`height=

'Tıp o kadar ilerledi ki; ' deriz söz sağlıktan açıldığında; Sonra sağlık üzerine topluma sunulan heyecan dolu haberlere bakarız;   Neler yazmaz sağlık üzerine çıkan araştırma haberlerde, köşe yazılarında ve sağlık sayfalarında;

'Kan hastalıklarının tanı ve tedavisinde yapay zekâ kullanılacakmış'

'Depresyona karşı implant geliştirilecekmiş'

'Cep telefonundan sperm üretilecekmiş'

'Bitkiden organ üretilecekmiş'

'Ü çölümcül hastalık için tek ilaçgeliştirilecekmiş'

Ne kadar kolay gündeme getirmek değil mi?  Nasıl olsa hiçbirinin somut sonucunu merak eden yok. Bilim adına sağlık adına çok rahat gündem her biri;

Ama sağlık adına şunları hiçkimse haberleştirmez nedense;

Asıl merak edilen hastalıklar

Örneğin bir Romatoid Artrit hastasına bugün uygulanan tedavi ile yirmi sene önce uygulanan tedavi arasında fark olmuş mudur? Yüz güldürücü bir olumlu gelişme yaşanabilmiş midir?

Örneğin Karaciğer yağlanmasına karşı yirmi seneden beri yeni bir ilaçgeliştirilebilmiş midir?

Ya da ne bileyim kireçlenmeden dert yanan kimselere senelerden beri ne gibi bir artı yaklaşım oluşturulmuştur?

Say say bitmez; Kulak çınlamalarına, göz kuruluğuna, denge bozukluğuna, alerjiye ve alerjik astıma, migrene, anemiye, böbrek yetmezliğine, katarakta, Multiple Skleroza, kas erimesine, Behçet hastalığına, Nöropatilere, Ü lseratif kolite, varise, kronik prostata, alerjik sistit ve daha başına gelen insanların hayatını zindan eden onlarca hastalığa;

Son yirmi otuz yıldan beri ne gibi farklı yaklaşım sunulmuş da yüz güldürücü sonuçlar elde edilmiştir?

Kullanılan ilaçsayısı mı azaltılmış? Ameliyatlardaki artışa ilaveten soruna kökten çözüm getirebilecek bir formül mü bulunmuş?

Bunları sakın sormayın; Ne bu soruları sorun ne de cevaplarını isteyin;

Aman kimsenin moralini bozmayın; Varsın onlar yine kansere yeni umut haberlerini bol bol yayınlasınlar. Ayakkabıların ökçesinin yüksekliğinin seksi daha da körüklediğinden bahsetsinler.

Mikro robot cerrahi dönemi başladığını müjdelesinler; Felçli hastalara sinir transferini gündeme getirsinler; Spermlerin kanser hücrelerine ilaçtaşıyacağından söz etsinler; Kalbin haritasını çıkartan tişört geliştirsinler;

Size bir şey diyeyim mi?

Şu anda sağlıkta dünyada bir kısır döngü yaşanıyor dostlar. İnsanların sağlığı konusunda yapılan onca şaşalı gelişmeler var.  Elbette çok iyi gelişmeler de var ve bunu asla reddedemeyiz; Ama hemen hiçbiri yukarıdaki saydığımız rahatsızlıklara yönelik değil. Hemen hepsi adeta bir aracın boyasıyla cilasıyla, kaportasıyla uğraşılır gibi uğraşı alanları.

Bu uğraşılarla henüz aracın motoru ve yürüyen aksamıyla ilgili yüz güldürücü bir gelişmeye imza atılmadı;

Bin bir emek ile üretilen cihaz ve malzemelerle insanların yardımına koşuluyor; Ama bu uğraşıdan önce 'insanı' tanımaya nedense çalışılmıyor.

En büyük yanlışlık da burada başlıyor.

İnsanı adeta bir makine gibi değerlendirip makinenin yedek parçalarına yaklaşır gibi yaklaşım sunuluyor.

Sonuçta ilk düğme yanlış iliklendiğinde hepsi yanlış oluyor ve sağlık çıkmaza sürükleniyor. Bu ise beraberinde lüzumsuz sağlık harcamalarını getiriyor. Ve sağlık sisteminin kendisi bile lüzumsuz röntgen, MR, tahlil, antibiyotik, ağrı kesicilerin vb. çoğunun gereksizliğinden yakınıyor.

Buna rağmen, 'sağlık' denildiğinde akla hemen iğne ilaç, film tahlil, ameliyat, hastane geliyor.

İnsanı makine gibi sanmak

Temiz hava, temiz ve doğal gıda, temiz su, güzel bir sohbet ortamı akla gelmiyor.

