Medinet`üs-Selâm`dır. Yani Dar`üs-Selâm. Bu da 'Selâm Yurdu' anlamına gelir. İnsanlar burayı kendi ismine özgü yapabilmek için çok fazla kan döktüler ve halen de döküyorlar. Kudüs iki kez tamamen yıkılmış, yirmi üçkez işgal edilmiş, kırk küsur kez kuşatılmış ve alınıp geri verilmiştir. Yani Kudüs`ün böyle özellikleri vardır. Kudüs`te hayat, adalet ile zulüm sarkacında gidip gelir. İsra Suresi`nde de Kudüs`e atıfta bulunulur. Kudüs`te adalet olduğu zaman burası Dar`üs-Selâm olur, barış ve esenlik gelir. Ama ne zaman zulüm olursa, Allah ordularını gönderir ve burayı yerle bir eder. Tarihte örnekliği çoktur. Kudüs ancak Müslümanların yönetimi altında her inancın özgürlük alanı olabilir. Diğer bir deyişle Kudüs halkı ancak Müslümanların yönetimi altında insanca yaşayabilmiştir. Ve dahi Kudüs bizim, sizin ve tüm insanlığın şehridir.

Kudüs Hz. Meryem`in şehridir.

Kudüs, biraz da, hatta biraz değil çokça, Hz. Meryem`in şehridir. Kudüs`ü anlatırken Hz. Meryem`den bahsetmemek mümkün değildir, çünkü onun bütün zamanı buradaki mabedin içinde geçmiştir.

Mescid-i Aksa`nın alt katmanlarında Hz. Meryem`in mabedde görev gördüğü, mabedde kaldığı ve Hz. İsa (as) doğduktan sonra Kudüs`e ilk geldiğinde onu emzirdiği, bebekken baktığı ve Hz. İsa`nın (as) bebekliğinin geçtiği bir makam olarak tahsis edilmiş bir yerdir.

(Hz. İsa`nın (as) çocukluğu Nasara`da geçiyor, 'Nasaralı İsa' ismi de oradan geliyor.) Mescid-i Aksa, Hem Zekeriya Aleyhisselam`a hem de Hz. Meryem`e mekân olmuş bir yerdir. Kadim şehirlere gittiğimizde hayat hızlı geçiyor. O kadar hızlı hareket ediliyor ki ruh geride kalıyor.

Mescid-i Aksa`yı ziyaret edenler Kur`an-ı Kerim`de bahsi geçen Zekeriyya (as) mihrabını ziyaret eder ve orada tahiyyetü`l-mescid namazı kılar.

 

Mescid-i Aksa`nın her tarafına kudsiyet atfedilir.

Mescid-i Aksa çok katmanlıdır. Ziyaret edenler alt katmanları mutlaka görmeli, oralarda da namaz kılmalı. İşte orası Mescid-i Aksa/Kıble Mescidi ana gövdedir, esas kısımdır. Dikdörtgen biçiminde bir yapıdır. Her köşeye kudsiyet atfedilen bir özellik vardır.

Mescid-i Aksa`nın içduvarlarına dikkatlice bakanlar duvarların üzerinde yıldız ve tuğra görür. Ön kısmında bir tuğra işareti olduğunu da fark eder. Hem Kanuni Sultan Süleyman`ın hem Abdülhamid Han`ın çok büyük emekleri var buralarda.

Kubet`üs-Sahra`nın üzerindeki sembol de hilâldir. Bu sembolü TİKA yapmıştır. Bu malzeme altın görünümlü alüminyumdur. TİKA tarafından yapılmıştır.

YARIN: El-Halil Kudüs`ün devamıdır;