16 Ağustos 2022, Salı
Son Dakika

Ömer Çelik: Türkiye'nin suçlanması planlı bir provokasyondur

AK Parti Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Irak'ın Duhok vilayetinin Zaho ilçesindeki saldırıya ilişkin, "Irak'ın kuzeyindeki saldırı, hemen birilerinin Türkiye'yi suçlaması, açık ve net bir şekilde söylemek isterim ki planlı bir provokasyondur." dedi.
25.07.2022 20.51.05

AK Parti Genel BaÅŸkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde, CumhurbaÅŸkanı ve AK Parti Genel BaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan baÅŸkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu.

Tüm gazetecilerin basın bayramını kutlayan Çelik, "Hepinizin müsaadesi ile bu basın bayramını geçenlerde öldürülerek rahmetli olan Åžirin Ebu Akile'ye adamak isterim. Onu bir kere daha rahmetle anıyoruz. Umarım ki Åžirin Ebu Akile'nin öldürülmesi ile ilgili soruÅŸturma kapsamlı bir ÅŸekilde yapılır ve onun arkasında bu katliamı gerçekleÅŸtirenlerin kim olduÄŸu net bir ÅŸekilde ortaya çıkar. Bu konuda gri açıklamalar yapılması utanç vericidir, net ve kapsamlı bir açıklama yapılmalı ve rahmetlinin, Åžirin Ebu Akile'nin katilleri ortaya çıkarılmalıdır." diye konuÅŸtu.

Ömer Çelik, Türkiye'nin son dönemde yürüttüÄŸü diplomasiye deÄŸinerek, ÅŸunları söyledi: "Türk diplomasisinin çok boyutlu olarak dünyanın önündeki bütün meselelerde Türkiye'nin gündemini meÅŸgul etmesi ama aynı zamanda da dünyayı meÅŸgul eden bu konuların Türkiyesiz konuÅŸulamıyor olması, ülkemizin her açıdan ne kadar merkezi bir rol ürettiÄŸini gösterirken aynı zamanda hiçbir ÅŸekilde unutmamak gerekir ki bu çerçevede Türkiyesiz bu meselelerin konuÅŸulması da çözülmesi de herhangi bir ÅŸekilde ele alınması da söz konusu deÄŸildir. Bu çerçevede deÄŸerlendirmek gerekir bütün bunları, bu çerçevede ele almak gerekir. Son olarak ortaya çıkan tahıl koridoru meselesi CumhurbaÅŸkanımızın burada gösterdiÄŸi dirayetle, irade ile güçlü bir ÅŸekilde çözülmüÅŸtür. Burada tabii Rusya ve Ukrayna taraflarının bir araya getirilmesi dünyanın önündeki tahıl krizinin çözülmesi bakımından bu son derece önemlidir."

Türkiye-İran-Rusya üçlü zirvesine iliÅŸkin Çelik, "Bu Astana zirvesinde öteden beri Suriye'deki meselenin ele alınmasıyla ilgili olarak bir gündeme gelirken, aslında bu zirve vesilesiyle gündeme gelindiÄŸinde dünyadaki ve bölgedeki pek çok geliÅŸmenin konuÅŸulması açısından da bir zemin teÅŸkil ediyor bu tabii ki. Tabii bu Astana zirvesinin hemen bu tahıl diplomasisinin öncesinde gerçekleÅŸmesi de tahıl diplomasisine, gıda diplomasisine, tahıl krizinin çözülmesine, gıda diplomasisi ile ilgili bir altlık, bir ön çalışma oluÅŸmasına fırsat saÄŸladığı bu açıdan da kıymetli oldu." ifadesini kullandı.

Çelik, Türkiye'nin ilkeli bir ÅŸekilde uluslararası hukuka uygun olarak terörle mücadelesini sürdürdüÄŸünü belirterek, Jandarma ve Emniyet teÅŸkilatının, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Milli İstihbarat TeÅŸkilatının, entegre bir stratejiyle ve senkronizasyon içinde terörle mücadeleyi yüksek bir performansla sürdürdüÄŸünü aktardı.

