Gönül coğrafyamızın son iki asrının en önemli yazı, şiir, tefekkür ve aksiyon simalarından Necip Fazıl Kısakürek`in mânevî ve kültürel mirasını yaşatmak amacıyla Star Gazetesi tarafından 9. kez düzenlenen 'Necip Fazıl Ödülleri', Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın katılımıyla 2 Aralık Cuma günü AKM`de düzenlenen törenle sahiplerini buldu. 

`height=
Üstad Necip Fazıl Kısakürek

Prof. Dr. M. Fatih Andı, Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, Prof. Dr. Turan Karataş, Dr. Ahmet Murat Özel ve Necip Tosun`dan oluşan jüri, Türkiye nin edebiyat ve düşünce dünyasında önemli yeri olan 6 dalda, 7 isim belirledi.

`height=
Yük kimin omzunda

Yük kimin omzunda?

'Yük kimin omzunda?' temasıyla düzenlenen programda Necip Fazıl Kısakürek hayır ve minnetle yâd edilirken, Şiir Ödülü Mehmet Can Doğan`a Hikâye-Roman Ödülü Ayşegül Genç`e Fikir Araştırma Ödülü Mustafa Özel`e İlk Eserler Ödülleri Elif Gençve Can Acer`e Uluslararası Kültür Sanat Ödülü Elçin İlyasoğlu Efendiyev`e Saygı Ödülü ise İlhami Atalay`a verildi. İttifak gazetesi camiası nezdinde ödül kazananları tebrik ediyoruz.

Öncü mâneviyat neferi

Necip Fazıl Kısakürek, Türkiye`de, bu topraklarda kadim medeniyet unsurlarımızın hallaçpamuğu gibi öteye beriye atıldığı, medeniyet, irfan, sanat, kültür ve dahi siyaset karakışının yaşandığı yıllarda tefekkür ufkunda damıttığı fikir ve yazılarıyla öncü bir maneviyat neferi ve kutlu bir yol gösterici vazifesini üstlenmişti. 

'Bize iş kadrosunda laf, hamle çapında iş lazım.'  

Malum olduğu üzere Necip Fazıl Kısakürek mücerret bir şair değil; Aynı zamanda dava ve aksiyon adamı, yazar, mütefekkir... Bir adım öte insan-ı kâmil; 'Laf var ki laftır, laf var ki iştir. İş var ki laftır. Bize iş kadrosunda laf, hamle çapında iş lazım.'  şeklinde ortaya koyduğu asliyet ve terkip şuuru, Necip Fazıl`ın mücadelesini kendi lafızlarıyla ortaya koymaya kâfidir. Bu denli halka mâl olmasının, geniş halk kesimlerince takdir görmesini, adanmış ruhla, samimi ve sahici direnci, millete ve ümmete yaslanan bir varoluşla telif edebileceğimiz Necip Fazıl Kısakürek`e vasi rahmet niyaz ediyoruz. 

`height=
İbrahim Ethem Gören ve Mustafa Özel

Necip Fazıl Fikir Araştırma Ödülü Mustafa Özel`in;

Bu yazımızda Necip Fazıl Fikir Araştırma Ödülüyle taltif edilen Mustafa Özel`e değineceğiz. Necip Fazıl ödülleri jürisi, kendisi için 'üstad' tabir ve tavsifini kullanmamızın vâkıa muvafık olduğu Mustafa Özel`in 40 yıllık yazarlık, fikir adamlığı yönüne işaret ederek 'dini hayat, siyaset, iktisat ve edebiyat alanlarında yaptığı çalışmaları, özellikle de iktisat ve edebiyat disiplinlerinin kesiştiği eserleri roman ve iktisat, roman ve siyaset eksenli çalışmalarıyla Türk düşünce ve edebiyat hayatında önemli bir tema ve beslenme alanı oluşturması' bağlamında Necip Fazıl Fikir Araştırma Ödülü`ne lâyık gördüğünü belirtiyor.

İlmin zekâtı yüzde yüzdür!

Malum olduğu üzere malın, paranın zekâtı kırkta bir iken ilmin zekât nisabı yüzde yüzdür. Â lim, bildiklerinin tamamını kendine hiçbir bilgi kırıntısı saklamadan talebelerine öğretmekle mükelleftir. Mustafa Özel Hoca bu teklif muvacehesinde Boğaziçi Ü niversitesi`ndeki öğrencilik yıllarında, akabinde kurucuları arasında bulunduğu Bilim ve Sanat Vakfı ile Boğaziçi Yöneticiler Vakfı`nda düzenlenen seminerlerde, okuma grubu toplantılarında ve İstanbul Şehir Ü niversitesi`ndeki derslerinde ilim nâmına bildiklerinin tamamını öğrencilerine hüvesi hüvesine milimi milimine aktarmanın gayreti içerisinde bulunmuştur. 

