Bendeniz hoca değilim. Sâlih ve ihlaslı din âlimleri halka, yararlı ve zararlı şeyleri öğreten kitaplar yazmalı, bunlar büyük sayıda yayınlanmalı ve okutulmalıdır. Söylemeye hacet yok, bu hayırlı kitaplar mangır elde etmeye alet edilmemelidir. Mangır için yazılan kitapların hayrı ve tesiri olmaz.

***

Takiyyeci Mutezilî taifesi ilahiyat fakültelerinde, imam hatip okullarında büyük tahribat yapıyor. Büyük İmam Ahmed ibn Hanbel`i, Kur`an mahluktur demediği için vahşice kırbaçlatan acımasız dall ve mudiller;

***

Yeni Zelanda`da üretilen Manuka balı hakkında bir makale okudum. O ülkeye mahsus Leptospermum Scoparium adlı bir bitkinin çiçeklerinden elde edilen bu bal, bir şifa kaynağı imiş, tıpta eczacılıkta kullanılıyormuş. Bizim Anzer balı gibi. Adını verdiğim bitki bizde yetişir mi acaba? Yetişebiliyorsa mutlaka getirilip ekilmeli ve Türkiye`de de Manuka balı üretilmelidir. Sadece balcılıkla bile ihya olabiliriz ama yapamıyoruz.

***

İnternetten, dünyanın en güzel bahçeleri kelimeleriyle aradım, harika bahçe resimleri çıktı karşıma. İstanbul`da niçin yeterli miktarda böyle güzel bahçeler yok diye üzüldüm, kahırlandım.

Aşırı ilaçkullanımında dünya birincisiyiz

Kuş sesiyle tedavi diye bir şey duydunuz mu?.. Evet dünyada böyle bir tedavi vardır. Tabiî ki karga sesi, saksağan tıkırtısı, leylek takırtısı veya martı çığlığı değil. Sağlığım düzelir düzelmez, nota bilir sesi güzel kuşların öttüğü ormanlık bir yere giderek iyileşmeye çalışacağım.

***

Sarhoşlar; İçmişler içmişler kusmuşlar;

***

1930`larda bu ülke, bu devlet, bu halk ayık kafa ile mi idare edilmişti?

***

Uygar, çağdaş, ilerici olmayı domuz eti yemekte gören bu masa üzerinde gördüğünüz kemikler bir yavru domuza aittir diyerek izhar-ı şecaat eden ilkel sefiller.

***

İyilik edenler yaşadı, kötülük edenler yandı. İyilik diriltir, kötülük öldürür.

***

Türkiye bütün iyi, doğru, güzel şeylerde dünya birincisi olsun istiyorum. İkinciliğe bile razı değilim.

***

İspanya sağlıkta dünya birincisiymiş. Biz de bir konuda birinciyiz: Aşırı ilaçtüketmekte, ilaçzehirlenmesinde, ilaçisrafında.

Şile`de 30 yıl önce buğday ekiliyordu

Tarımımızı Hollanda tarımına benzer yüksek seviyeye nasıl çıkartabiliriz?

Tarımla ilgili hayli yazılar kaleme aldım, hayli çare çözüm teklifi yaptım. En ufak bir tepki gelmedi, ilgi gösterilmedi.

Köylerimiz boşaldı, bütün gençlerimizi liseye ve üniversiteye gönderiyoruz. Onların hepsi maaşlı sigortalı memur olmak istiyor. Kişisel girişimcilik (teşebbüs-i şahsî ) ruhu ve zihniyeti öldü. Büyük sosyologlarımız bu konularda neler düşünüyor?

Yakın zamanda İstanbul`un ilçesi Şile`ye, bazı kısımları üçgidiş üçgeliş altı şeritli otoyol yapıldı ve yine bazı köylerine doğalgaz getirildi. Otuz sene önce oradaki tarlalarda buğday ekiliyordu, şimdi hiçbir şey ekilmiyor. Tarlaların bir kısmı villa yapılmak üzere satıldı. Sosyologlarımız, iktisatçılarımız bu işe ne diyor?

Trakya topraklarımızın bir kısmı yabancılara satıldı. Ne kadarı satıldı? Bu topraklarımız niçin yüzde yüz işletilmiyor? İstanbul`un ihtiyacı tahıl, sebze, meyve niçin Trakya`da üretilmiyor da, Antalya`dan getiriliyor? Bizde niçin Hollanda`da olduğu gibi sera tarımı yapılmıyor, topraksız tarım yapılmıyor?