"PKK saldırısı olduÄŸu net ve açıktır"

Irak'ın Duhok vilayetinin Zaho ilçesindeki saldırıya deÄŸinen Çelik, ÅŸunları paylaÅŸtı: "Biz geçmiÅŸte pek çok provokasyonla karşılaÅŸmış bir ülkeyiz, provokasyonlara karşı deneyimliyiz. Terörle mücadeleyi verirken herhangi bir ÅŸekilde kardeÅŸ ülkelere zarar vermemek, kendi milli güvenliÄŸimizin gereklerini yerine getirirken kardeÅŸ ülkelerin de güven içerisinde olmasına, kardeÅŸ ve dost ülkelerin, komÅŸu ülkelerin de güvenliÄŸinin saÄŸlanmasına her zaman önem göstermiÅŸ bir ülkeyiz. Bu konuda Türk Silahlı Kuvvetlerinin sivillere karşı herhangi bir eylemde bulunmaması için dünyanın en hassas ordusu olduÄŸunun altını bir kere daha çizmek isterim. Yani birçok çatışma bölgesinde bile oradaki bağımsız raporlar, bağımsız gözlemciler bile bunu ifade etmektedir. En zor koÅŸullarda bile Türk Silahlı Kuvvetleri bu hassasiyeti göstermiÅŸtir. Tabii PKK terör örgütüne karşı ve PKK'nın Suriye'deki koluna karşı bir operasyon hazırlığının olduÄŸu bir dönemde bu çerçeve içerisinde Irak'ta meydana gelen olay, Irak'ın kuzeyindeki saldırı, hemen birilerinin Türkiye'yi suçlaması, açık ve net bir ÅŸekilde söylemek isterim ki planlı bir provokasyondur. Bu planlı provokasyon, Türkiye'nin PKK ile mücadelesini, hem Irak'taki hem Suriye'deki PKK unsurlarına dönük mücadelesini akamete uÄŸratmaya dönük planlı bir provokasyondur.

Bu saldırı sonrasında hızlı bir ÅŸekilde Türkiye'nin hedef gösterilmesi son derece yanlıştır. KardeÅŸ Irak halkını kendimizden ayırmayız, kardeÅŸ Irak halkının bütünlük, güvenlik ve refah içerisinde yaÅŸaması bizim en büyük arzumuz ve gayemizdir. Yıllardır da bunun için gayret etmekteyiz. Herhangi bir ÅŸekilde Irak halkına zarar verecek bir eylemin Türkiye'den kaynaklanması söz konusu olamaz. Bir hatamız olduÄŸunda da biz bunu Iraklı makamlarla, Irak halkıyla açık ve net bir ÅŸekilde paylaşırız. Irak'ın kuzeyinde meydana gelen o saldırının tam Türkiye'nin Suriye'ye dönük hazırlıkları devam ederken gündeme getirilmesi planlı bir provokasyondur ve bunun bu iÅŸlerde uzmanların ve uzman olanların geçmiÅŸteki birtakım eylemlerle mukayese ettiÄŸi zaman açık ve net görebileceÄŸi gibi kullanılan mühimmattan ve silahtan olayın gerçekleÅŸmesinde kullanılan yönteme kadar tipik bir PKK saldırısı olduÄŸu net ve açıktır. Bu, PKK'ya özgü bir yöntemdir. PKK'nın elinde iÅŸte bu çeÅŸitli birtakım malzemelerle gerçekleÅŸtirebileceÄŸi, geçmiÅŸte de gerçekleÅŸtirdiÄŸi bir eylemdir. Bu sebeple bir kere daha söylüyoruz ki Irak halkı ile ortak düÅŸmanımız, PKK baÅŸta olmak üzere terör örgütleridir."

"Karşılığı olan bir siyaset değil"

Çelik, "Türk siyasetinde bir hafta 10 gündür enteresan bir ÅŸey olduÄŸunu" dile getirerek, ÅŸunları kaydetti: "CumhurbaÅŸkanımız üst üste birçok icraatı açıklıyor, hizmet siyaseti ile ilgili yeni aÅŸamaları açıklıyor, ondan sonra CHP çıkıyor 'Bunları biz dedik de yaptınız' diyor. Åžimdi tabii trajikomik bir ÅŸey yani bizim arkadaÅŸlarımızın aylarca süren çalışmaları neticesinde biz bu çalışmaları yürütüyoruz. Yakında açıklayacağız dediÄŸi birçok konu var. Bu konulardan bir tanesini duyuyorlar, tam onun ortasında, çalışmanın ortasında çıkıyorlar iÅŸte 'Biz iktidara gelirsek ÅŸunu ÅŸunu yapacağız'. Hükümetimiz o çalışmayı tamamlayıp da açıkladığı zaman 'Biz dedik de oldu' gibisinden, ÅŸimdi de hizmet üretememe, hizmet engelleme siyasetinden, hizmet gaspı gibi bir siyasete, bir gasp siyasetine geçtiler. Tabii bunun herhangi bir ÅŸekilde bir etkisi olması söz konusu deÄŸil, yani nihayetinde bunu yapan bizim hükümetimizdir, nihayetinde bunlarla ilgili yürütülen projeler aylar evvel yine açıklanmaktadır ve bir yerde açıklanan bir ÅŸeyi bir müddet sonra tutup 'İşte biz gelirsek ÅŸöyle ÅŸöyle yapacağız' demek herhangi bir ÅŸekilde karşılığı olan bir siyaset de deÄŸildir."

