`height=

Gazeteci-Yazar Oğuz Çetinoğlu tarafından kaleme alınan 'Büyük Türk-İslam Alimi Matüridi, hayatı, fikriyatı ve eserleri' isimli kitap Bilge Oğuz yayınlarından çıktı. Oğuz Bey sağolsun kitabını, 'Kitap en iyi dosttur! Değerli kardeşim, Prof.Dr. Süleyman Doğan`a bol kitaplı yıllar dilerim' diyerek imzalayıp göndermiş. Tarihini ise 23 Mayıs 2019 atmış. Demek ki aradan iki ay geçmiş. Oğuz Bey`i aşağı yukarı çeyrek asırdan beri tanıyorum. Ancak vicahi tanışmamız ise 15 yılı geçmiştir. Tanıdığımdan beri Oğuz Ağabey`i hep kedini yenileyerek geliştiren ve hatta dönüştüren biri olarak gördüm. Çok önemli ilmi eserleri akademik titizlikle hazırladığına şahit oldum. Önce Vatan gazetesindeki seri mülakatları ise takdire şayan ve tarihe not düşen mahiyette çalışmalardır. Oğuz Bey, konuşması, konuşturması, yazması ve konferansları ile bilim insanlarına taş çıkartacak çalışmalar ortaya koyan bir sorumluluk taşıyan münevver olarak karşımıza çıkıyor. En son çalışma olan 'Matüridi' kitabını dikkatle okudum.

Takriz Faruk Beşer`den!

'Matüridi' kitabının 'Takriz' yazısında Prof.Dr.Faruk Beşer, 'Eserde Türklerin ilk inanışlarını, İslamiyet`i kabullerini, bu dine hizmetlerini, Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi diğer semavi dinlerle ilişkilerini, Matüridi`nin hayatını, eserlerini ve diğer ilimlerle ilgisini tatlı ve anlaşılır bir dille okuyabilirsiniz. Okurken ulaşabilmek için pek çok kaynağı taramamız gereken nadir bilgilere rastlayabiliyoruz. Mesela bir din olduğu sanılan Şamanizm`in aslında din değil, bir 'yaşam kültürü' olarak değerlendirilebileceği gerçeğini ilmi kaynaklarıyla öğreniyoruz. Oğuz Çetinoğlu`nun bu çalışması tebrik ve takdire değer olduğundan şüphe yoktur. İlim meraklılarına hayırlı olsun' diyor.

Kitabın giriş bölümünde Oğuz bey İmam Matüridi için şu önemli tespitleri yapıyor: 'O, kendisi gibi Türk soyunun mümtaz mensubu İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri`nin yolunu takip eden İtikat imamı` unvanına hak kazanmıştır. Asli istikametinden uzaklaştırılmış Müslümanlık sebebiyle İslamiyet içinde alternatif arayışında olan gençkardeşlerimiz, Şamanizm ve deizm gibi İslamiyet dışı temayülleri denemek isteyen dostlarımız, İmam Matüridi`nin Türk örf ve adetleriyle, gelenekleri ve kültürü ile yoğrulmuş Müslümanlık anlayışını inceleme fırsatını bulabilirse, saadete erişmeleri kolaylaşacaktır. İmam Mansur el-Matüridi, temellerini İmam-Azam Ebu Hanife tarafından atılan akılcı din anlayışının ilk temsilcilerindendir. O, İslam aleminin çalkantılı olduğu bir dönemde aklın, dinin anlaşılması için en uygun metot olduğu görüşüne sahiptir. Fikirlerinin anlaşılması ve tatbik edilmesi Türk dünyası ve İslam alemi için büyük bir kazançolacaktır. Bu kazanca küçük de olsa bir katkı sağlanabilirse, bu kitabın hazırlanmasındaki maksada ulaşılmış demektir.'

Tuğrul Beğ!

Kitabın 24.sayfasında, 'Abbasi Halifesi El Kasım bi Emrillah, Tuğrul Beğ`i Bağdat`a davet eder. Tuğrul Beğ, 1055 yılı Ramazanında Bağdat`a girerek Büveyhi müdahalesine son verir. Tuğrul Beğ artık, Şarkın ve Garbın, yedi iklimi ile bütün İslam aleminin dünyevi hakimiyet ve yönetimi, Müslümanların muhafaza ve idaresini üstlenmiştir. Kendisine 'İslam Sultanı' unvanı verildi. 705-715 yılları arasında Emevi Devleti`nin Türkistan valisi olan Kuteybe b.Müslim zamanında, az sayıda Türk, Müslümanlığı kabul etti. Türklerin kütleler halinde İslamiyet`i kabulleri, 750 yılında Emevi Hanedanını devirip İslam devletinde hilafet makamına geçen Abbasiler döneminde gerçekleşti (sayfa.29).

Matüridi, Türkistan`ın Semerkant şehrinin Matüridi köyündendir. Matüridilik, imanla ilgili mevzularda ayet ve hadisleri temel almakla birlikte dinin anlaşılması konusunda aklı temel kabul etmiş bir mezheptir. Matüridi akaidinin temelini İmam-ı Azam Ebu Hanife`nin içtihatları-görüşleri, bilhassa O`nun Fıkhu`l-Ekber` isimli eseri teşkil eder. Türklerin ekseriyeti fıkıhta Hanefi, itikatta ise Matüridi mezhebindendir. Mezhep, Türkiye, Balkanlar, Orta Asya, Hindistan ve Pakistan`da da yaygındır (sayfa.52).

