Bankacı İbrahim, seher vaktinin sağanak sağanak yağan bereketinden faydalanmak, kuşların ve kelebeklerin kanat çırpışını izlemek, tabiatın kendince yaptığı zikre şahit olmak, güneşin doğuşunu seyretmek ve araba pazarına gidip müşteri bulmak ümidiyle erkenden kalkar. Atadan, dededen, anneden babadan, haladan teyzeden, köyden böyle görmüştür. Her iş özellikle ve ciddiyetle ele alınır.

Tarlanın taşları ve otları temizlenmeli ki, buğday iştahla bitsin. Toprağın her türlü vitamininden faydalansın, yağan yağmurun rahmet olarak sofralarda yerini alması öyle kolay iş değildir. Bankacı İbrahim işte bu ciddiyetle erkenden kalkar. Buğdayın adım adım ilerlediği yolda, topraktan sofraya gelene kadar çekilen sıkıntının sonucunu görmek ve bunun haklı sevincini yaşamak için sabırla beklenir.

Bankacı İbrahim bu bekleyişleri çok ciddiye alır ve dikkatle işi takip eder. Arabasını satıp yeni bir araba almayı planlıyordu. Uzun uzun düşünür ve kararını verir o gün pazarın kapısı açılmadan ilk sırada yerini alır. Belirli bir süre bekledikten sonra arabaları içeriye almaya başlarlar.

Bankacı İbrahim, arabasını on üçyıl sonra satmaya karar verir ve bu heyecanla güzelce yıkayıp bir daha siler. Arabanın içi dışı tertemizdir.  Sadece bugüne ait bir yıkayıp silme işi değildir onun yaptığı. Hemen her hafta arabasını güzelce yıkar ve siler. Bankacı İbrahim`in önemli işlerinden biridir bu.

İkindi vakti bir müşteriyle el sıkışırlar. Fiyat üzerinde bir hayli gürültü patırtı çıkarsalar da bir noktada anlaşırlar. Günlerden Pazar olduğu için kaparo üzerine el sıkışırlar. Bir gün sonrası için de resmi işlemleri halletmek üzere dağılırlar.

Eve döner dönmez arabanın her tarafını tekrar elden geçirir. Herhangi bir eşya kalmış olabilir, düşüncesiyle üçdört kez gözden geçirir. Arabanın camlarını ıslatan parçaların ucu zaman zaman kapanır. Onu açmak için şoförün sol üst kısmında kafasının üzerinde tavana yerleştirilmiş iki adet toplu iğneyi de görür üçüncü bakışında. Onları da alır. Arabanın her türlü asli parçalarını yerine koyar.

Heyecanla pazartesiyi bekler. Bir taraftan da alacağı yeni arabanın hayallerini kurmaya başlar. Biraz daha geniş, konforlu, rahat bir araba alsam çok iyi olur, diye içinden geçirir. Pazartesi günü yine erkenden kalkar ve anlaştıkları yerde buluşmak ümidiyle yola çıkar. Bir aksilik olmaz diyerek anlaştıkları yere varır. Müşteri de erkenden gelmiştir, hemen işleri kolayca hallederler. Zaten akşamdan her evrak hazırlandığı için her şey kolay olur. Müşteri arabanın anahtarını alır, tekrar gözden geçirir, ayrıntılı birkaçsoru sorar ve son kez kontrol ettikten sonra, hayırlı uğurlu olsun diyerek vedalaşırlar.

`height=

Bankacı İbrahim yeni arabasını alalı üçay olur. Bir gün erkenden memlekete gitmek üzere yola çıkarlar. Sabah namazını kılıp yola çıkmayı kendisine âdet edinmiştir. Babası yıllardır söyler, oğlum çok zorunlu değilse gece yolculuğu yapma! Gündüz yapmak her zaman avantajlıdır, bunu unutma oğlum! Bu sözleri yıllarca duymuştur ve öyle görmüştür. O da ne gördüyse ne öğrendiyse onu uygulamaya gayret eder.

