Değerli okuyucularımız,

Geçtiğimiz yazımızda bu yaz tatilinde ülkemizin güneyinden güney doğusuna, doğusundan dönüşte Karadeniz bölgesine kadar birçok vilayetini gezme görme ve izlenimlerde bulunma fırsatı bulduğumuzu sizinle paylaşmıştım.

Bir Türk vatandaşı olarak Konya`dan memleketimizden çıkıp toplam 4700 km yol yapıp 65 saat araba kullandığımı ve toplamda 38 şehrimizi gezdiğimi anlatmış ama bu coğrafyada hayvancılığın geliştiğine ve canlandığına dikkat çekmiştim.

Bu yazımda ise konunun sağlık boyutuna dikkat çekecek ve enteresan gözlemimi sizinle paylaşacağım;

Bu gezip dolaştığım bölgede özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinde yaşayan insanlarımızın beslenme kültürü ile sağlıkları arasındaki inanılmaz uyumu sizinle paylaşacağım;

Hayret ettiğim bir şey oldu

Doğu`daki gezimde hayret ettiğim bir şey oldu; Ete olan düşkünlük; Biraz hikâye tarzında anlatayım; Diyelim ki bir arkadaşın evine veya mekânına davet edildiniz; Hemen size et yemeği geliyor. Bir seferinde dedim ki:

-Ben sizin kadar et yiyemem ki; Rica etsem bu defa bir sebze yemeği yesek;

-Ne isterseniz hocam söyleyin onu yapalım.

-Mesela taze fasulye olsa;

Hay hay, dediler; Tamam sebze yemeği bile olsa içine et katıyorlardı. Et olmadan neredeyse hiçbir yemek olmuyordu. Ama taze fasulyeye niyetlenmiştim. Gerçekten de sağ olsunlar taze fasulye yapmışlardı. Gele gele sofraya bir yemek geldi şaşıp kaldım. Niye? Çünkü etli taze fasulye yiyecekken, taze fasulyeli et yemeği getirmişlerdi sofraya.

-Pes doğrusu bu kadar et olur mu sebze yemeğinde, dedim.

Dediler ki:

-Hocam yaparken siz et koymayın dediniz. Yaptık ve neredeyse hiçet koymadık. Ama yemek pişti pişecek bir baktık hiçet yok; Kavurma yapmıştık, tuttuk kavurmanın etini fasulyeye döktük, dedi. Gülememek mümkün mü?

Yine bir başka arkadaş eve misafir olunacağı için hanımını arıyor. Konuşma şöyle:

-Eve misafir gelecek de evde ihtiyaçvar mı?

Hanımı cevap veriyor:

-Evde bir şey yok;

Soruyor kocası:

-E ne alayım?

Cevap:

-Et al;

Hem evde bir şey yok diyor, hem sadece et al diyor. Bunu duyunca merak edip sordum. Dedi ki: 'Hocam bizde evde et yoksa hiçbir şey yok, et varsa her şey var'

Yani o kadar; Herkes et yiyor. Orada fakiri de et yiyor, zengini de et yiyor. O kültürde et temel gıda olmuş.

Neden kilo almıyorlar?

Bu köşenin takipçileri hatırlar. Ağız ve diş sağlığıyla ilgili bir yazı kaleme almıştım ve orada Van`da da görev yapan bir diş hekiminin İstanbul`a geldiğinde, İstanbul`da yaşayanların ağız ve diş sağlığının Doğu`da yaşayanların ağız ve diş sağlığına göre daha gerilerde olduğunu gözlemlediğini dile getirmiştim.

Çünkü şehirlerde fastfood gıdaların bol olması, yumuşak gıdaların olması insanların dişlerine fazla iş düşmemesi, diş minelerinin gelişimine katkı sağlamıyor aksine yumuşak gıda diş aralarında ve minelerde daha fazla kalıyor asitli gıdalar ise diş minelerini daha çabuk yıpratıyor, demiştik;

Aynı şekilde bu yöredeki insanlar et ağırlıklı beslendikleri ve çok da ekmek tükettikleri halde kiloları olmamasıydı. Kilolu insan sayısı çok ama çok azdı;

Neden bu kadar bol et tükettikleri bu kadar bol ekmek tükettikleri halde bu derece sağlıklı kalıyorlardı?

Fark ettim ki bölgede tatlı kültürü hemen hemen hiçyok; Tatlı elbette vardır ama yerinde ve zamanında yenir. Bunun dışında tatlı yemiyorlar;

Elbette diğer önemli faktörlerden birisi doğal ve temiz hava, yüksek rakım; İçilen su ve doğal olması; Çok lezzetli suları var; Bunun yanında süt ve süt ürünleri yoğurt peynir, tereyağı hepsi tamamen doğal; Marketlerde ev yoğurtları satılıyor varın anlayın doğallığı; Bu vesileyle ülkemin her yöresinde kendi gelenek görenek örf ve ananesini yaşatan herkese selam olsun;

Sağlıklı günler dileğiyle;