`height=

Her oyun insanın serüvenini anlatıyor aslında. Hiçbir zaman salt tiyatro oyununa gidiyorum diye çıkmam evden. Bir hayata, bir yaşanmışlığa dâhil olmaktır bu yolculuk. Uzun ya da kısa fark etmez, herkesin yolculuğu kendine göredir; Ne yıl ne de yaşla sınırlandırıp keyfimizce ya da algıladığımız kadarıyla yorumlayamayız hayatları;

O yüzden 'destur' deyip konuşmalı ve yazmalı. 

İki oyundan bahsedeceğim Melek ve Köpek Kalbi; Melek`ten başlarsak eğer bu da acıklı ve 'kısa' bir hayat hikâyesinden uyarlanmış. Oyuncu Melek Kobra`nın günlüklerinden yola çıkılarak yazılmış biyografik bir oyun. 1930`larda yaşanmış ve kısa ömre sığdırılmış bir hayat hikâyesi anlatılıyor; Kısa ama çok yorgun bir hayatın hikâyesi. Aşk acısı, yalnızlık, yorgunluk. 24 yaşında verem hastalığına yenik düşerek hayata gözlerini yuman oyuncuyu sahnede Yeşim Koçak canlandırıyor; Bu 60 dakikalık tek kişilik performans bizi alıp Melek`in kalbine götürüyor. Yeşim Koçak oyunun sonunda ayakta alkışlanıyor, çünkü oyun bitene kadar bir dakika bile susmadan oyuna devam ediyor. 

Sanatçı bir kadının verem olduktan sonra tek başına ölümü bekleyişini, bu süre içinde yaşadığı içsavaşı tüm çıplaklığıyla anlatıyor sanatçımız. 

`height=

Köpek Kalbi

Mihail Bulgakov`un aynı adlı romanından uyarlanmış bir oyun Köpek Kalbi. Döneminin yasaklı kitaplarından olan kitabı oyuna çevirmek zor olmuş olsa gerek. Çünkü oyunda bir köpek insana çevriliyor. Benzer bir sahneyi Kafka`nın 'Dönüşüm' adlı roman uyarlamasında da izlemiştim. Oyuncular bu tarz sahnelerde gerçekten kendilerini aşıyorlar. Gerçeküstü bir oyunun çerçevesinde anatomik bir perfpormans izletiyorlar seyirciye. 

Oyunda dört oyuncu var ve bitmek bilmeyen bir devinimle sergiliyorlar eseri. Aslında bilimkurgu da diyebiliriz bu oyun için. Ortada koca bir çember var ve anlatılması çok zor olan hikâyeyi anlatma kolaylığı sağlıyor mekanizma. Ve çok da tehlikeli bir şey aslında. Bunun için bir kez daha tebrik etmek gerekiyor oyuncuları. Hele köpeği canlandıran oyuncu üst bir performans sergiliyor. 

Doktor Filipoviçsokakta sahipsiz bir köpek bulur ve onu sahiplenir. Ölen bir gençten aldığı bir takım organları köpeğe nakleder ve adı Şarik olan köpek zaman geçtikçe insana dönüşmeye başlar ve bir gün insan olur adı da Şarikov olarak değişir. 

Organların asıl sahibinin de karakterini alan insansı canlı ahlakı bozuk bir adama döner ve bu haliyle de iş bulabilip hayata atılır. Burada konunun nereye vardırılmak istendiği belli. Oyunda sık sık proletarya/proleter kelimesi geçiyor;   Bu önemli bir detay. 

İyi seyirler...