8.Cumhurbaşkanımız, rahmetli TURGUT ÖZAL ın,   'Ulusa Sesleniş' konuşmalarında, sıklıkla kullandığı bir cümlesi vardı. 'NERELERDEEEN NERELERE GELDİK' derdi.
Türkiye de, onun başlattığı 'Turizm ve Gastronomi' alanında da, aynen dediği gibi oldu.
Bu yatırımların, Avrupa dakilerden daha modern, kullanışlı, lüks ve yenilerine sahip olduk. Bu haftanın ana konusunu hazırlarken, onu andım. 'Girişimci ve yatırımcı Türk Milletinin, gözündeki perdeyi kaldırdı' dedim. 
90 lı yılların başında, yeni yapılan hotellerimize, tatil köylerimize, hatta şık restaurantlarımıza, ulusal ve uluslararası fastfood ve market işletmelerimize, yurt dışından yabancı müdürler, chefler getirilirdi.
Bugün bizim yönetici ve şeflerimiz, Avrupa dan Amerika ya, Orta doğudan Uzak doğuya, Rusya dan Afrika ya,   Avustralya ve Yeni Zelanda ya kadar her yerdeler.
Ne mutlu, bugün buralarda kendi işyerlerini kuran, markalarımızın, malzemelerimizin ihracatına katkı sağlayan, kendi insanlarımız var. 
Evet, gıda ürünlerimizi (Avrupa Birliğine, Et ve Süt ürünleri haricinde) tüm dünyaya ihraçedebiliyor, 'Türkiye nin Lezzetlerini'   Türkiye ye gelemeyenlere dahi tattırabiliyoruz. 
Yurd dışındaki, Türk ve diğer ülke insanlarının   HORECA yatırımlarının tasarımların da artık Türk Mimarlarının imzaları da var. 
Onların katkılarıyla, Türkiye nin Endüstriyel Mutfak ürünleri başta olmak üzere   Mobilya, mefruşat ve diğer ekipmanlarını,   şimdi daha çok ihraçedebiliyoruz. 
LEZZET MARKALARIMIZI, sadece paketli, şişeli, kutulu ürünler olarak değil, MEKAN MARKALARI olarak da, FRANCHİSİNG veya özgün olarak ihraçedebiliyoruz. Kısa sürede yakalanan bu başarıda, insanımızın birikimi, çalışkanlığı ve girişimcilik ruhu, tabii ki ön plana çıkıyor.
Ancak, 80 li yıllarda atılan temellerdeki  
TURİSTİK ve GASTRONOMIK Yatırımlar önce İnşaat sektörünü canlandırdı. Diğer sektörlerin (Tekstil, Otomotiv, Enerji gibi) Atıl Sermayelerini de, bu yönde kullanmaları sağladı.  Başlarken, ithal ederek kullandığımız, bu yatırımlardaki malzemelerin, sonradan fabrikaları kuruldu. Ü retimleri, içpiyasada ve ihracatta kullanıldı, kullanılıyor. Bu alanlardaki insan istihdamı arttı.
Turizm ve Gastronomi Yatırımcısı, işletmecisi, yöneticisi, işçisi, memuru, onlarla ilişkisi olan esnaf, sanayici, tedarikçi ve diğer bağlantılı kişiler sosyalleştiler. 
Bu alanlarda Yazılı ve görsel basın oluştu, onlar da tüketiciyi yani halkımızı   bilinçlendirdi ve sosyalleştirdiler.
Böylece artık, bizim vatandaşlarımız da 'Turist ve Gurme' oldular! 

70 li yıllarda, Köln de Ford fabrikasının, işçi yemekhanesinde tesadüfen izlediğim, bir anımla devam edeyim.
O tarihlerde bizler, 'yıllık izin' veya 'tatil' deyince: Ailece olmayan arabalarımıza atlayıp, ülkemizde bulunmayan tatil köyleri ve otellerdeki rezervasyonlarımıza koşmazdık. Evdeki eksikleri, boya, badana tamir işlerimizi yapar, memleket, köy kökenli olanlar akrabalarının yanında, bağda, bahçede, tarlada veya kahvehanelerde zaman öldürürdü. Bakın, bir Hırvat işçi, diğer Alman, İtalyan, Türk vs. işçilere: O zamanki teknoloji ile basılmış, soluk broşürler dağıtıp, yıllık izinlerini ülkesinde, dalmaçya kıyılarında   geçirmeleri için 'Gönüllü Turizm Propagandası' yapıyordu. Bu bir, 'Batı Zihniyeti' meselesidir. Bugün, bizim de Avrupalı olmuş, 3. ve 4. kuşak insanlarımız var.
Acaba, bu tarz bir propagandayı çevrelerinde yapıyorlar mı? 'Çok merak ediyorum, doğrusu'
Selam ve sevgilerimle. 
@pakmanvasfi

 

`height=

FARKLI MEKANLAR ve FARKLI LEZZETLER ŞEHRİ:   İSTANBUL

Bir dünya 'LEZZET BAŞKENTİ ' olarak İSTANBUL Gastronomik Özellik ve İmkanlara Sahip  İstanbul 'LEZZET MEKANLARINDA' tüm yerel ve dünya lezzetlerinin en güzel örneklerini   Doğal Güzellikler ve Özgün Mimari Tasarımlar içinde, başarılı Yatırımcı & İşletmeciler ve deneyimli Chefler ile Lezzetsever Hemşehrilerine, yerli ve yabancı konuklarına sunabilen, dünyanın nadir 'LEZZET BAŞKENTLERINDEN' biridir.   

