Değerli okurlarım, bu hafta, bu konudaki yazımda Sevgili LEZZETHAN kardeşim, LDF/Lezzet Dernekleri Federasyonumuz ve LYD/ Lezzet Yazarları Derneğimiz Gn. Sekr. LDD/Lezzet Dostları Derneği Yön. Kur. Bşk. Yrd. Maria Çevik Simyonidis in Büyük İstanbul Otogarı, yeni hizmet yılı etkinliklerinde yaptığı konuşmanın bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bakınız, yerleşim tarihi 300 bin, kentsel tarihi 3 bin, başkentlik tarihi 1600 yıla uzanan, Avrupa ile Asya kıtalarını birleştiren, dünyayı ve insanlığı kendine hayran bırakan İstanbul u ve Mutfağını ne güzel anlatmış.
İstanbul da yaşamış farklı kültürlerden, farklı insanlarla, Gastronomiden, Mutfaktan, Yeme - içme alışkanlıklarından konuşarak, edindiği izlenimlerle:
'İstanbulum, tadım, tuzum, hayatım', 'Bir varmış, bir yokmuş',   'Tadı damağımda kaldı', 'İstanbul kokulu mutfaklar' ve 'Unutulmaz hayatların reçeteleri' kitaplarını yazmış.

İSTANBUL MUTFAK KÜ LTÜ RÜ

Yüzyıllar boyunca büyük ticari ve kültürel bir kent olan İstanbul,   İpek ve Baharat yollarının buluştuğu bir kavşak noktasıdır. Tarih içinde Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarının başkenti olan İstanbul un kültürü, kentte yaşayan değişik etnik toplulukların kültürleri ve gelenekleri ile zenginleşmiştir.
Dünyada eşi benzeri olmayan, bu mistik şehirde: Havra, Kilise,   Cami gibi ibadet mekanları birçok yerde yanyanadır ve aynı duvarları paylaşır. Günümüze kadar gelen bu gelenek, farklı din ve inançlara bağlı insanların kültürel farklılıklara rağmen birlikte yaşayabilmesini sağlamıştır. İstanbul bir tür zaman yolculuğu gibidir,   Ayasofya dan Sultan Ahmet e, Yerebatan Sarnıcından Çiçek Pasajına, Topkapı Sarayı ndan Aya İriniye, Tokatlayan Oteline hatta Kapalı Çarşıya veya Gülhane Parkına, Haliçe ve daha bir sürü kadim adrese doğru yol alan bitmez bir yolculuktur.
Camileri, kiliseleri çeşmeleri, meydanları, ayazmaları, köşkleri, bağları, bahçeleri, sokakları, mahalleleri ile birkaçyüzyılı aynı anda yaşayabildiğimiz bir şehirdir.
Farklı kültürler, inançlar, gelenekler, isimler ve mutfakları karmakarışık bir mozaik ve çok kültürlü bir yapı oluşturmaktadır. Kültürler arası bu etkileşim Yeme - İçme alışkanlıklarına da yansımış ve kendine özgü bir İSTANBUL MUTFAĞI yaratmıştır. Bu topraklarda, binlerce yıl içiçe yaşamış olan Rumlar, Ermeniler, Levantenler, Museviler, Kürtler, Lazlar, Aleviler, Araplar, Süryaniler, Çerkezler, Gürcüler, Tatarlar, Beyaz Ruslar,   Balkanlardan,   Adalardan gelenler Akdenizliler Karadenizliler Kapadokyalılar ve daha nice kültürlerin her biri, kendi tatlarını ekleyerek: İSTANBUL MUTFAĞINI oluşturmuşlardır.
Bu yüzdendir ki, İstanbul kendi aurası gibi, 'Eşsiz, benzersiz ve çok lezzetli bir mutfağa sahiptir.' İstanbul Mutfağındaki her yemeğin lezzeti, bu topraklarda yaşayan insanların kendi geçmişini yansıtır, kendi hikayelerini anlatır.
Bu eşsiz lezzetlerin her birini temsil eden, Boğazın bir ucundan, öteki ucuna uzanan Balık lokantalarıyla, kebapçılarıyla, zeytinağlılarıyla,   etlisiyle, güveciyle, tandırlarıyla, salçalısıyla, hamur işleriyle, biberlesiyle, çorbalarıyla, fırın yemekleriyle,   çikolatalarıyla, sütlüleriyle, pastalarıyla, tatlılarıyla, lokumlarıyla, badem ezmeleriyle, dondurmalarıyla, helvalarıyla çeşit çeşit şerbetleriyle, baklavalarıyla, sarmalarıyla, dürümleriyle kadayıflarıyla, künefeleriyle, yemişleriyle, türlü türlü baharatlarıyla, mis gibi salebiyle, şırasıyla, bozasıyla, binlerce lokanta ve pastaneleriyle, mezeleri ve içkileriyle, ayrıca her zevke hitap eden Eğlence Mekanlarıyla 'İSTANBUL MUTFAĞI TÜ M ZAMANLARIN EN LEZZETLİ ve EN ZENGİN MUTFAĞI' olarak, her daim bir numaradır.
İstanbul Hem jeopolitik, hem coğrafi olarak, tarihi ve ev sahipliği yaptığı zengin kültürler açısından, aksi tartışılamayacak, dünyanın en özel ve en kadim şehirlerinden biridir.
Asırlardır, Asyayı Avrupa ya bağlayan, doğu - batı etkileşiminin en yoğun olduğu limanlara sahiptir.
Boğazları, denizleri ve tüm özellikleri ile   dünya insanlarının gelip tanımak istediği, turistik bir yerdir.
İstanbul, bütün güzelliklerinin yanısıra verimli toprağı, bitki örtüsü, 4 mevsimi yaşayabilen iklimi dolayısıyla sahip olduğu ürünlerin zenginliği ve bunları bir arada kullanabilen kültür yapısıyla 'İstanbul, Büyülü bir Mutfağa sahiptir.'
Bizler bugün, İSTANBUL MUTFAĞINDAN ve İSTANBUL YEMEKLERİNDEN söz edebiliyorsak, geçmişte İstanbul da yaşamış,   halen yaşayan, önceden gelmiş veya sonradan gelen bütün bu insanların, tutucu olmadan, birbirlerinin ne yediklerini görerek, tadarak, duyarak, deneyerek, tarif alıp vererek, aynen veya kendi ağız tatlarına göre değişiklikler yaparak, uygulamaya açık olmalarına borçluyuz ve bu insanların, bizlere bıraktığı bu muhteşem mirası, bizim görevimiz de, gelecek nesillere aktarmak olmalıdır.
Selam ve sevgilerimle, 
@pakmanvasfi