İmamet-Siyaset ve Adalet!

Gazeteci-yazar ve araştırmacı Oğuz Çetinoğlu Matüridi isimli kitabının (201)`inci sayfasında imamet, siyaset ve adaletten bahisle, 'İmam Matüridi`ye göre, imamet yani devlet başkanlığı meselesi, itikati bir konu değildir. Akli bir meseledir. Zira insanların birlikte huzur ve barış içersinde yaşayabilmeleri için hukuki ve sosyal bir düzenlemenin olması şarttır. İmam Matüridi, toplum düzenini sağlayacak bir imamı (yönetici, devlet başkanı manasında) gerekli görmekle birlikte, imamın kim olacağı, nasıl seçileceği ve hangi özellikleri taşıyacağı hususunda Kur`an`da açık bir hükmün bulunmadığını söyler. O`na göre imamet konusunda her mezhebin farklı görüşleri ileri sürmesi de, Kur`an`da bu konuyla ilgili açık bir ifadenin olmayışından kaynaklanıyor.'

Matüridi`ye göre imamda (yöneticide) bulunması gereken en önemli özelliğin adaletle hükmetmek olduğu söylenebilir. Nitekim O, 'İnsanlar arasında hükmettiğin zaman adaletle hükmedin' ayetinin acıkmasında, Ebu Sait el-Hudri kanalıyla Hz.Peygamberin şöyle dediğini nakleder: 'Kıyamet gününde insanların en sevimlisi ve bana en yakın olanı adil imamdır. İnsanların en kötüsü ve azabı en şiddetli olan ise zalim sultandır.' Bundan dolayı, yöneticilerin insanlar arasında hükmederken hak ve adalete riayet etmeleri gerekli görür. Matüridi`ye göre imamet konusundaki dini açıdan gözetilmesi gereken husus ise, takva sahibi olmaktır. Zira takva, idari görevin adaletli bir şekilde yerine getirilmesine yardım eder. O`na göre, halife/imam/devlet başkanı masum değildir hata yapabilir. Bu sebeple devlet başkanı uzman danışmanlarla çalışmalı ve onlarla istişare edip, onların ikazlarını dikkate almalıdır.

Mutedil disiplin anlayışı!

Matüridi`nin aşırılıktan uzak mutedil disiplin anlayışı, titizlikle üzerinde durduğu insan hürriyeti, tebliğ ve dinden çıkma konusundaki yumuşak ve adil hükümler, objektif ahlak anlayışı, diyanet ve siyaset ayırımı gibi hususlar Türkler arasında üstün bir medeniyet inşası sağlamıştır. O, insanın sadece fiziki hürriyetini değil, akli melekelerinin de sınırlayan tarikatlara mesafeli durmakla, Türk-İslam medeniyeti` kavramının temelini atmıştır (sayfa.204).

Günümüzde İslam coğrafyasını kan gölü haline getiren çatışmalarının çoğunun din adına yapıldığı iddia edilmektedir. O`nun görüşü, savaşlar ancak dinin değil, devletin varlığının devamı için lüzumlu görülebilir. Çünkü dinin çirkin gördüğü savaş, devletin varlığı için kaçınılmaz olabilir. Öte yandan, savaşı bizatihi çirkin olarak kabul eden ayet-i kerimeden hareket ederek, çirkin bir araçla, dinin gayeleri arasında bir örtüşmenin olmayacağı açıktır. O`na göre savaş, küfrün/inkarın sebebi değil, zulmün sebebidir. Dünyamızın bu medeniyet anlayışına ihtiyacı vardır (sayfa.205).

Öğrendiğini uygulamak!

Kitabın 'Hatime' adlı (sonuç) kısmında müellif Oğuz Çetinoğlu şu önemli tespitlerde bulunarak kitabını tamamlar: 'Matüridilik, Türk-İslam kimliğinin temelini teşkil eden üçana unsurdan biridir. Diğerleri Hanefilik ve Yeseviliktir. İslam aleminde yaşanan sıkıntıların bellibaşlı sebeplerinden bir kısmı, Kur`an-ı Kerim kaynaklı bir medeniyet inşa edilmemiş olmasıdır. Bunun sebebi de Kur`an yorumundaki yanlışlıklar ve eksikliklerdir. Asıl problem İslam`ı öğrenmeyen ve öğrendiklerini uygulamayan Müslümanlardan kaynaklanmaktadır. Kabe`yi tavaf ederken Hakk`ın etrafından nasıl dönüyorsak ve bunun adı ibadet` oluyorsa, hayatımız boyunca ve sadece doğrunun etrafında döneceğiz. Hayatın tamamını ibadet niyetiyle yaşamalıyız. Herkes kendi doğrusuna göre değil, Kur`an`daki doğruya-doğrulara göre hareket etmeli. Önce okunacak, sonra da okunanlar hayata tatbik edilecek. Kurtuluş bundadır. Akıl, bunu gerektirir.'

Böylesine muhtevalı Matüridi kitabından dolayı araştırmacı, gazeteci-yazar Oğuz Çetinoğlu`nu tebrik ediyorum. 368 sayfadan oluşan kitapta geniş bir kaynakçanın yansıra, meraklısı için kitabın sonuna, 'Kelimeler, isimler ve kavramlarla alakalı açıklamalar' ilave edilmiştir.  Elinizdeki kitap, Matüridi yi ve O nun önce İslam alemini sonra da bütün insanlığı huzura ve saadete ulaştıracak sistemini yeniden gün ışığına çıkarıyor.