Türkiye nin 'GASTRONOMİK PRESTİJİ' yükseliyor. 
Bilindiği gibi, 'LEZZET KONUSUNDA ' Mekanları,   Chefleri ve Mimarları ile İSTANBUL, en dikkat çeken şehrimiz.
İzmir, Antalya, Bursa, Gaziantep, ona yetişmek üzere, Ankara, Adana, Hatay ve Kahramanmaraş atakta.
Bu kadar zengin bir coğrafyada bulunan Ü lkemizin ve LEZZET KENTLERİMİZİN, bu adımları 20 - 30 değil,   50-60 sene önceden atması gerekirdi.
Allah razı olsun rahmetli, 8.Cumhurbaşkanımız Turgut Özal dan.   Gözümüzdeki perdeyi kaldırdı.
Bu tarz yatırımların, ülkemize kazandıracağı prestiji gördü ve destekledi.
Bugün Türkiye, 'TURİSTİK ve GASTRONOMİK GÜ CÜ NÜ ' gördü.

`height=

Bu sektörlerin ihtiyacı olan teknolojiyi kurdu, insan kaynağını yetiştirdi, yetiştirmeye devam ediyor, hatta ihraçbile ediyor.
İstanbul un, bir iki yerinden bahsettiğim geçen haftaki yazım, sektör profesyonelleri ile HORECA içinde faaliyet gösteren birçok okurumuzun beğenisini kazanmış! 
Çok mutlu oldum, teşekkürlerimi sunuyorum. 
Öyle derin bir kuyuya taş attık ki, çıkarabilene aşk olsun.
Uyuyan dev uyandı artık, Türkiye nin güçlerinden sadece biridir bu 'GASTRO GÜ Ç' ve insanımız bu güce aşıktır.
Yemek yemeyi, yemek yapmayı, yemekten bahsetmeyi sever. 
Bu konularda yatırım da yapar, satıcılık da yapar, ihracat da yapar. 
Bağlar, bahçeler, tarlalar, meralar, ağıllar kurar. 
Etini keser, Sütünü sağar, peynirini yoğurdunu da yapar.
Yönetimlerden ricası, sadece: 'Sen yolu aç, imkan tanı, gerisini bana bıraktan' başka bir şey de, değildir.

`height=

GASTRO YAŞAM İÇİN, GASTRO MİMARİ 

'GASTRO YAŞAM' konusu   Türkiye nin yepyeni bir gücünü daha ortaya çıkardı: 'GASTRO MİMARİ' Gençmimarlarımız, muhteşem eserler yaratıyorlar. Hayran oluyorum, hayranlıkla izliyorum. 
Bu marifetlerini, sadece İstanbul da veya diğer gelişmiş kentlerimiz de değil, dünyanın birçok önemli 'LEZZET BAŞKENTLERİNDE' de sergileyebiliyorlar . Amerika da , Almanya da, Avusturya da, İngiltere de, Fransa da, İran da Dubai de, Suudi Arabistan da Rusya daki önemli kentlerde, üstelik sadece 'Türk Yatırımcılara' değil, o ülkelerin, yerleşik diğer 'GASTRO YATIRIMCILARINA' da hizmet sunuyorlar.

`height=

Hatta, kendi tasarım ve taahhüt kazançlarının yanısıra, Türkiye de üretilen mutfak ekipmanları, aydınlatma, dekoratif unsurlar, aksesuarlar, tente ve pergolaların, salon mobilyaları ile tekstilini de müşterilerine kullandırabiliyor, Türkiye nin ihraçettiği gıda ürünlerini, dizayn ettikleri restaurant cheflerinin menülerine koydurabiliyorlar.
Bu konuda, yurt içinde ve dışında 500 ün üzerinde 'GASTRO MEKANA' imzasını atan, uluslararası üne sahip Danışman Chefimiz Murat Bozok la konuştuğumda, mutluluktan uçmak üzereydim.   Senegal in DAKAR   Havaalanının, tüm YEME - İÇME mekanlarının kurulumundan menüsüne, personel ve yönetimine kadrosunu kurmuş ve mutfak & mobilya malzemesinin ülkemizden temini,   Özbekistan da aynı şekilde bir AVM nin   A dan, Z ye tüm 'Gastronomik Yapılanması' ve daha birçok ülkede, birçok 'Menşei Türkiye den' olan, 'GASTRO MEKAN' oluşumuna sebep olmanın, bugün gururunu yaşarken, ileride ülkemize sağlayacağı imkanları, boyutlandırmak ise mümkün değil.  Ayrıca, bildiğim kadarıyla bu alanlarda, sadece Sevgili Murat 'At Koşturmuyor' , daha birçok değerli Türk Gastronom kardeşimiz, yatırımcı, tedarikçi, chef, mimar, mühendis, iş insanı ve bürokratlar da var. 
Değerli okurlarım, 'İstanbul dedik, nerelere gittik.' dedim ya, kuyu çok derin, indikçe iniyor insan.

