`height=

Sizleri bilmem ama bende bir haller oluyor son zamanlarda. Çevremde normal diyebileceğim bir şey kalmadı sanki. 

Bakıyorum da herkes ne kadar da mükemmel, ne kadar da girişimci. Herkes uzman, herkes seyyah, herkes en iyi avukat, herkes uzman eğitimci, herkes araştırmacı...

Ne kadar da iyi konuşmacı, ne kadar da iyi içerik üreticisi herkes.

Herkes ne kadar da başarılı, herkes ne kadar iyi bir lider ve iyi bir yönetici değil mi çevremizde?

Ne kadar da vizyoner herkes.

Bakıyorum da herkes ne kadar da iyi eleştirmen, ne kadar da iyi yazar.

Herkesin ne kadar da güzel ve karizmatik unvanları var.

Herkes ne kadar da haklı aynı zamanda.

Herkes her şeyin çok daha iyisine layık olduğu iddiasında.

Yapılan paylaşımlara, yazılanlara bakarsak herkes ne kadar da donanımlı, ne kadar da çok bilgili değil mi?

Herkes en iyi sunucu, en iyi seminerci, en iyi yorumcu, en iyi analist, en iyi veri uzmanı, en iyi beslenme uzmanı...

En ahlaklı kendisi, en dürüst kendisi, en güvenilir de kendisi.

En tecrübeli, en bilgili, en kültürlü de kendisi.

En özgün olan, en sıra dışı olan  kendisi. Herkesin hayatı, yazsa roman olur türünden, herkesin kendi hikayesi en iyi hikaye.

Herkes başkasına akıl vermede ne kadar da hoyrat.

Kendi istekleri konusunda ne kadar da bencil değil mi?

`height=

Bütün bunlardan bana ne?

Benimle ne ilgisi var bütün bunların?

Evet, ilgisi var.

Hem de çok ilgisi var.

Çünkü bütün bunlar bende de yetişememe hissi uyandırıyor, birçok kişide uyandırdığı gibi.

Yaptığım hiçbir şeyin doyasıya tadını çıkaramıyorum. Biri bitmeden diğeri başlıyor çünkü.

Normal kalmak istiyorum sadece.

Her şey çok hızlı tüketiliyor.

Bir koşuşturmaca sürüp gidiyor.

Kimse de sormuyor:

Ne oluyor bize?

Nereye gidiyoruz? Demiyor kimse.

Sürüye uymuş herkes.

Kitle halinde gidiyoruz bir meçhule.

Bir akıllı lazım.

Bizi uyandıracak bir akıllı yok mu?

Her şey sözde...

Her şey yüzeysel...

Sahici bir ilişki, sahici bir dostluk istediğim.

Olabildiğince doğal, olabildiğince samimi bir hayat temennisi benimki.

İçinde acıların da olduğu, başarısızlıkların da anlatıldığı bir hayat, istediğim.

Düşmenin, kalkmak kadar önemli olduğu ağlamanın, gülmenin kardeşi olduğu üzüntünün, sevinçle sırt sırta olduğu bir hayat, istediğim.

Şair Nabi bir beytinde der ya:

'Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz,

Biz neşâtın da gâmın da rû zgârın görmüşüz.'

Zaman bağının baharını da gördük güzünü de üzerimizden neş`e rüzgârları da geçmiştir gam fırtınaları da.

Hayatta her şey zıttı ile gaimdir dostum. Orta yol, en iyi yoldur yürümesini bilene.  Dengeli ve ölçülü olmak en güzel olanıdır.

Acımasız rekabetten uzak, acımasız yarıştan uzak, dingin ve sade bir hayat, huzur için en güzelidir.

O yüzden, mükemmeller dünyasında normal kalabilmek büyük bir başarıdır diye düşünüyorum.