Yatırımcılar gözlerini Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın faiz kararına çevirdi.
TCMB'nin faiz kararı, 23 Kasım Perşembe günü saat 14:00'te açıklanacak. Özellikle son dönemde TCMB'nin aldığı faiz artırım kararları piyasaları hareketlendirdi. Haziranda 650, Temmuzda 250, Ağustosta 750 baz puan, Eylül ve Ekimde ise 500'er baz puan olmak üzere beş toplantıda toplamda 2,650 baz puanlık bir faiz artışı gerçekleştirildi.
Ekonomistlerin AA Finans'ın beklenti anketine dayanarak yaptıkları tahminlere göre, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının (politika faizi) 250 baz puanlık bir artışla yüzde 37.50'ye yükseltileceği öngörülüyor.
Piyasada karara dair beklentiler bir bir gelirken bir tahmin de ekonomist Onur Çanakçı'dan geldi. Piyasaları ve beklentileri İttifak Gazetesi'ne anlatan Onur Çanakçı'nın açıklamaları şöyle;
"Merkez'in önümüzdeki toplantısında beklentiler üzerine 250 baz puan artış yapacağını öngörüyoruz. Hem kasımda 250 hem de aralık ayında 250 baz puan olmak üzere toplam 500 baz puan artışla bu yılı kapatması bekleniyor.
Merkez Bankası su an bu ivmedeyken faiz artışlarını kesemez. Yüzde 40 politika faiziyle 2023 yılını yolcularız."
Deneyimli ekonomist ayrıca yargı sisteminde yaşanan gelişmelerin ve Cumhurbaşkanı'nın tutumunun sadece AB ile ilişkileri zorlaştırmakla kalmayacağını, aynı zamanda Batı ile ilişkilerin gerilmesinin Körfez ülkelerinin yatırım konusunda da çekingenleşmesine yol açabileceğini ifade etti.
Onur Çanakçı, 'Körfez'den Türkiye'ye yatırım gelir mi?' sorusuna ise şöyle cevap verdi;
"Özellikle rezerv alan yasasından sonra Türkiye'ye borsa üzerinden belki ufak tefek girişler olur ama doğrudan yatırımla alakalı herhangi bir fon girişi veya finans beklemiyorum.
Özellikle yargıda yaşanan krizden sonra bu ihtimal küçüldü. Başkanlık sisteminin ardından, güven sorunu artarak ekonomik istikrarı sarsan ve yerli ile yabancı sermayenin endişelenmesine yol açan bir sorun haline geldi.
Anayasa Mahkemesi gibi önemli kurumlarda yaşanan son gelişmeler bu durumu gösteriyor. Bu tür kurumlarda yaşanan tartışmalar ve gelişmeler, hem içeride hem de dışarıda güvenin sarsılmasına neden oluyor ve bu da ekonomik istikrarın bozulmasına yol açıyor."
Piyasalar hakkında da konuşan Çanakçı, şöyle devam etti;
"Doların küresel piyasalarda değer kaybetmesi bizim dolara müdahele ederken sattığımız paranın azalmasına neden olacak. Ama bu Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik darboğazın düzelmesi çin yeterli değil. Ekonomiyi iyileştirmek için bunlar yeterli değil.
2024 senesinde bizi tatsız günler bekliyor. Özellikle yerel seçim sonrasında. Acı reçete bu milletin çok canını yakacak. Rezervler 60 milyar dolarla eksi bakiyede. Tablo bu durumda iken kurlar için 2024'ün başlarında çok başka şeyler konuşmaya başlayacağız. Yeni rekorlar kapıda."