Çocuğun aile ortamında yetişmesi, kişinin sosyal statüsü, kitap, sinema, tiyatro vb. gibi kültürel etkinlikte bulunabilmesi hiçsorgulanmıyor.

Bireyim bireysel ve aile olarak ihtiyaçlarını karşılama gücü, harcamaları ailenin bir araya gelebilmesi veya dağınıklığı, sofraya birlikte oturulup oturulmadığı, aile içi dayanışma vb. konular sağlık konusuna hiçdâhil edilmiyor.

Çünkü hastalar 'insan' değil de bir 'makine' gibi algılanıyor ya da algılatılıyor;

Evet; Bir 'makinenin' güler yüze, tatlı söze, morale ihtiyacı olmasa da 'insanın' bunlardan çok ama çok etkileneceği nedense akla getirilmiyor.

Sonra da kişi gelip gözündeki geçmek bilmeyen kaşıntıya çare aradığında, neredeyse çıkarıp yedek göz takmaya çalışılıyor;

Oysa soru ve sorun basit; Gözdeki kaşıntıyı geçiremediğiniz sürece istediğiniz kadar yeni makineler buluşlar keşfedin anlamı kalmıyor.

Bir sağlıkçı olarak iğneyi kendimize batıralım; Mevcut sağlık kuruluşlarında hastanelerde, sağlık ocaklarında, devlet hastanelerinde çalışan her yüz personelden acaba kaçtanesi kuruluşundan kendi sağlına çözüm bulabiliyor?

Eğer bir kuruluş kendi çalışanının sağlığına çözüm üretmekte zorlanıyorsa o sistemin kendisini gözden geçirmesi gerekmez mi?

Fakirin etiydi, zenginler de keşfetti

`height=

Milli yiyeceğimiz kuru fasulyeye 'fakirin eti' denirdi değil mi?

Ama son yıllarda insan vücuduna olumlu etkileri zenginleri de harekete geçirdi; Kuru fasulye sofralarda başköşeye kuruldu.

Doyuruculuğu, bol enerjiye sahip oluşunun yanında tam bir protein deposu olan kuru fasulye bu açıdan kırmızı eti aratmıyor; Özellikle kırmızı et tüketemeyenler ya da vejetaryen olanlar için kuru fasulye iyi bir seçenek.

Kuru fasulye ayrıca kemik yapısını güçlendiriyor. Vücudun gelişimini destekliyor. Gelişim çağındaki çocuklara bu açıdan çok faydalı. -Karaciğer yetmezliğine iyi geliyor. Böbrek taşından tutun da kalp çarpıntısına hatta idrar tutukluğuna kadar birçok rahatsızlığa ilaçgibi geliyor.

-Lif barındırdığı için kötü kolesterolü düşürmeye yarıyor, bağırsakları çalıştırıyor. Kalsiyum başta olmak üzere birçok mineralin emilimini sağlıyor. &ndash Kabızlık ve şişkinlik hissini gideriyor.

-Fasulye leptin hormonu salınımı sayesinde tokluk hissi sağlıyor. Böylece aşırı iştahı dengeliyor. -Kuru fasulye kalp ve damar tıkanıklığına karşı koruyucu özelliğiyle kalp krizini önlüyor. -Hipertansiyona karşı koruyor. Yüksek tansiyonu düşürmekte etkili oluyor. Bitmedi, folik asit ve demir içeriği çok fazla olduğu için gebelik döneminde bebek ve anne sağlığına iyi geliyor. - Enerji ihtiyacını karşıladığı gibi zihin ve beden yorgunluğunuza da iyi geliyor.

İğdenin faydasını biliyor musunuz?

`height=

İğde bir sonbahar yemişidir. İnsanın doğasına uygun olan mevsimine göre beslenmektir. İğde bu açıdan bu mevsimde dikkate alınması gereken yemişlerdendin. İğde vitamin deposudur. Dışı kabuklu içi tüylü ve hurma çekirdeği gibi bir çekirdeğe sahiptir. İğde bakın vücutta nelere etki eder?

-İshali durdurur. - öksürüğe ve soğuk algınlığına iyi gelir -  vücut direncini artırır. - bağırsağa iyi gelir. - idrar sorunlarını düzenler. - mide bulantısını ve kusmayı önler. - ağzı temizler. &ndash gribe karşı dirençoluşturur. - cinselliği artırır. - egzamayı giderir. - böbrekleri çalıştırır

-İğde çiçeği koklanırsa zihni açar. İğde çiçeği ve yaprağı kaynatılarak suyu içilebilir. İğde taze olarak ya da kompostosu yapılarak tüketilir.

İğdenin bir zararı vardır. Meyvesi fazla aşırı yenildiğinde kabızlık yapar. Zaten ishali de bu sebeple durdurur.