Halk arasında migrenle ilgili genel sorular bellidir. İnternete girdiğinizde gazeteleri okuduğunuzda benzer konularla karşılaşırız. Genelde sorular ve cevaplar şöyledir:

Migren tehlikeli midir?

Her baş ağrısı migren değildir. Bazı baş ağrıları önemli bir hastalığın işareti olabilir. Migren ciddi bir rahatsızlık hissi ve yaşam kalitesinde düşmeye neden olmakla birlikte genellikle ciddi bir tıbbi risk oluşturmaz.

Ancak baş ağrınıza migren diyebilmek için doktorunuzdan teşhis almanız gerekir. Değişik migren tipleri olduğunu duydum, bunlar nelerdir? Geleneksel sınıflandırmaya göre migren, klasik ve basit migren olarak adlandırılan tiplerdir.

Klasik migrende baş ağrısından önce 'aura' diye adlandırılan bir dönem yaşanır. Aura esnasında görme ve koku alma duyularında değişiklikler gibi bazı durumlar yaşayabilirsiniz. Basit migrenin aura dönemi yoktur.

Migren kişiyi başka tıbbi risklere sokar mı?

Migren hastaları nüfusun geneline ve migren olmayanlara oranla biraz daha gençyaşta kalp krizi riski taşır. Migren esnasında geçirilen kalp krizi, genelde aura ile benzer semptomlar taşır ve genellikle görme duyusu etkilenir.

Baş ağrılarımın migren olup olmadığını nasıl anlarım?

Migrene benzer belirtiler gösteren başka hastalıklar da vardır. Dolayısıyla daha önce teşhis konulmamış ise doktor kontrolünden geçmek ve tıbbi teşhis koydurmak gerekir.

Bu durum, özellikle baş ağrılarınız aniden başladı ise ve önceleri hiçböyle bir deneyim yaşamadıysanız daha da önem kazanır.

Migrenin daha çok kadınlarda olduğu doğru mu?

Evet. Migren kadınlarda daha sık görülmekte. Araştırmalar yaklaşık her 100 migren hastasının 70 inin kadın olduğunu göstermektedir. Migren genellikle kaçyaş civarında başlar?

Migren her yaşta başlayabilir. Fakat çoğunlukla 20 li yaşlarda başlar. Çocuklar da migren hastası olabilir ki bu durumda, özellikle ilaçyerine ilaçsız, ağrısız, yan etkisiz akupunktur tedavisi çok önem kazanır.

Migren genetik midir?

Pek çok migren hastasının ailesinde, başka bir migren hastası daha bulunur. Migren hastalarının yarısından fazlasının anne ve babalarının da migren hastası olduğunu bildiren çalışmalar var. Ama bu, her migren hastasının çocuğunun da migren olacağı anlamına gelmez.

Migrende ağrı dönemi ne sıklıkla yaşanır?

Bu, kişiye ve migreni başlatan faktörlere göre değişir. Genellikle basit migrenler klasik migrenlere göre daha sık yaşanır. Migren sıklığı çoğunlukla yaş ilerledikçe azalır.

Stresten dolayı da başım ağrıyor, bu normal mi?

Evet, migren hastaları stresten dolayı da baş ağrısı çekerler. Bu tip ağrılar kafa derisi ve boyun kaslarının kasılmasından olur. Vücuttaki stresi düzenleyen seratonin salgısındaki düşüklüğün de etkisi olabilir. Sindirim sistemi düzene girdiğinde, bağırsaklar daha rahat seratonin salgılar. Akupunktur sindirim sisteminin düzene girmesi için de yine en etkili tedavi yöntemlerinden biridir.

Araba tutması ile migren arasında ilişki var mı?

Pek çok migren hastası çocukluğundan bu yana araba tutmasından söz eder. Migren hastalarını normal hastalardan daha kolay araba tutabilir.

Migren ve alerjik bünye arasında bir ilişki var mı?

Böyle bir ilişki olduğu tahmin edilmekle birlikte, eldeki bulgular kesin bir sebep-sonuçilişkisi kurmak için yeterli sayılmıyor.

Bazıları gıda alerjilerinin migrene sebep olabileceğini ve kandaki yükselmiş histamin seviyesinin baş ağrısını başlatabileceğini düşünmektedir. Bazı araştırmacılar ise astım, alerjik rinit gibi alerjik hastalıklarla ilişkiye dikkat çeker. Alerjik bünye ve migren ilişkisi çocuklarda daha fazla akla gelmektedir.

Migrenin psikolojik olduğu doğru mu?

Migrenin belli bir psikolojik profile sahip olan insanlarda ortaya çıktığı düşünülürdü. Migren hastalarının bastırılmış duygulara sahip olduğu söylenirdi. Ancak son yapılan araştırmalar migren hastalarının psikolojik profillerinin normal olduğunu göstermiştir.

Gerilim baş ağrısı

Adından da anlaşılabileceği gibi, gerilim ve stres sebebiyle yaşanan baş ağrılarıdır. Hemen hepimiz kimi zamanlarda hayal kırıklıklarına, üzüntülere, korkulara, strese gireriz. Aile içi ve sosyal hayatta bizi bekleyen ummadığımız gelişmeler olabilir.

İnsan böylesi durumlarda ister istemez kasılır. Nihayetinde vücut sadece etten ve kemikten oluşmuş değildir. Bu kasılmadan en çok etkilenen bölüm başımız ve boynumuzdur. Bu sebeple böylesi durumlarda şiddetli baş ağrıları yaşanır.