 

`height=

LEZZETİN Ü LKESİ TÜ RKİYE, BAŞKENTİ İSTANBUL

İstanbul, önceki hafta Gıda ve Gastronomi Sektörlerini, 2 dev fuarda buluşturdu.
Geçen hafta ise   Büyük İstanbul Otogarı yeni hizmet yılı açılış töreni, neredeyse 'Lezzet Temalı' bir etkinlik olurken: HaliçKongre Merkezi, TÜ RK ve DÜ NYA KAHVELERİNİN sunulduğu KAHVE ZİRVESİNE ev sahipliği yaptı.

`height=

KONYA GASTROFEST e ve yukarıdaki tüm etkinliklere katıldım.   Bu hafta İstanbul da, yine HaliçKongre Merkezi nde: TFP/ Türkiye Perakendeciler Federasyonunun, YZB/ Yerel Zincirler Buluşması ile GASTROANTEP Lezzet Festivali başlıyor. 
23-25 Eylül de, sırasıyla: 'ANKARA COFFEE', 'BURSA GASTRONOMİ', 'SURUÇ NAR' FESTİVALLERİ ve Antalya da, 'INTERNATİONAL FOOD FEST' var.
Ekim de ise Ü lkemizin yöresel lezzetlerini takdim eden, üretici, satıcı ve yerel yöneticileri, Antalya da biraraya getiren YÖREX 2022 FUARI ile   'ADANA LEZZET', 'İSTANBUL COFFEE', 'GASTROAFYON', 'ANTALYA ULUSLARARASI MEZE', 'KASTAMONU GSTRONOMİ', 'ELAZIĞ SALÇALI KÖFTE', 'MERSİN KARADUVAR BALIK' FESTİVALLERİ ve 'İZMİR GASTRO FEST', 'GASTRO İZMİT FEST' etkinliklerini izleyeceğiz, inşallah.

`height=
Bu faaliyetler, hiçmerak etmeyin, Kasım ve Aralıkta da devam edecek, hatta yılbaşından sonra eklenecek olan 2023 yılı Fuarlarıyla daha da zenginleşerek   sürecek, maşallah.
Tabii ki, ülkemizin her tarafında, ayrı ayrı LEZZETLER MEVCUT, Gıda Ü rünlerimiz ve Marifetli Profesyonellerimiz ile Yurtsever Yatırımcı ve İşletmecilerimiz şükürler olsun, ülkemizin her köşesinde var. Ancak, geçen haftaki yazımda, kısmen değindiğim bir konu vardı. Neredeyse, tüm il ve ilçelerimizde, hatta mahalle ve köylerimizde dahi GASTRONOMİ FESTİVALLERİ yapılmaya başlandı. Bu kadar çok olunca, maalesef ilgi dağılıyor, insanlar hangisine odaklanacağına veya gideceğine karar veremiyor. Basında, haber olarak da hak ettiği değeri bulamıyor.

`height=

Manavlar, bilirsiniz meyvelerinin arasındaki en iyi 3 - 5 taneyi, parlatır ve diğerlerinin önüne çıkartırlar. Kuyumcular da aynı şeyi yaparlar, en cazibeli ve pahalı mücevherlerini vitrine koyarlar. Yani mostraları (ön plana çıkarılmaya, örnek gösterilmeye uygun numuneleri) seçerler.
Tamam, bu alanda yurdumuz çok zengin, yerel yöneticilerimiz çok cabbar, teşvikci ve destekçileri de var.
'Bu konuya biraz daha özen gösterelim' derim. 