`height=
Mustafa Özel

İktisat gurusu;

İktisat gurusu Mustafa Özel, bu toprakların ekonomi ve edebiyat tarihine yazıları ve fikirleriyle hizmet eden mühim, hakikatli bir yazı ustası. Edebiyat literatürümüze 'roman bilimi' kavramını kazandıran Mustafa Özel memleketimizin son 30 yılının tefekkür zeminin teşkilinde rol üstlenen, edebiyat dünyamıza âlâ keyfiyeti hâiz eserler armağan eden önemli düşünce insanlarından biri. 

Mustafa Özel`i 27 yıl önce, bugün İttifak gazetemizde &ndash öncesinde Ortadoğu gazetesi, Dünya Bülteni, Dünya Bizim ve Son Devir haber portallarında- yaptığımız gibi geleneksel sanatlar ve medeniyetimizden kaybolup giden değerler ekseninde yazılar kaleme aldığım Yeni Şafak mevkutesi vesilesiyle tanıdım. Özel o yıllarda Yeni Şafak`ta İktisat ve Toplum sayfasını hazırlıyordu. Sonrasında Boğaziçi Yöneticiler Vakfı ndaki 25 yıllık hizmet sürecimizde Mustafa Özel`e teşrik-i mesaimiz derinleşti. 

Necip Fazıl Fikir Araştırma Ödülü vesilesiyle Mustafa Hoca`yla dünden bugüne yaptığımız hasbihallerden, konuşmacı olarak katıldığı etkinliklerde tuttuğum notlardan, hocamızın deşifre ettiğim metinlerinden yola çıkarak bir 'Mustafa Özel okuması' telif ettim. 

Dünya arayış içerisinde

Yazı ve konuşmalarında dünyanın yeni bir arayış içinde olduğunu ifade eden Özel, bu arayışta 'erdem'in anahtar vazifesi gördüğüne işaret ediyor:  'Tarihte her hanedan bir erdemle yükselmiştir. Günümüzde de her organizasyon ancak bir erdemle yükselebilecektir. Ne zaman ki başarıyı mümkün kılan erdem, gösterişe dönüşür ve içi boşaltılır, o zaman o erdem üzerine inşa edilen organizasyon için çöküş kaçınılmaz bir son olur.'

Mustafa Özel: Büyük organizasyonları muhacirler kurar.

Mustafa Özel, 'Medeniyetleri muhacirler kurar. Kurmak kolay yaşatmak zordur. Hiçbir ciddi organizasyon dışarıdan yıkılmaz, içeriden yıkılır. Büyük organizasyonları muhacirler kurar, devşirmeler devam ettirir.' şeklindeki hüküm cümlelerini 2015 yılında Dolmabahçe Camii`nde birlikte kıldığımız bir sabah namazının sonrasında BÜ öğrencileriyle yaptığımız kahvaltılı sohbet toplantısında kurmuştu. 

'Aile şirketlerinde iki şapkayı birden takmak şirketin önünde önemli bir bariyerdir.'

Mustafa Özel danışman olarak pek çok müesseseyle birlikte aile şirketlerine de hizmet verdi, veriyor. Bu bağlamda Özel`in, 'Sistem büyüdükçe güçdengeleri oluşur ve yönetmek daha zor hâle gelir. Aile şirketlerinin idaresinde aile fertleri hem yönetim hem de denetim mevkilerinde olmamalıdır. Bu ayrımı uygulayan aile şirketleri uzun soluklu olur. Hâsılı, aile şirketlerinde iki şapkayı birden takmak şirketin önünde önemli bir bariyerdir.' şeklindeki uyarıları kanaatimce bir yönetim tavsiyesi olarak not edilmeli. 

Bir Anadolu münevveri

Mustafa Özel, Ağrı`dan İstanbul`a, Â sitane`den de öngörülerinin, sesinin/yazısının ulaştığı her yere kendi çabalarıyla, alnının teri, elinin emeğiyle gelen bir Anadolu münevveri, bir ilim, fikir ve sanat emekçisi. Muhatabımızın 'her yükselişin ardında bir hak ediş vardır. Bizler de elde etmeyi dilediğimiz hayırlı neticelere ancak hak ederek ulaşabiliriz.' cümlelerindeki tavsiyesi hemen herkesin kulağına küpe olmalı!