Bu tür ağrıyı migrenle karıştırmamalıdır. Zaten bu tür ağrının sebebini kişi kendi kendine biraz düşündüğünde bulacaktır. Bu tür ağrıların en belirgin özelliği, boyundan başlayıp başa kadar çıkması ve orada çöreklenmesidir. Migrenli hastalar ağrı tuttuğunda sakin bir yer ararken, gerilim baş ağrısında insanın içi içine sığmaz. Yerinde duramaz açık havaya, şuraya buraya kendini atmak ister.

Gerilim baş ağrısı migrende olduğu gibi tek bir yerde oluşmaz. Migrende ağrı öncesinde görülebilen görme bozukluğu ve diğer belirtiler gerilim baş ağrısında yoktur. Bu tür ağrılarda akupunkturun kas gevşetici özelliği sayesinde çok iyi neticeler alınmakta ve hasta rahatlamaktadır.

Küme baş ağrısı

Özellikle göz çevresinde alın ve şakakta tek taraflı olarak görülen ağrılardır. Zaman zaman ortaya çıkar. Baş ağrısı kümelerine yol açar. Bu sebeple küme baş ağrısı adı çok yaygın olarak benimsenmiştir.

Kimlerde görülür?

20-40 yaş arası erkeklerde daha sık ortaya çıkar. Genetik değildir. Çocuklarda çok az rastlanır. Çok şiddetli olan bu ağrı krizleri 15 dakika ile 3 saat arası sürebilir. Küme baş ağrısı birkaçhafta ile aylar sürebilen krizler şeklinde olabilir. Alkol ve sigara, küme baş ağrısı ataklarını arttırır. Akupunktur tedavisi önerilir.

Boyun kaynaklı baş ağrısı

Boyun veya kafa arkasında yer alan sinir kökü, kemik, kas, eklem ve disk gibi yapıların çeşitli bozuklukları, baş ağrısı şeklinde belirti verirler.

Boyundaki ağrıların muhtemel sebepleri, boyun fıtığı, boyun kireçlenmesi, fibromiyalji, servikal artroz vb.

Göğüsteki ağrılar

Göğüs ağrıları insanı en fazla endişelendiren ağrıların başında gelir. Bu sebeple ilk akla gelen kalpte bir rahatsızlık olup olmadığıdır. Oysa bu ağrıların çok çok azı kalple ilgilidir. Peki geri kalan ağrılar neden kaynaklanır?

&bull İltihaplanmalar sebebiyle göğüste ağrı olabilir,

&bull Kaslarının romatizmal hastalıklarından kaynaklanabilir,

&bull Kabızlık şişkinlik gaz sebebiyle göğüste ağrı olabilir,

&bull Boyun fıtığı ya da kireçlenme sebebiyle göğse ağrı vurabilir,

&bull Kimi travmalarda göğüs kafesine gelen darbeler şiddetli ağrılara yol açabilir.

Bir darbe sonucu kırılan kaburgalar, kaynamış bile olsa ileride nevralji adı verilen, bıçak saplanması, elektrik çarpması şeklinde ağrılara neden olabilir. Akciğer iltihaplanması, zatürree ve tüberküloz sebebiyle göğüste ağrı olabilir.

Kalp ve dolaşım sisteminden kaynaklanan ağrılar

Kalp ve dolaşım sistemi bir bütün olarak ele alınır. Kalp damarları, kol ve bacak damarları, damar sertliği ve damar tıkanmalarının daha çok rastlandığı ana damarlardır.

Çünkü bu bölgelerde dolaşım sistemine yardımcı fazla damarlar yoktur. O bakımdan buralardaki damarlar zorlandığında vücut zorda kalır. Kalp ve dolaşım sisteminin görevi vücuda kan pompalamaktır. Vücuda lazım olacak her türlü besin ve oksijen kan vasıtasıyla gönderilmektedir.

Bir bölgeye yeterince kan gitmediği takdirde bölge hem beslenemez hem de zehirli atıklar orada kalarak dokuda tahribata yol açar. Bu durumda vücut, rahatsızlığını ağrı ile belli eder. Damar tıkanmalarında da vücudun elindeki tek alarm, ağrıdır.

Akupunktur ile ağrıların tedavileri

Hastamızın rahatsızlığını teşhis etmede iki türlü imkânımız oluyor. Bu da hastalığa tam ve doğru teşhis koymamızı sağlıyor. Doğru teşhis ise tedavi konusunda hem hastaya hem bize büyük bir avantaj sağlıyor.

Gelelim akupunkturun tedavideki etkilerine;

Ağrılar ve ağrı belirtisi gösteren tüm rahatsızlıkların tedavisinde de akupunktur, bilinen tedaviler arasında ihmal edilemeyecek derecede önemli yer tutar. Çünkü akupunktur:

&bull Ağrıların giderilmesinde oldukça etkilidir,

&bull Bütün hücrelerde bakım ve tedavi faaliyetini başlatır,

&bull Kan alması gereken tüm dokuların kanlanmasını sağlar,

&bull Sindirim sistemini düzenler,

&bull Şişkinlik, gaz, ekşime, kabızlık gibi birçok rahatsızlığı giderir,

&bull Bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar,

&bull İmmün (bağışıklık) sistemini dengeler,

&bull Uykusuzluk, sabah yorgunluğu, hâlsizlik gibi durumları düzenler.

&bull Strese karşı dayanıklılık kazandırır,

&bull Bel ve boyundaki yapısal bozukluğu tedavi eder,

&bull Bu sayede beyne normal kan ve oksijen gitmesini sağlar,

&bull Rahatlayan sinirler sebebiyle ağrı ve şikayet ortadan kalkmış olur,

&bull Vücudu zindeleştirir, gençleştirir,

&bull Ü stelik hiçbir yan etkisi yoktur.