Bugün,'3.Neşet Ertaş`ı Anma Etkinliği'ni 'sahne sanatları' açısından değerlendirmek istiyoruz. Dikkat: Bu yazımızda, 'şahıslara, sanatlarına' ilişkin bir yorum yoktur.' Çünkü genç, heyecanlı akademisyen/Prof. arkadaşlarım, bir eleştiriyi, 'kendilerine' yapılmış olumsuzluk olarak alıyor, eleştirinin 'artılarını' düşünmüyorlar. 'Kravatın eğri duruyor' demek bile suçoluyor!.. Olan bir şey eleştirilebilir. Olmayan bir şey konuşulur/yazılır ise dedikodudur. Eleştiri 'yapıcıdır', ama bizde hep olumsuz değerlendiriliyor.

Köşe yazarı Abdurahman Dilipak (Yeniakit) 'Kimimiz ilmimizle kibirlendik, kimimiz makamımızla, kimimin paramızla, kimimiz şöhretimizle. Kimimiz bunlara ulaşmak için Şeytanın yalan vaadlerine kandı, kimimiz bunları elde ettikten sonra sapıttı' diye yazmış.

Bizler, üniversitelerde 'ilimde, unvanda, makamda' o kadar çok görüyoruz ki!..

Eski uygulamalarla 'Yeni Türk müziği hareketi' olur mu?

https://www.internethaber.com/eski-uygulamalarla-yeni-turk-muzigi-hareketi-olur-mu-ve-yavuz-bingol-konseri-1753481y.htm

Sahne sanatları uzman ya da amatörler tarafından uygulanan, uzun hazırlıklar sonucu belirli bir düzene ve koreografiye/oturtuma göre, sahnede sergilenen etkinliklere verilen genel addır. Bir objeyi/olguyu/kültürü sahneye taşıdığınız zaman, 'sahne sanatı kuralları' işler;

Orkestra 'oturtumu' doğruydu, alanında güçlü çalgı sanatçıları yer almıştı. Şefliği, arkadaşımız, YTÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı ve MGÜ Rektör Danışmanı Prof.Dr. Turan Sağer yaptı.

Konser uzun tutulmuştu, oysa bu tür &ndash özellikle anma- konserler kısa, az, öz, vurucu olmalıdır. Kısaca, tek bölümlü etkinliklerde açılış konuşmaları ve bitiş dahil 90 dk., iki bölümlü etkinliklerde 45 dk+45 dk+15 dk. Ara=105 dk. olmalıdır.

Tek çalıp-söyleme durumlarında zaman kaybediliyor, buna bir çözüm düşünülmeli;

Sunucu: 'Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Ü niversitesi Rektörümüz Sn.E Parlak..' dedi.

Doğrusu: Böyle denilmez; 'Ankara; .Rektörü Prof. Sn. Erol; .' demeliydi.

Konuyla doğrudan ilgili olan Sn.Rektör ve Sn.Bakan spontane konuşmadı, oysa kısa konuşmalar kağıttan okunmamalıdır. Ama, her iki isim kısa konuştu ve öze değindi, zamanı iyi kullandı. Ayrıca, anma etkinliklerinde barkovizyonda verildikten sonra konuşmalara gerek var mı, düşünmek lazım.

Böyle bir etkinliğe ödül konulması fikri doğru olmasa gerek. Çünkü Cumhurbaşkanlığı ve Kültür Turizm Bakanlığı zaten her yıl ödül veriyor. Aynı kurumların, başka bir ödülde olması doğru değil. Yoksa, seçici kurul üyeleri ve ödül verilenler sanatçı dostlarımız; Ama, biz yaptık oldu denilmeden,'beni/yazılarımı taraf görmeden, bir kez daha düşünülmeli' diyoruz; Biz, müzik insanları aynı gemideyiz;

Gecede sahne alan THM yorumcuları 'Bedia Akartürk, Bektaş Dolu, Yavuz Bingöl, Erol Parlak, İbrahim Kalın, Mustafa Keser, Gülşen Kutlu, Metin Öge, Ustalar Topluluğu, Özgür Can Çoban, Yudum, Orkun Kutay Özdemir, Zara ' tamam da Işın Karaca, Muazzez Ersoy, Yıldız Tilbe, Rafet El Roman, Ferhat Göçer neden çağrılmıştı? Gereksiz, anlamsız, geceye ve rahmetli Neşet Ertaş`a bir şey katmayan bir uygulamaydı. Bu isimlerin yerinde ben olsam 'ne işim var arkadaş, etik olmaz derdim, ama hem piar ve TRT Müzik`te program yapmak v.b. düşüncesi', etkinliğin 'Cumhurbaşkanı Himayesi`nde yapılması' v.b. ağır basmış olsa gerek!..

