İş veren - işçi arasında, işten çıkarmayla sonuçlanan her hangi bir olayda mahkeme hep işçiden yanadır (tabi az da olsa bazı istisnalar hariç). Mahkeme işçiye direk zayıf` olarak görür hayat şartları karşısında. İş vereni ise güçlü. Mahkemede mağdurdan yana başlar duruşma.  Ve mağdurdan yana da karar çıkar.

Türk siyasi hayatında da buna benzetilebilecek mağdur` ve zafer` sahnelerine şahit olunmuştur. Mahkeme halk, iş veren iktidar işçiyi de muhalefet olarak kurgularsak gidişatı ve sonuçlanması açısından karşılaştırmayı kolaylaştırabilirim.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`a yapılanları hatırlayın. Medyada kendisine yer verilmemesi, aleyhinde sıkça yayınlar yapılması, parti kapatma davaları, cezaevine konması, muhtar dahi olamaz` manşetleri vs; O günün iktidarı ve onu kontrol edenler İstemeden de olsa bir mağdur` mağduriyet` meydana getirdiler. Sonuçiktidar 20 yıldır oldu muhalefet. Yani 20 yıldır iktidarı bırakın sandıkla- oyla türlü türlü kirli tezgahlarla bile mağlup edemediler. Tarih tekerrüre gidiyor, şimdiki iktidar aynı hataya düşüyor ve istemeden mi isteyerek bilemedim bir mağdur` ve mağduriyet meydana gelecek şekilde hareket ediyor.  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu`nu mağdur` misyonu yüklüyor. 

Belediye Başkanı İmamoğlu haklı sebeplerle de olsa kendisine yüklenildiğinde konu ile ilgisi olamayan yada yandan` etkisi olanlara dikkat çekerek cevabı veriyor ama vatandaşın da aklında kalacak şüphe tohumu atıyor. Örneğin İstanbul`u ve vatandaşları kara teslim edip randevulu balık yemeğine katılmasının ortaya çıkmasını Beni devletin imkanları ile izliyorlar` havasına büründürerek savundu. Hatta kendisinden, daha doğrusu siyasi arenada güçlenmeye başladığını iddia ederek gelişimden` korkuyorlar yorumları yaptı &ndash yapıldı.

Sonuçta ortadaydı ve  bir gerçek vardı. İstanbul karda mağdur olmuştu. Sorumlusu ise belliydi. Ancak akılda kalan İmamoğlu`nun görüntülerinin nasıl ortaya çıktığı yada orada olduğunun nasıl tespit edildiği oldu. Ve bunu mağdur` bohçasının içine attı. Aslında bunu yapmayı çok iyi biliyor. Her işten, her olaydan mağdur` olduğunu mağduriyet` yaşadığı algısını çok iyi oynuyor. Son olarak İstanbul seçimlerinin iptali ile ilgili yaptığı açıklamalardaki hakaretler nedeniyle açılan davada istenen hapis cezası vs açıklandı. Sonu nereye gider bilemem. Ama Cumhurbaşkanı`nın bir şiir nedeniyle cezaevine konması ve ardından da Muhtar bile olamaz` manşetlerini getirdi aklıma. Bir benzeri yaşamaya mı başlıyoruz. Dava süreci devam ederken her hangi bir seçim sandığı mı konacak vatandaşın önüne. Ve İmamoğlu için bu ve benzeri suçlamalar hatırlatılarak oy alması önlenmeye mi çalışılacak? Buna karşı da İmamoğlu `Mağdur &ndash mağduriyet` söylemleriyle oyları kapmaya mı çalışacak?  Ve tarih tekerrüre mi gidecek?    

Bir yerde bir yanlış var ama; Hadi hayırlısı!