Siyasetbilimciler terörü anahtar kavram haline getirdi.

Siyasetbilimcilerin son 20-25 yılda terörü anahtar kelime haline dönüştürdüğünü, sürecin 1990 lı yıllarda başladığına, birbiri ardına öznesinde terörün yer aldığı kitapların yazıldığına, filmlerin çekildiğine işaret eden Mustafa Özel, 'Son 20 yılda başlığında terör kelimesi geçen kitaplarda belirgin bir yükseliş söz konusu...' dedikten sonra şu cümleleri kuruyor:

Delillo: Terör ve finans aynı şeydir.

'Bundan 20 yıl önceydi. Don Delillo yu okudum. ABD nin önemli romancılarından biri. Delillo, Cosmopolis isimli romanını 2000 li yılların başlarında kurgulamış. Şunu anlatıyor özetle: Aslında terör ve finans aynı şeydir, aynı gerçekliktir. Bir vakıanın gerçekliklerini içiçe geçirerek anlayabiliriz.'

İktisat hâlâ görünmeyen el` etrafında dönüyor!

İktisadın 'invisible hand/görünmeyen el' etrafında döndüğünü belirten Mustafa Özel,  mezkû r döngüyü 'kurmaca' yahut 'roman olarak' nitelendiriyor: 'İlm-i iktisat dediğimiz, ilm-i tedbiri menzil, bir kurgudur, bir romandır.

'Let`s imagine.'

'Let`s imagine.' hep böyle başlar. İktisattaki bir sürü gerçeğin, aslında 'Let`s imagine' diye başlayan kurgular olduğunu görüyoruz. Kurgu olmayan hiçbir bilimsel hakikat yoktur! Dini hakikat, o ayrı bir alandır.'

'Parayı yapan iman ve şiddet...

Kapitalist sistemin meselelerini ulusal, hatta bölgesel ölçekte çözmenin problemlerine dikkat çeken hocamız, nazarları, küresel sistemin sorunlarına ancak küresel ölçekte cevaplar üretilebileceğine çektikten sonra kelâmı şöyle bağlıyor: 'Bugün itibariyle kapitalist sistem tam anlamıyla sorgulanmakta ve alternatifi aranmaktadır. Böyle bir zaman diliminde para ve refahla yeni tanışan dindar insanların kapitalist sistemle kuracakları münasebet, onları kendilerine ve sorumlu oldukları diğer varlıklara karşı yabancılaştırmamalıdır.'

Kendiyle, çevresiyle ve dahi davasıyla yabancılaşmayan bir şahsiyet.

Mustafa Özel, kendiyle, çevresiyle ve dahi davasıyla yabancılaşmayan bir şahsiyet. Mezkû r şahsiyetin üzerinde 'müstakim ol utandırmaz Hazret-i Allah seni'nin yansımalarını gözlemlemek mümkün. Özel`in dünden bugüne uzanan ilim, fikir, sanat ve irfan yolculuğu, hakikate endeksli rotasında bugünden yarına değişmeden yol almaya devam edeceğinin de kavi bir teminatı mahiyetinde;

`height=
Mustafa Özel, İbrahim Ethem Gören, Mehmet Nafi Artemel ve Haluk Dortluoğlu Şehitlir Dergâhı nda.

İstikbal Köklerdedir

Yöneticilik Dersleri, Tarih Risaleleri, Stratejik Yönetim ve Liderlik, Refahlı Türkiye, Müslüman ve Ekonomi, Liderlik Sanatı, Küresel Rekabet, İktisat ve Din serlevhalı kitapların yazarı Mustafa Özel, İstikbal Köklerdedir`de dikkatleri öze çekiyor. 'Modern toplumun altındaki halı çekilmiştir ve dahi modernitenin kökü yoktur.'

Modern toplumun kendini bitirdiğini, artık bir zemini, kökü kalmadığını, nehir üzerinde sürekli sallanan bir sandal misali öteye beriye savrulmakta olduğu tesbitini dillendiren Mustafa Özel,  kökü olmayanın istikbalinin ve dahi istiklâlinin olmayacağını, istikbali olmayanın da rüzgârda savrulan bir yaprak gibi toplumun orta yerinde avare kasnak gibi dönüp duracağı ihtarında bulunuyor.

'Kitaptan başka sığınacak bir yerimiz yok.'

