Sürünün sahibi oldukça şaşkınmış... Çünkü sürü ortada yokmuş... Çoban elinde bir tas yoğurt bir de bir koyun derisi ile boynu bükük bir şekilde karşısında duruyormuş...

Ökesini kontrol ederek sormuş çobana:

-Nerede bu sürü oğlum böyle?

Çoban olanca saflığıyla cevap vermiş:

-Ağam müsaade edersen, izin verirsen anlatayım...

-Anlat bakalım!

-Ağam yağmur yağdı gök çatladı... Yetmiş ikisinin ödü patladı... Önden gitti baş toklu... Arkasından beş toklu... Onunu verdim kasaba, onunu katma hesaba... Kurt kaptı birisini, getirdim birisinin derisini...

Bunu söyledikten sonra da elindeki bir kâse yoğurdu sürünün sahibine uzatmış... Koyun derisini de ayağının dibine sermiş...

Sürünün sahibi yoğurdu alırken kafadan hesap yapmaya başlamış...

Öyle ya... Yetmiş ikisinin ödü patladı. Önden baş toklu, ardından beş toklu, onunu kasaba, onunu katma hesaba, kurt kaptı birisini getirdim birisinin derisini... Tam yüz koyun ediyor...

Sinirinden ne yapacağını bilememiş... Kaldırıp yoğurt tasını çobanın kafasına geçirmiş...

Başından aşağı yoğurt süzülürken çoban yine aynı saflıkla yüzünü temizlerken cevap vermiş:

-Ya, gördün mü ağam, doğru hesap verenin yüzü böyle bembeyaz çıkar...

***

İletişim böyle bir cambazlıktır aynı zamanda... Karşısındaki kimseye anlatmak istediğini tane tane anlatabilmek...

Böyle kimseler karşısında belki çok öfkelenebiliriz ama ökemizle sorunu çözebilsek eyvallah... Öfke sorunu çözemiyor ki... Çözüme değil soruna doğru yönlendirir çünkü insanı öfke...

Sevimsiz kılar... Çaresiz kılar... Haklı iken haksız duruma düşürür... Hiçkimsenin öfkeliyi dinlemeye zamanı da yoktur, sabrı da yoktur. Kimse de öfkeli birini dinlemek istemez...

Öfkeli kimse yalnız kalmaya mahkumdur...

Bazen insan kendi kendine yalnız kalmak ister o başka bir durumdur... Ama öfkelinin yalnız kalması kendine hak verecek kimsenin bulunmaması durumudur.

Öfkeli insanı “derdin nedir arkadaş?” diye kimse dinlemez...

Çoban örneğinde çobanın sakinliğini görüyor musunuz? Aslında buna pişkinlik demek lazım... Ama sakinliğini koruyup pişkin pişkin gerekçesini sıralamaktadır... Bir kalemde 72 koyunu yok saymıştır... Gelsin de sürünün sahibi öfkelenmesin...

Ama öfkelenen sürünün sahibi bir kâse yoğurttan da olmuştur... Onları o halde dışarıdan gören ağanın çobana ceza verdiğini hatta şiddet uyguladığını zannedebilir... Çoban ise yoğurt kasesi yüzüne boca edilmesine rağmen öfkelenmeden pişkince cevap vermiştir:

Kendini doğru hesap veren konumuna getirmiştir... Sürünün sahibini de haklı olsa bile öfkelenen ve karşısındakine bağırıp çağıran haksız konuma getirmiştir...

Bu ve benzeri durumları hemen hepimiz yaşarız...

Karşımızdaki kimse hem suçlu hem güçlü gibi olur bazen... Bazen öyle lafı dolandırır ki siz haksız konuma düşersiniz...

Böyleleri laf cambazıdır...