1947'de doğan Bahattin Boğaz, 13 yaşında İstanbul'a gelerek, ağabeyinin Kurtuluş'taki pastanesinde çalışmaya başladı. Ağabeyinin önerisiyle Kurtuluş Spor Kulubü'ne kayıt olan Boğaz, 15 yaşında lisanslı atlet oldu. O gün bugündür koşan Boğaz, dünyanın pek çok yerindeki maratonlarda ter döktü. Pastacılığın mesleği, ekmek parası olduğunu ancak herkesin kendisini koşucu olarak tanıdığını dile getiren Boğaz, gerek pastacılığı gerekse koşuculuğu aşkla yaptığını söyledi. Boğaz, ilk başlarda hobi olan maratonun zamanla tutku haline geldiğini vurgulayarak, "500 defa dünyaya gelsem yine maratoncu olurdum, koşmayı o kadar çok seviyorum. Koşmazsam o gün rahatsız ve huzursuz oluyorum. İlk kez İstanbul maratonu ile başladım, sonra dünyaya açıldım. İki kez New York, iki kez Rotterdam'da koştum. Las Vegas, Lüksemburg, Atina, Roma, Milano, Düsseldorf, Hamburg, Stuttgart, Leverkusen, Würzburg, Lizbon ve Prag maratonlarına katıldım. Berlin'de 17 maraton olmak üzere Almanya'da 29 maraton koştum ve jubile üyesi oldum." diye konuştu.

Berlin maratonunda 18. kez koşacağım

Her gün düzenli spor yaptığını aktaran Boğaz, "Dengeli besleniyorum, günde iki öğün yerim, bedenime zararlı bir şeyi asla kullanmam, sigara, içki içmem. 22.00'de yatar, 06.30'da kalkarım. Hayatım sporla geçiyor. Haftanın 6 günü ikişer saat spor yapıyorum. Spor yapmak için özellikle Belgrad, Fatih ormanlarını, Riva ve Cadde Bostan sahilini tercih ediyorum. Cumartesi günleri dinleniyorum. Sabahları koşuya çıkmadan önce su içiyorum. Koşacağım mesafeye göre kahvaltı yapıyorum, bir dilim ekmeğin üzerine yağ, pekmez veya bal sürerim. Koşumu yaptıktan sonra duşumu alır, asıl kahvaltımı yapar, ekmek teknem olan pastaneye giderim. Haftanın 6 günü de pastanede çalışıyorum." diye konuştu.

Boğaz, yılda bir kez check-up yaptırdığını dile getirerek, şunları kaydetti: "Doktorum sonuçlara hayret ediyor, her defasında, 'Nasıl olur, sen 71 yaşındasın ama 16 yaşındaki bir gencin kan değerlerine sahipsin' diyor. Kalp doktoru ise "Bahattin Bey sizin kalp atışlarınıza hayran oluyorum" demekten kendini alamıyor. Bunu kesinlikle spora, koşmaya borçluyum. 13 Eylül'de Almanya'ya gideceğim, 16 Eylül'de Berlin maratonunda 18. defa koşacağım. Katıldığım hiçbir maratonu yarıda bırakmadım. Hepsini tamamladım. Gençliğimde maraton yoktu. Berlin ve New York maratonları, 1970'den sonra başladı. Bu nedenle koşmaya ilk olarak 1993'te 46 yaşında İstanbul maratonu ile başladım. Daha sonra 1994'te 47 yaşında New York maratonunda koştum. 1998'de ikinci kez koştuğum New York maratonunu 2 saat 46 dakikada bitirdim."