Bir Kurban Bayramı`nı daha idrâk ediyoruz. Söylemek bile fazla: sadece Anadolu ile sınırlı değildir. Yeryüzünün neresinde müslüman varsa orada kurban kesmek günün konusudur. Amerika Birleşik Devletleri sınırları içindeki (müslüman beyaz Amerikalıları da unutmayarak) müslümanlardan Japonya`daki `Çaparkan`` (Divân-ı lügat-it Türk`te japon demektir) müslümanlara kadar Libya`dan Güney Afrika Cumhuriyeti`ndeki müslümanlara Senegal, Nijerya, Nijer, Mali, Kenya, Kamerun, Uganda, Tanzanya vb. Okurlar tamamını düşünebilirler. 

***

Avrupa`daki islamofobia gerginliklerinin arkasında hükümetlerin gizli bir politikası yok değildir. Şöyle ki meslek sahibi aydınlar arasında her yıl İslâm dinini seçenlerin sayısı belli bir yüzdeye varma belirtileri göstermektedir. 

Uyuyan bir realiteye parmak basalım. Hıristiyanlık Dicle-Fırat ötesinden Pasifik`e dek yayılamamıştır. Hidayet nuru ışıyan yüzleriyle Arapça nur ile Türkçe onur kelimelerinin düşey veya yatay uyaklanma halinde kafiyelendiği, Birlik duyarlığını içimizde yaşadığımız coğrafî İslâm, yeryüzü müslüman aydınlarının farkında olduğu bir şeydir. 

20. yüzyıl Türkiyesinde manevî -metafizik bir şiirin yolunu açacak temelleri kurmuş olan büyük şair Necip Fazıl Kısakürek`in 1946-47`de yazdığı `Muhasebe`` şiirindeki:

Bir şey koptu benden, şey, her şeyi tutan bir şey  demesindeki ŞEY`i alalım, taşıyalım kalbimize. İşte bir odak noktası da budur.

Her şeyi tutan bir şey. İşte kurban olgusu, olayı, vakıası da böyle bir şey. İçimizi öyle bir tutuşu var ki! Bu hangi ülkede olursa olsun aynıdır. Şaşmaz bir şekilde aynıdır.

***

Ta Hz. İbrahim`den tarihleşiyor. İbrahim bununla büyük sınanmıştı. Kendi ve oğlunun çelik gibi imanı ile birlikte aşmış oldular çetin sınavı. Oğul, elin titremesin babacığım, diyordu. Allah bundan razı olmaz mı? İşte o zaman sırat köprüsü misâli keskin bıçak kesmeyiverdi. 

Sade müslümanlar değil, Tevrat ve İncil`e inananlar da düşünmelidirler, kurban kesmek hayata neden indi? Ne için? Tanrıya en sevdiklerini feda ederek O`na yakınlaşma amacıyla insanları kurban ediyorlardı! Tanrının bunu aşırı bulacağını düşünemiyorlardı. 

Oysa neyin kurban edileceği Adem ile Havva yaşıyorlarken belli olmuştu daha. Tanrı iki kardeşten kurban istediğinde, ekip biçen Kabil, bitkilerden kurban sunmuştu. Habil ise koyun sürüsü beslediği için koyun kesmişti. Kardeşinden daha fazla özen göstererek sunmuştu tabi kurbanını. Sonuçta Kabil`inki kabul edilmedi Tanrı tarafından. Kabil isyan etti. 

Sonraları Habil`in çizgisinin de zamanla terk edildiği yorumunda bulunmak yanlış olmaz. Kim bilir kaç1000 yıllar kızlar ve oğullar kesildi, kurban edildi.

***

Musevî lerde kurban ritüeli ilk zamanlarda uygulanırdı. Bu İbrahim zamanından geliyordu. Sonraları terk edildiği tarihî bir gerçektir. İslâm dini ise Hz. İbrahim`in sünnetini devam ettirdi. Peygamber efendimiz kendi de bizzat kurban keserdi.

***

Bugün toplumumuzda kurbana karşı çıkışlar görülmektedir. Zihinlerde, hıristiyanlığın medya yolu ile insanlardaki merhamet hissini sunî bir şekilde irkiltme iğvalarından kaynaklanmakta.

***

Hindistan`da bakire kız kurban etme âdeti vardı. İngilizler buna son vermek istiyorlardı. Sonuçaldılar. Buna karşın, bugünün manzarası paradoks içermektedir. İnek, kutsal kabul ediliyor orada. Oysa sığır hayvanı insanın gıdalanması içindir. Sütüyle, etiyle. Hint insanında bağışıklıkta yetmezlik problemi olduğu Koronavirüs istatistiklerinden de belli. 

Hindistan`da, dinî psikolojisi ne olursa olsun, hayvansal protein eksikliği söz konusu. Vejeteryanlık, daha da ilerisi hiçhayvansal gıda yememek olan Vegan tutum, insan bünyesini zaafa düşürür. Bilim böyle koymuştur bunu. 

Kurban Bayramınız kutlu olsun.