AK Parti'li Çelik, Yunanistan'ın 2022-2023 eÄŸitim öÄŸretim yılında Batı Trakya Türk azınlığına ait 4 ilkokulu daha kapatma kararına iliÅŸkin, "Maalesef yine yanlış bir adım attı Yunanistan, Türk azınlığa ait 4 tane okulu kapattı." sözlerini sarf etti. Bunun Yunanistan tarafından sistematik olarak yapılan ve insan haklarına, anlaÅŸmalara ve her türlü mutabakata aykırı bir insan hakları ihlali olduÄŸunu vurgulayan Çelik, Avrupa BirliÄŸinin, en baÅŸta buna müdahale etmesi gerektiÄŸini belirtti.

Çelik, "Yunanistan'ın gerekçesi tipik bir gerekçe. 'ÖÄŸrenci azlığı nedeniyle kapatıyorum' diyor. Burada öÄŸrenci azlığı vardır yoktur meselesi, Türk azınlığın karar vereceÄŸi mesele. O çocukları eÄŸitimden mahrum etmek son derece yanlış. Yani iÅŸte 'Kapattım' demiyor da 'Geçici durdurma yaptım' diyor ama geçmiÅŸte bunun arkasından ne geldiÄŸini görüyoruz." deÄŸerlendirmesinde bulundu

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İran ziyareti

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın, resmi ziyarette bulunduÄŸu sırada İran lideri Ayetullah Ali Hamaney'le yaptığı görüÅŸmede İran bayrağının yanında Türk bayrağı bulunmamasının tartışıldığı hatırlatılan Çelik, ErdoÄŸan'ın İran'daki hukuki ve siyasi karşılığının CumhurbaÅŸkanı İbrahim Reisi olduÄŸunu söyledi. İran'daki anayasal düzenin farklı olduÄŸunu dile getiren Çelik, ÅŸunları kaydetti:

"Ayetullah Hamaney bir ruhani makamda ama aynı zamanda siyasi yetkileri olan bir makam bu. Dolayısıyla oradaki anayasal düzenin iÅŸleyiÅŸi içerisinde oluÅŸturulmuÅŸ bir makam. CumhurbaÅŸkanı'mız ne zaman İran'a gitse çeÅŸitli cumhurbaÅŸkanlarıyla görüÅŸmeleri oldu. Bütün o fotoÄŸraflara bakılabilir... Her iki ülkenin bayrakları da orada bulunmaktadır. Hamaney ile görüÅŸmede ise Hamaney'in, CumhurbaÅŸkanı olmaması, İran düzeni içerisinde daha farklı bir konumda olması sebebiyle o tip bir uygulama yapıyorlar. Ama bu uygulama sadece Türkiye Cumhuriyeti CumhurbaÅŸkanı'na dönük deÄŸildir. Sayın (Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir) Putin'in ziyaretine de bakın. Aynı ÅŸekilde orada Rusya bayrağı yoktur. Hamaney'in baÅŸka görüÅŸmelerinde baÅŸka bir format varmış da Türkiye'ye dönük olarak ayrı bir format uygulanmış gibisinden herhangi bir ÅŸekilde bir yaklaşım doÄŸru deÄŸildir. Bu bilgisizlikten kaynaklanır." Çelik, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın Türk bayrağı konusundaki hassasiyetinin pek çok uluslararası platformda açık ve net görüldüÄŸünü de sözlerine ekledi.

"Almanya'nın İran ve Rusya ile hiçbir baÄŸlantısı yok mu?"

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın, Tahran Zirvesi'nde Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin ve İran CumhurbaÅŸkanı İbrahim Reisi ile görüÅŸmesinin Almanya DışiÅŸleri Bakanı Annalena Baerbock tarafından "bir meydan okuma" olarak nitelendirildiÄŸinin aktarılmasının ardından deÄŸerlendirmesi sorulan Çelik, "O beyanatını gördüm. Almanya DışiÅŸleri Bakanı diplomasiden ne anlıyor bilmiyorum." ifadesini kullandı.