Yolculuğu yarı etmişlerdi ki, eski arabasını alan müşteriden bir telefon alır. Arabanın bazı yerlerinde problem olduğunu ve bunun derhal çözülmesi gerektiğini ifade eder. Bankacı İbrahim, bu duruma çok kızar, arabasını uygun bir yere çeker. Nazik olmaya çalışarak, beyefendi siz arabayı alırken her tarafına bakmadınız mı, kontrol ettirmediniz mi? Ü stelik aradan üçay geçmiş, siz beni bu konu için rahatsız edemezsiniz. Ben verdiğimde araba sapasağlamdı. Siz şu an eskiden olan bir ayıbın olduğunu iddia ediyorsunuz, ben de satıcı olarak size ayıpsız bir araba verdiğimi biliyorum ve iddia ediyorum, bunun için de yemin ediyorum. Bu durumda da satıcının yani benim dediğim geçerlidir. 'Zira sıhhatli olmak asli sıfatlardandır.' Sizinki arızı sıfatlardandır. Arızi sıfatlarda ise asıl olan o sıfatın mevcut olmamasıdır. Amma asli sıfatlarda ise, o sıfatın mevcut olduğu asıldır. Çünkü iddia edilen şeyler için önceden gerçek olan asli durum, yokluk` tur.

Ayrıca biz seninle anlaştık, istediğin yere göster dedim, ufak tefek eksiklerini zaten söyledim. Aradan üçay geçmiş, siz anlaştığımız zaman olmayan kusurları ifade ediyorsunuz. Benden de bunu karşılamamı istiyorsunuz. Bu asla olmayacak! Size hayırlı günler, dilerim, başka bir konu varsa yardımcı olabilirim, der ve telefonu kapatır.

Bankacı İbrahim kitap okumayı da seven biridir. Aynı gün yolculuğun devamında konuyu hukuk okuyan oğluna bir vesileyle açtığında oğlu da baba sen doğru olanı yapmışsın, der. Bize okulda Ahmet Cevdet Paşa`nın Mecelle kitabından bazı maddeler hakkında bilgi veriyorlar. Bu mevzuyla ilgili de bir şeyler anlattı hocamız. Öncelikle mevzuyu şu madde altında ele aldı hocamız, 'Arizi sıfatlarda asıl olan, yok olduğudur.'

Maddenin açıklamasıyla ilgili olarak da şu açıklamalar mevcuttur baba, 'Arizi sıfat, aslından mevcut olmayıp sonradan gelen ve hвsıl olan sıfatlardır ticaret, ayıplı olmak, hastalık, noksanlaşmak gibi. Bunların varlığı sonradan hвsıl olduğundan, aslen mevcut olmadıklarına itibar edilir.' der.

-Baba, sen bu mevzu için moralini bozma. Kesinlikle haklısın, der.

-Ayrıca, yine aynı kitapta 'Ticaret malının kusurlu olması gibi, sonradan meydana gelen sıfatlar ise arızi olarak değerlendirilir.' der.

Bankacı İbrahim, rahat bir nefes alır. Kendisinden şüphesi yoktur, bugüne kadar kimseyle herhangi bir alışveriş sıkıntısı yaşamamıştır. İlk defa böyle bir durumla karşılaşınca ister istemez keyfi kaçar. Oğlunun da konuya ilmi bir boyut kazandırması kendisini mutlu eder.

-Helal olsun oğluma! Bir şeyler öğrenmiş bak. Öyle değil mi hanım?

-Elbette öğrenecek Bey, kaçyıldır eğitimini alıyor, der hanımı da.

-Aferin, oğluma. Bak bu konuyu da ne güzel açıkladı, der. Hanım Konya`ya geldik. Bir şeyler yesek mi?

-Yiyelim yemesine de bildiğimiz bir yer olması lazım. Konyalı dostlarımızdan öğrenelim de ona göre yiyelim, der.

-Birkaçkişiyle görüşür ve kendince uygun bir yerde yemek yemeye karar verirler. Hanım bu markanın eti sağlamdır. Şöyle rahat rahat yiyelim der. Tam niyetlenirler ancak Konyalı arkadaşlarından birisi arar.

-İbrahim, dostum şöyle leziz bir etli ekmek yapan yer var. İstersen oraya git, der.

-Neresi?

-Yahu neresi olacak? Güvenilir etlerin bolca olduğu; .

Madde 9: 'Sıfat-ı arızada asıl olan ademdir.' (Arizi sıfatlarda asıl olan, yok olduğudur.)