Bayezid-i Bistami 'Kuddise Sirruh' Hazretleri bir gün talebeleriyle giderken delilerin bulunduğu bir tımarhanenin önünden geçiyorlardı. Talebelerinden birisi, orada delilerin tedavileri için bir şeyler yapmaya çalışan baştabibe yaklaşıp 'Günah hastalığı ile hasta olanlar için bir ilâcınız var mıdır?' diye sordu. Baştabip cevap veremeyip susunca, ayağı zincirle bağlı delilerden biri, Bayezid in teveccühü ile şöyle dedi: 'O derdin ilâcı şöyledir: Tövbe kökünü istiğfar yaprağıyla karıştırıp, kalp havanına koyarak, tevhit tokmağıyla iyice dövmeli. Sonra insaf eleğinden eleyip, gözyaşıyla hamur etmeli. Daha sonra Aşkullah ateşinde pişirip, muhabbet-i Muhammediyye balından katarak, gece gündüz kanaat kaşığıyla yemelidir.'

Bayezid-i Bistami Hazretleri buyurdular ki

Bir gece karanlığında odamda otururken ayaklarımı uzatmıştım. Hemen bir ses duydum. 'Sultanla oturan edebini gözetmelidir' diyordu. Hemen toparlandım.

Allahü teâlânın kendileri sebebiyle nefsimi cezalandırdığı bütün şeyler üzerinde düşündüm. Onların en şiddetlisi olarak gafleti buldum. Allahü teâlâdan bir an gafil olmak (bir an O nu unutmak) Cehennem ateşinden daha şiddetlidir.

Ey Allah ım! Ey kusurlardan uzak olan sonsuz kudret sahibi Rabbim. Sen ne dilersen yaparsın. Benim vücudumu öyle büyült, öyle büyült ki, Cehennem i ağzına kadar doldursun. Böylece başka kullarına yer kalmasın. Onların yerine ben yanayım.' Hazret-i Ebu Bekir de 'radıyallahü anh' böyle dua ederlerdi.

Kalın sağlıcakla...