Kitaptan başka sığınacak bir yerimiz yok` diyen Mustafa Özel kelimenin tam anlamıyla kitap sevdalısı. Kitaplar için 'hikmet ehlinin huzur bulduğu yeşilliği ve âlimlerin güzel kokulu meyve bahçesi' tanımlaması yapılmış. 

Mustafa Hoca kütüphanesinde, sayıları binlerle ifade edilen kitapların büyük bölümünü elinden geçirmiş! Toplantılarında, derslerinde, okuma gruplarında muhataplarına verdiği kitapların haddi hesabı olmayan Mustafa Özel, 'Dest-i gadr-i müsteî rândan ziyânım bî -hisâb/Tevbe ettim âriyet hî çkimseye vermem kitâb/Ödünçkitap alanların elinden zararım hesapsız/Tövbe ettim, hiçkimseye ödünçkitap vermem' diyen divan şairiyle aynı düşüncede değil. Aksine o merhum Bahaeddin Karakoçgibi amel ediyor: 'Dost yoluna bütün varımız sebil/Verdikçe dolar bizim boş testilerimiz.' 

50 yaşından sonra romanlarla kurulan dostluk!

Yoğun vakıf, iş hayatı ve akademik çalışmaları Mustafa Özel`e 50 yaşından sonra romanların dünyasına dâhil olmasına müsaade etmiş! Bu süreçte yüzlerce romanı okuyup tahlil ve analiz etme imkânını bulan Mustafa Özel birer ikişer yıl arayla Roman Diliyle İktisat, Roman Dilliyle Siyaset, Roman Diliyle İş Hayatı, Romanperver İktisatçı ve Roman Diliyle Emperyalizm kitaplarını yazmaya muvaffak kılındı. 

`height=
Roman Diliyle Siyaset

Özel`e göre roman insanın ikinci düşüşünün hikâyesidir.

Mustafa Özel`e göre roman insanın ikinci düşüşünün hikâyesidir. Birincisinde cennetten dünyaya düşmüş, hırs ve merakına hâkim erdemli bir insan olabileceği ölçüde tekrar cennete kavuşabileceği sözünü almıştır. İkinci düşüşte ise hırs ve merakını bir erdeme dönüştürdüğü ölçüde, cennete bu dünyada da kavuşabileceği erdemine dalmıştır. 

'Roman muharrirlerinin Allah vergisi kabiliyetleri söz konusu; '

Yazının bu yerinde Mustafa Özel`in romanla taaşşukuna nazar edelim: 'Roman okuyucusu olmam çocukluğumdan bu yana devam eden bir süreç. Yeni bir olay değil. Fakat romanın özel bir dili olduğunu, hakikati dillendirmede toplumbilimlerinden daha önemli olduğunu, bize, hayatın bütün gizemini ancak edebiyatın, modern çağda da romanın verdiğini hissetmeye aşağı-yukarı 50 li yaşlarımda başladım. 

Romanlar bizi, araştırıp bir şekilde formülize etmeye çalışan sosyolog, psikolog, antropolog &ndash artık ne diyorsak- bütün bu insan ve toplum bilimcilerden daha iyi anlama kapasitesine sahiptir. İsterseniz buna Allah vergisi deyin. Romancıların böylesi özellikleri var.

'Romanlar anlamak için okunmalıdır.'

Romanlar dinlenmek maksadıyla değil, anlamak, kavramak maksadıyla okunmalıdır bana göre; Her türlü kurgusal sanat hem ruhumuzu yüceltebilir hem de dünyaya, topluma ve kendimize dair kavrayışımızı derinleştirebilir. 

Romanın modernlik adını verdiğimiz durumun ortaya çıkmasında özellikle de bunun en önemli ayağı olan bireyin vücut bulmasında çok önemli bir işlevinin olduğunu düşünüyorum. Roman, tarih üzerinde etkisi olmuş bir edebiyat türüdür. Ben bu maksatla romana eğiliyorum, bunun için ciddiye alıyorum. Dolayısıyla sizler de romanı es geçmeyin. Romanı çok ciddiye alın. Hele toplum bilimlerle uğraşıyorsanız çok ciddiye alın.'