26 yıldır festival düzenleyen, 40 yıllık bir sanatçı-akademisyen olarak, bu konudaki görüşüm: 'Bir müzik etkinliğinde 20 yorumcunun yer alması, bir zenginlik değil düzenleyen, sunan, şef, orkestra üyeleri ve oturup alkışlayan seyirciler için zaman kaybı ve bir yıkımdır.'

Bence 'Erol Parlak, İbrahim Kalın, Bedia Akartürk, Mustafa Keser, Gülşen Kutlu, Yavuz Bingöl, Ustalar Topluluğu, Yudum, Zara' yeterliydi.

Basın, ajanslardan aldığı yanlış bilgileri dağıtmak zorunda kaldı. Yazılarımın yayınlandığı sitelerde düzeltme yaptırdım. Bunlar nasıl ajans? diye sormak isterim. Ve editörler ne iş yapıyor?, anlamak mümkün değil!..Ajansların geldiği durum acı!..

Örnekler:

Hatalar:

1/ 'Sanatçılar performanslarını Şef Turan Sağer in yönetimindeki Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Ü niversitesi Rektörü Prof. Dr. Parlak ın korosunun icrasıyla dinleyicilere sundu.'

Doğrusu: 'Sanatçılar performanslarını, Şef Prof.Dr. Turan Sağer in yönetimindeki Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Ü niversitesi Orkestra ve Korosu`nun icrasıyla dinleyicilere sundu.'

2/ 'Programda İbrahim Kalın, Nadir Alpaslan, Erol Parlak, Okan Murat Öztürk ve Necmi Kıran`a kültür-sanat çalışmaları, yorumculuk, mahalli icra, gençicracı ve yaşam boyu meslek onur ödülü dallarında ödül verildi.'

Doğrusu: 'Programda İbrahim Kalın, Nadir Alpaslan, Erol Parlak, Okan Murat Öztürk ve Necmi Kıran`dan oluşan seçici kurul tarafından kültür-sanat çalışmaları, yorumculuk, mahalli icra, gençicracı ve yaşam boyu meslek onur ödülü dallarında ödüller verildi. Yaşam Boyu Meslek Onur Ödülü Mehmet Erenler`e, Kültür Sanat Araştırmaları Ödülü Prof. Sabri Yener`e, Yorumculuk Ödülü Ü mit Tokcan`a, Mahalli İcracı Ödülü ne Metin Öge`ye, Gençİcracı Ödülü ne Erhan Uslu`ya verildi.'

3/ 'Ödül programının ve konuşmaların ardından sahne performanslarına geçildi. Bedia Akartürk, Bektaş Dolu, Gülşen Kutlu, Erol Parlak, Işın Karaca, Muazzez Ersoy, Metin Öge ve Ustalar Topluluğu, Mustafa Keser ve Yavuz Bingöl, Neşet Ertaş`ın türkülerini seslendirdi'

Doğrusu: 'Ödül programının ve konuşmaların ardından sahne performanslarına geçildi.' dedikten sonra 'Mustafa Keser, başta olmak üzere sahne alan diğer isimleri yazmamak' olmadı.

Etkinliği, son bitiş kısmı tam alaturkaydı. Kimin neye çağrıldığı, kimin kime plaket vereceği karıştı. Sunucunun sahneye çağırdığı isimler salondan çıkmıştı. Son, konserin en can alıcı yeridir. İyi bir konser iyi düzenlenmiş, hızlı ve seri plaket-çiçek töreni ile taçlanmalıdır. Burada kaos oluştu. Görevli arkadaşlar, kimin çağrılacağını, kimin salondan çıktığını anında sunucuya bildirmeliydi. Mesela, eski Bakan Atilla Koç`un neden sahneye çağrıldığı anlaşılamadı. Ellerini birleştirdi, sadece gülümseyerek, olanları seyretmek zorunda kaldı.

Bir sonrakinde, hatalardan arınmış bir anma diliyoruz..