Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) iş birliğinde ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının katkılarıyla düzenlenen "Göç ve Diaspora" temalı "Ortadoğu ve Kuzey Afrika Düşünce Kuruluşları Buluşması" forumuna katılan Nashwan, ülkesinin ve Türkiye'nin göç konusuna yaklaşımını değerlendirdi.

Nashwan, Yarmouk Üniversitesi bünyesinde 1997'de kurulan Mülteciler, Yerinden Edilen Kişiler ve Zorunlu Göç Çalışmaları Merkezinin, mülteci meselesini ele alan çeşitli araştırma projeleri üzerine çalışmalar yürüttüğünü ifade etti.

İlk odak noktası entegrasyon

Türkiye, Lübnan ve Ürdün'ün çok sayıda Suriyeliye ev sahipliği yapması dolayısıyla birçok ortak noktasının bulunduğuna işaret eden Nashwan, "İlk odaklanmamız gereken konulardan biri entegrasyon." değerlendirmesinde bulundu.

Nashwan, Suriyeli ve Ürdünlüler arasında dil, kültür, gelenek ve görenek gibi birçok ortak noktanın bulunduğuna dikkati çekerek "Bu nedenle Ürdün'ün mülteciler konusunda diğer ülkelere model olduğunu düşünüyorum. Bu sadece, 2011'de Suriye'den gelen mültecilerle ilgili değil. Ürdün daha önce de hem Iraklı hem de Filistinli mültecilere ev sahipliği yaptı." dedi.

İş birliği yapmak zorundayız

Ürdün'ün bu konudaki tecrübesinin önemli olduğunu belirten Nashwan, "Ancak, tek başımıza çalışamayız, iş birliği yapmak zorundayız. Bu nedenle bugün düzenlenen forum, bilimsel temeli olan akademisyenlerle mülteci meselelerinin ele alması için bir ihtiyaç." ifadelerini kullandı. Nashwan, ülkesi Ürdün'de yaklaşık 1,4 milyon mültecinin bulunduğuna işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü: "Mültecilerin insanlık onurunun korunması için ülkeler arasındaki iş birliği çok önemli. Herkes bu meseleden sorumlu. Bu sadece en fazla mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye, Ürdün ve Lübnan'ın sorumluluğunda değil. Diğer ülkeler bu durumdan etkilenmediklerini düşünüyor fakat bir şekilde etkileniyorlar. Bu ülkeler Ürdün'ü desteklemeli. Avrupa Birliği (AB) Ürdün'e mülteciler konusunda çok fazla destekte bulundu fakat bu destek son birkaç yılda azaldı. Şu anda acil durum müdahalesinde değiliz, gelişme safhasında olduğumuzu düşünüyorum." İTTİFAK.AA