`height=
Roman Diliyle İktisat

Hakikatsiz hikâye roman;

Mustafa Özel nezdinde roman, gerçeklerle dopdolu hakikatsiz hikâye. Din ve büyüden arınıp, para`nın büyüsüne kapılan bir dünyanın trajik destanı. Hem de kâğıt paranın; 'Kapitalizmin zirve çağında, romancılarımız iktisat bilmiyor, iktisatçılarımız roman okumuyor. Köprünün üzerinde kendine hâlâ başrol kesmeye çalışan toplumbilim yaşlandı, meydan artık romanbilimin! İktisat hayatla içiçe, aynen muhayyel bir ürün olan roman gibi.' 

Mustafa Özel Hoca`ya göre iyi bir romancı içinde bulunduğu gerçekliği hem yaşayan izlerden söküp alan hem de araştırarak ortaya çıkaran bir kâşiftir.

Roman bir keşif sanatıdır.

Roman da aslında hayat gibi, iktisat gibi bir keşif serüveni mükâşefe sanatıdır. Romancı da bir kâşiften başkası değildir. Mustafa Özel, iyi romancıların aynı zamanda insan sarrafı olması gerektiğinden bahisle insan ve toplum bilimcilerin yaşamın kurgusunu daha iyi anlama kapasitesine sahip olduklarına vurgu yapıyor. Haliyle iyi bir romancı olmak için Allah vergisi bir kabiliyet de gerekli;

`height=
Mustafa Özel den bir kitap buketi!

Başı dönmeyen, pozitif lider!

Az önce, yazın tarihimize 'roman bir keşif sanatıdır' cümlesini kazandırdık! Şimdi sıra yeni bir tarihi cümleye geldi: Mustafa Özel başı dönmeyen, pozitif bir liderdir. 30 küsur yıllık yöneticilik hayatında mütemadiyen pozitif liderlik sergileyen Necip Fazıl Fikir Araştırma ödüllü yazar, mütefekkir Mustafa Özel, başı dönenlere, Yıldırım Bayezid`i misal gösteriyor: 'Osmanlı Cihan devletinin başdönmesi Yıldırım Bayezid dir. Osmanlı devlet yönetiminde Yıldırım Örneği 'negatif liderliktir.'

İktisatla edebiyat, edebiyatla siyaset, edebiyatla sosyoloji, edebiyatla tarih arasındaki ilişkileri yerli yerine oturtan yazar Mustafa Özel böylelikle toplumbilimini sadece okumuyor, aynı zamanda yaşayarak kitaplarının hoş kokulu satır aralıklarına nakşediyor.

`height=
Anlayış Dergisi 1. sayı, Haziran-2003

Anlayış ikinci baharını bekliyor!

Aynı nakşın izlerini kadrosundaki yazarlarının her biri, başmuharrir Mustafa Özel gibi yetkin isimlerden müteşekkil Anlayış dergisinde de gördük. Haziran 2003-Mayıs 2010 tarihleri arasında 84 sayı yayınlanan Anlayış dergisi ekonomi, siyaset, toplum, kültür ve sanat meselelerini ele alış tarzıyla kelimenin tam anlamıyla referans bir mecmua haline gelmişti. Anlayış`ın 'kısa bir soluklanma arası' kabilinden yayın hayatından çekilmesinin üzerinden 12 yıl geçti.  Derginin oldukça kıdemli, derin tetebbuatlı yazar kadrosu vardı. Hemen her sayıda 40 yazarın düşünce ürünlerine yer verilmekteydi. Ceman 150 küsur yazardan Mustafa Özel ile birlikte isimlerini hatırladıklarım İbrahim Kalın, Fahrettin Altın, M. İbrahim Turhan, Cihan Aktaş, Mustafa Şentop, Avni Özgürel, Ali Pulcu, Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, İhsan Kabil, Hilal Turan, İhsan Fazlıoğlu, Kemal Sayar, Burhan Köroğlu, Faruk Deniz, Sadık Unay ve Yücel Bulut;  

`height=
Anlayış Dergisi 84. Sayı, Mayıs-2010

Cemil Meriç'Bir devrin vasiyetnamesidir dergi, vasiyetnamesi yahut mesajı. Kapanan her bir dergi kaybedilen bir savaş veya intihar' diyordu. Eski(mez) bir dergici olarak mecmuaların kapanmasının müessislerinin mâşerî vicdanında meydana getirdiği tesirleri ayne`l-yakî n bilirim.  Bu meyanda Mustafa Özel ve arkadaşları Anlayış dergisinin son sayısında buruk bir veda yazısıyla okuyucularının karşısına çıkmıştı. 'Aradan 7 yıl geçti. Bilinebileceği ne kadar bildik? Bunu en iyi  Anlayış`lı okur değerlendirecektir. Mevcut`un mahkû mu olmamak adına bazen Muhayyel`e doğru kanat çırptık bazen de Mümkün`ün sınırlarını yokladık. Ve şimdi(lik) 'elveda' diyoruz. Dünya hayatı da böyle değil mi? Sayısız projeler dolaşır zihninizde fakat bir gün pat diye el etek çekersiniz dünyadan. Galiba itfaiye gibi teyakkuzda olmalı insan: Yangın her an, her yerde çıkabilir. İnsanın kendisi bir 'yangın yeri' değil mi zaten?

