Kudüs bir şehir değildir. Kudüs; samimiyettir, vefadır. Ümmetin aynasıdır. Kudüs’ün dar sokakları her seher vakti sabah namazına giden insanlarla hareketlenir. Namaz için mescide yönelenler yukarıdan aşağıya aynı istikamete doğru yürürler, koşar adım merdivenleri inerler. Eski şehirde her yokuşun sonu Mescidi Aksa’ya çıkar. Müminler hoparlörlerden okunan Kuran sesiyle birlikte su gibi Aksa’ya doğru akarlar. O insan seli akar akar ve yolunu bulur.

Aksa’nın bahçesini süsleyen zeytin ağaçlarının ağaçlarının arasında İnce bir su yolu oluşur. Kıble Mescidi ’ne gidenler ikişerli yürür sanki sözleşmiş gibi. Uzun bir insan seli akar mescide doğru. Kubbetüs Sahra’nın yanından geçerken bir selam verirsiniz içinizden; “lütfen mahsun olma, sabah namazını Kıble Mescidinde kılayım öğlen namazında sendeyim” dersiniz. Sabah ezanı okunmaya başlar, adımlar hızlanır. Kıble mescidi ışıklarını açmış misafirlerini beklemektedir. Büyük bir kapıdan içeri girer ve saflara doğru sokulursunuz. Yüzler hep tanıdıktır. Birkaçsaat önce yatsı namazında da aynı yüzleri görmüşsünüzdür. Bir kenarda oturur içezanın okunmasını beklersiniz. Kıble mescidinin kendine has bir kokusu vardır. İçeri girer girmez o gül kokusu burnunuza dolar, yüreğinizi bir hoş eder.

Sabah namazı sonrası murabıta ablalar arkasını dönerek küçük gruplara mücadelenin önemini anlatırlar. Sabrı, izzeti, Aksa’nın özgür olması için nasıl mücadele edilmesi gerektiğini tekrar tekrar hatırlatırlar. Aksa’ya misafir olan Türkler cemaate lokum dağıtmayı çok severler. Koşar adım kapıya gider dağılan cemaate elinizdeki lokum paketlerini açarak ikram edersiniz.

Sabah namazı sonrası gökyüzünün rengi ve kuşların sesi adeta sizi dışarıya çağırır. Sanki ihmal etmişsiniz gibi Kubbetüs Sahra mahsun bakar karşıdan. Ama kuşlar onu seçmiştir. Gün aydınlanırken kuşlar Kubbetüs Sahranın çevresinde neşeyle dönmeye başlarlar. O an o gökyüzünün altında dünyanın en nasipli insanı olduğunuzu hissedersiniz.

Bu şerefli topraklara gitmek nasip işidir. Gidebilmek için kalpten niyet etmek gerekir. Kendisi ve etrafı mübarek kılınan Mescidi Aksa’da kılınan namazlar birçok açıdan bereketlidir. Rabbimiz İsra suresinde Mescidi Aksa ‘nın çevresi ile birlikte bereketli olduğunu buyurmaktadır. Peygamberimiz miraca yükselmeden önce Aksa’da bütün peygamberlere namaz kıldırdı. Bu sebeple efendimiz ümmetine burada namaz kılmayı özendirdi. Efendimiz; “Mescidi Aksa’ya gidin ve içinde namaz kılın, eğer oraya gidemezseniz, kandillerinde yakılmak üzere zeytin yağı gönderin” diye buyurmuştur.

Aksa’mızı güzellikleri, bereketi, feyzi ve insanlığa hediye edilmiş namazla bileceğiz, hatırlayacağız. O’nun hak ettiği unutulmuş değerini hep birlikte dünyaya tekrar hatırlatacağız inşaallah.

ittifakgazetesi.com