`height=

Günümüzün, turizminde ve iş hayatındaki en cazip ürün:   'Yiyeceklerimiz ve İçeceklerimizdir.' Ancak, burada dikkat edilmesi gereken, hassas husus:   Herkesin birden, aynı zamanda, her şeyini ortaya dökme-me-si-dir. Aksi hareket, hem ürünlerimizin, hem de etkinliğimizin değer kaybına sebep olabilir. Dikkat edelim, ilgi duyanlarda, karar ve seçim zorluğu, hatta bıkkınlık yaratabilir!

 

`height=

İSTANBUL UN 'YEMELİK' DEĞİL, SEYİRLİK BALIKLARI

Büyük İstanbul Otogarının, 3 yıl etkinliklerinde Çizgileri ve renkleriyle, bakmaya doyulmaz 29 adet 'İSTANBUL BALIKLARI' Resim Serisi çalışmasını sergileyen LEZZETHAN Ressam, Sevgili dostum İsmet Xbilen in 'Balık Resimlerinin' her biri, ayrı ayrı derinlemesine bakıldığında, asırlar ötesindeki geçmişinden, bugününe İSTANBUL U ANLATIYOR.

`height=

İstanbullu nun deniz kıyılarındaki yaşam çizgisini, binlerce yıllık tarihini, ince zevklerini, özgün lezzetlerini ve tüm özelliklerini öylesine güzel anlatıyor ki, söze hiçhacet yok!
Ben buna, 'Bir balığın içine, İstanbul u sığdırmak' derim ve saygı duyarım.
Ayrıca, sanatının içinde Yaşanmışlık, bilgi, görgü ve kalitesini bu kadar güzel sunma başarısından ötürü de tebrik ederim.

`height=

İSMET XBİLEN KİMDİR? 
Diyecek olursanız! Gazetemizin değerli yazarı: İbrahim Ethem Gören, onu Türk Resim Sanatında, nev-i şahsına münhasır 'Ferd-i Vahit' bir sanatkar olarak görüyor ve   'Xbilen Usta, resim, heykel, seramik ve rölyef alanındaki özgün çalışmalarıyla, yurt içinde ve gerekse yurt dışında çeşitli koleksiyonerler tarafından ilgiyle takip edilen, duayen bir ressam olup, 1955 te İskenderun da doğan ve yaşamına 70 i aşkın kişisel, 5 karma sergi sığdıran, 'Kürre-i Arzın' sayılı duvar ressamlarından biri.' olarak tanıtıyor.
Özellikle de, figüratif alanda çok zengin bir içerikle ürettiği,   eserlerini, kendi duygu ve düşünce yoğunluğu ile milimi milimine tablolarına aktaran bir kişiliğe sahip. 
Sergisindeki rengarenk, altın ve gümüş yaldızlı, neon ışıltılı balıklarının, 'Hayal dünyasında kendisiyle birlikte, İstanbul Denizlerinde yüzdüklerini' söylüyor.

 

`height=

TÜ RK GASTRONOMİSİNİN LONDRA DAKİ GURURU

Londra daki, ünlü SOFRA RESTAURANTLARIN sahibi, SIR / Sör ünvanlı Chef Hüseyin Özer, kraliçeyi vefatından önce ailesiyle birlikte defalarca ağırladığını bildirdi ve bir fotoğrafını bana gönderdi.Vikipedi, onu: Londra daki SOFRA RESTAURANTLARININ   sahibi, Türk asıllı SIR /   sör ünvanlı Britanyalı Chef olarak tanıtıyor. 1949 Tokat Reşadiye doğumlu ve birçok yemek kültürü kitabının bulunduğuna işaret ediyor. Sevgili Hüseyin ile tanışıklığımız, 90 lı yılların başında oldu.
Türk Aşçılarını Londra daki   'Chef s Grandprix' yarışmalarına götürme çalışmalarımla başladı ve halen görüşürüz. Kraliçesini kaybetmesi dolayısıyla paylaştığı fotoğrafını ve Sofra My Dair W1 Restaurantının bir görünümünü yayınlıyorum.

`height=

Tokat tan Ankara ya, oradan Londra ya uzanan macerasında Londra da açtığı Dönerci dükkanını lüks bir İngiliz restoranına dönüştürerek, burada büyük elçileri ve devlet adamlarını ağırlayan Özer, daha sonra da 'Hüseyin Özer Eğitim Vakfı nı' kurarak kendisi gibi insanları eğitti, iş verdi. Onun Londra da kurduğu DOSTLAR SOFRASINA dünyanın her yerinden binlerce kişi oturdu, yedi içti mutlu oldu.
Kolay gelsin sevgili kardeşim.