Anlayış  kapanmıyor, 'bir süre için' geri çekiliyor. Maddi sebepler de dâhil olmak üzere, hareketimizi zorlaştıran saikler var. Bir nevi ribat ihtiyacı içindeyiz. Bir çınar gölgesinde bir süre nefeslendikten sonra, inşallah yeni bir mevsimle çıkageliriz.'

Ribat bir hayli uzun sürdü!

Necip Fazıl Kısakürek`in müessisi ve başmuharriri olduğu Büyük Doğu dergisi 1943`ten 1978`e kadar 35 yıllık sürede 16 devre boyunca fasılalarla yayınlanmıştı. Anlayış`ın okurlarıyla buluştuğu yıllar elimizde uzansak çekip getireceğimiz mesafede. Ü stelik bu mesafe yılları ne iktisadi, ne kültür ne de siyaset düzleminde Büyük Doğu`nun yayın imtihanı verdiği Tek Parti zihniyeti ile mukâyese edilebilir! 

Büyük Doğu`nun finans kaynağı Sultanhamam`daki manifaturacılar;

`height=
Büyük Doğu, 1. Cilt, 20. Sayı, 15 Mart 1946

Böylesi şartlar altında 512 sayı yayınlanan Büyük Doğu`yu Sultanhamam`daki bazı hamiyetperver manifaturacı esnafı başta olmak üzere dönemin tüccarları, küçük imalat atölyesi sahipleri  ve varlıklı kimi mürşid-i kâmiller finans ediyordu. Bu anlamda Anlayış`la Büyük Doğu`nun maddi zemini mukayese düzleminde bulunmuyor!

Kültürel daralma devam ediyor.

İbrahim Kalın, Anlayış`ın Haziran 2006 yılına tarihlenen 38`inci sayısında 'Türkiye`nin kültürel daralması'nı teşrih masasına yatırırken geleneğe mensup olmanın şartları üzerinde yeniden düşünmemizin gerektiğini vurguluyordu.  İbrahim Kalın haklı, Türkiye, ait olduğu geleneği reddederek bir kültür inşasına girişemez. Kalın`ın ifadeleriyle 'Bunun mümkün olmadığını son yüz yıllık kültür serüvenimizde gördük. Artık kültürün de tüketilen bir meta haline geldiği günümüzde, yeni yabancılaşma ve köksüzleşme dalgalarına karşı sağlam durabilmek için gelenek, kültür, siyasî bilinçve ben-tasavvuru arasındaki dengeyi yeniden kurmak zorundayız.'

Anlayış, yeniden mezkû r dengenin bilançosuna hamle çapında katkılar üretebilir. Bununla birlikte ribat bir hayli uzun sürdü Mustafa Hoca, Hilal Hanım, M. İbrahim, Fahrettin ve Faruk Bey`ler; Hâsılı, Anlayış kârî leri 12 yıldır basübadelmevt`i bekliyor. Anlayış gerçekliğinde mukadder nizamda muhtemel ve mevcudu yaşadık, yaşıyoruz. Mümkün, kendine muhayyelin  sıra vermesini bekliyor!

`height=
Mustafa Özel hoca

'Bebek, Olimpos dağının çocuklarının mekânı!'

Necip Fazıl`ın ve haleflerinin fikir ve dava namusunu kutlu bir emanet gibi muhafaza ederek daha yüksek hisarların burçlarına taşıma telaşındaki Mustafa Özel`in duruşunun sırrı, kanaatimce bundan 45 yıl önce -Ağrı`ya nisbetle bir nevi kendisi için 'yabancı ülke'- Bebek`te Bebek Kahve`de tereddüt etmeden 'Bebek, Olimpos dağının çocuklarının mekânı' diyebilmesinde aranmalıdır. Bir de iltifât-ı umerâdan uzak durmasında; Böylelikle 'Yük kimin omzunda?' suali de cevaplanmış olacaktır.

İbrahim Ethem Gören-Yazı No: 450