Çelik, Suriye'nin terör örgütlerinden arındırılması, ülkenin toprak bütünlüÄŸünün korunması için Rusya, İran ve Türkiye bir format içerisinde görüÅŸme yapıyorsa bundan herhangi bir Avrupa BirliÄŸi (AB) ülkesinin mutluluk duyması gerektiÄŸini söyledi. "Almanya'nın herhangi bir ÅŸekilde İran ve Rusya'yla hiçbir baÄŸlantısı yok mu?" ifadesini kullanan Çelik, İran ile yürütülen nükleer müzakerelerde Almanya'nın da bulunduÄŸunu, "o zaman bunun da meydan okuma" olduÄŸunu kaydetti.

Çelik, "Böyle bir diplomasi anlayışı olabilir mi? Son derece yanlış bir deÄŸerlendirmede bulunmuÅŸtur. Bunun eleÅŸtirilmesi bile yanlışken bir de böyle 'meydan okuma' gibisinden birtakım sözlerle bunun deÄŸerlendirilmesi ne diplomatik açıdan doÄŸrudur ne de Almanya adına konuÅŸuyorsa Almanya'nın çıkarları açısından uygundur. Tam tersine, Alman DışiÅŸleri Bakanı'nın Türkiye'nin bu çabalarını takdir eden bir açıklama yapması beklenir." ÅŸeklinde konuÅŸtu.

"Önce yalan haber, arkasından kara propaganda üretiliyor"

"Çevre ve iklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle mücadeleye dönük çalışmalarıyla tanınan ve dünyanın takdirini kazanan Emine ErdoÄŸan'a yönelik algı operasyonları yeniden söz konusu. Çevre Ajansının Emine ErdoÄŸan'a baÄŸlandığı ve ihalelerini hanımefendinin yönettiÄŸi iddia edildi. Sizce bu faaliyetleri yürütenler hanımefendiyi de hedefe alarak neyi amaçlıyor?" sorusu üzerine de Çelik, ÅŸöyle konuÅŸtu:

"Emine ErdoÄŸan hanımefendinin çevre konularındaki öncülüÄŸü, ortaya koyduÄŸu inisiyatif sık aralıklarla BirleÅŸmiÅŸ Milletler mekanizmaları baÅŸta olmak üzere çeÅŸitli uluslararası örgütlerden ödül alıyor. Dolayısıyla bu, takdir edilmesi gereken ve muhakkak surette titizlikle sahiplenilmesi gereken bir ÅŸeydir. Bunların dünya için ne kadar kıymetli olduÄŸunu dışarıdakiler biliyor; Emine Hanım'ın yürüttüÄŸü faaliyetlerin dünyada da yaygınlaÅŸması gerektiÄŸini ifade ediyorlar bu ödül törenlerinde. Ama Türkiye'de maalesef sürekli olarak bir yalan haber üzerine bir kara propaganda devam ediyor. Önce yalan haber, arkasından kara propaganda üretiliyor."

"Vahim bir adımdır"

CENTCOM'un sosyal medya hesabından terör örgütü PKK/YPG elebaşı için paylaÅŸtığı taziye mesajına iliÅŸkin deÄŸerlendirmesi sorulan Çelik, "Vahim bir adım. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı eÄŸer bir teröristle ilgili taziye mesajı yayımlıyorsa bu vahim bir durumdur, bu kınanması gereken bir durumdur." ifadesini kullandı. Türkiye'nin NATO'daki müttefikinin, Türkiye'yi tehdit eden bir terör örgütüne karşı taziye mesajı yayımladığına dikkati çeken Çelik, ÅŸunları kaydetti:

"Diyor ki 'Ortağımız, IŞİD'e karşı ÅŸöyle mücadele ediyordu, böyle mücadele ediyordu...' Sizin İŞİD'e karşı mücadele ediyor dediÄŸiniz bu kiÅŸiler, ellerindeki silahları Türk askerine, yani NATO üyesi bir ülkenin askerine veya Türk vatandaÅŸlarına doÄŸrultuyorlar. Böyle bir ilkesizlik olabilir mi? Ondan sonra nasıl konuÅŸacaksınız terörle mücadeleden, ÅŸundan bundan. Dünyanın en büyük yalanı, IŞİD'e karşı mücadele ediyorlar diye bir baÅŸka terör örgütünün desteklenmesidir. Yani yarın bir gün IŞİD çıksa sizin önem verdiÄŸiniz bir mücadeleye destek verse IŞİD'i mazur mu göreceksiniz?"  İTTİFAK-AA 



Yorum Ekle