 

`height=

BOMONTİ de 'Yeni Nesil bir Restaurant' LORDOM

Geçtiğimiz aylarda, 'Bomonti Ada' nın tam karşısındaki köşede, ünlü sanatçı, sporcu, siyasetçi ve iş adamlarından oluşan davetlilerin katılımıyla gerçekleşen, muhteşem bir törenle, 500 m2 lik lüks bir mekan olarak hizmete giren LORDOM Restaurant ın kurucusu ve yöneticisi Kerem Ecer, İzzet Çapa nın ünlü mekanları:   Cahide ve Beyrut ta uzun yıllar yöneticilik yapmış, deneyimli ve gençbir İşletmeci. 

`height=

Eyüp teki   mekanı MAKSAT da, daha çok gençkesime hitap eden bir çalışma sürdürmüş. Bu yeni mekan, 'Zenginlik' manasındaki   LORDOM un mutfağı ise, yine uzun yıllar, ünlü Chef Mike Norman ın, İstiklal Caddesi ndeki 360 isimli mekanının mutfak şefligini yapan, öz ağabeyi Vahit Ecer e emanet.
Salon yönetiminde ise, küçük kardeşi Mesut Ecer var. İstanbul un yeni 'Gastronomi Bölgesi' Şişli nin, Bomonti semtindeki mekan, dekorasyonu ve menüsü ile tam olarak   Yerli ve yabancı üst düzeye hitap eden, 'Fine dining' özelliklerine sahip. Geçen hafta içinde, ziyaret ettiğim   Konumunu, dekorasyonunu, hizmet ve lezzetlerini çok beğendiğim LORDOM un yatırımcısı, değerli kardeşim Kerem Ecer ve ekibini kutluyorum. 

`height=

İstanbul un Turizm ve Gastronomi Sektörlerine kazandırılan mekanın, soğuk ve sıcak mezeleri ile Vahit Chef in hazırladığı özel 'LORDOM KEBABI'nı tattım, çok beğendim. 
Her gün, kahvaltıdan itibaren, gece yarısına kadar hizmet ve lezzet sunan mekan, civardaki uluslararası (Hilton vs) Hotel Zincirlerinin konuklarını da ağırlıyor. 
LORDOM un kalitesine göre, menüsünü zengin, fiyatlarını da uygun buldum. 

`height=

Yurt dışında, Ortadoğu ya yönelik yatırımlara hazırlanan kuruluşa, biz de LEZZET HAREKETİ olarak, başarılar diliyoruz.

 

`height=

Deniz   Lezzetleriyle Ü nlü Marka: ŞEN LAKERDA 

Tanınmış Balık Restaurantlarının, Torik Lakerdası, Karides, Ahtapot, Çiroz   vs. gibi İşlenmiş ve yemeye hazır 'Deniz Ü rünlerinin' üretim ve tedarikçiliğini yapan ŞEN LAKERDA, bir aile şirketi. Kurucusu, baba Medet Gün 1982 de Erzincan dan İstanbul a, Beyoğlu ndaki 'Balık Pazarına' gelmiş, bu mesleği Rum ustalara çıraklık yaparak   öğrenmiş.

`height=

1990 da kendi firmasını kurmuş ve bu arada büyüyen 3 oğluna da işi öğretmiş. Bugün en küçük oğlu Yusuf Gün, imalatın başında ve Ustabaşı. Ortanca oğlu İlyas Gün, hesap işlerinden sorumlu. Büyük oğlu Ramazan Gün, ise tüm pazarlamayı ve Gürpınar Balık Halindeki mağazayı   yönetiyor. ŞEN LAKERDA müşterilerine, soğuk zincir ile ürün teslimatı da yapıyor. Beylikdüzü nde bir buz fabrikaları da olan kuruluş, tüm birimlerini bir araya topluyor.
Müşterileri   arasında:   Kumkapı dan Doğan, Beşiktaş tan Hanedan, Bodrum dan Kadir Reis Restaurantlar, Çanakkale Asos, Sultanahmet Seven Hill Hotelleri, Kadıköy de Ecevitler Balıkçılık, Bakırköy de Kars Gıda Şarküteri gibi ünlü marka mekanların da olduğu ŞEN LAKERDA ya, Sosyal Medya (Instagram) üzerinden de Lezzetsever halkımız ulaşabiliyor.

`height=

Şahsen, 5 - 7 kiloluk torikten yaptıkları Lakerdaları ile Ahtapot ızgarasını denedim. 
Bu konuda tek cümle ile 'Bambaşka bir lezzet tanıdım' diyebilirim.