Hayat pahalılığı gün geçtikçe can acıtmaya başladı dememe gerek yok. Gün gibi aşikar.

Ancak çok enteresan şeyler de yaşamaya başladık.

Bu güne kadar sevimli sevimli dolaşan  sokak köpekleri gelen geçene saldırmaya hatta insanların  ölümlerine neden olmaya başladı.

Ardından mülteci &ndash göçmen mesele oldu.

Sonra birden sokakta alenen ve güpegündüz ilişkiye giren görüntülere şahit olmaya başladık.

İstanbul ve Antalya sokaklarında çırılçıplak gezen kadınlar ortaya çıktı.

Ü stü tamamen çıplak kadın markete girip alış veriş yaptı.

Yine İstanbul`da penceresi taşlanan bir göçmen, camdan bakınca başından silahla vurularak öldürüldü.

Bir camide küçük bir çocuğu taciz eden bir göçmeni mahalleliden polis kurtardı.

Bir zamanlar çok kullanılan bir ifade vardı : Düğmeye Basıldı` diye. Sanki Düğmeye basıldı` ve her yerden farklı Tahrik Mihrakları Devreye` girdi.

  Dedim ya ortalık fena!

Hepsiyle baş edeceğiz evvel Allah . Zaman alacak tabi. Ama en önemli ve gerçekten Ne yapacağız, bu gidiş nereye?` dedirten bir hayat pahalılığı var. Almış başını gidiyor. Elbette bunun da bir Düğmesine Basan` vardır. Ama bununla baş etmek her kesimin ve her siyasi görüşün ortak görevi olmalı. Muhalefet bunu kendine avantaj haline getirmeyi hedefleyip iktidara vuracaktır elbet. Ancak bu Türkiye`nin uluslararası mücadelesi. Konuya bu açıdan bakmalı herkes.

Hayat pahalılığında belediyelere ve ilgili kurumlara düşen görevler var. Buradan kurumlara ve yöneticilerine görevlerini anlatmak haddimize düşmez. Ancak stok yapanlara, ürünü tarladan ucuza alıp tüketiciye ulaşmasın da pahalılık iyice ateşlensin diye açık alanlara çürümesi için atanlara ve üretici ile tüketici arasındaki her türlü hileye ve haksız fiyat artışıyla mücadele etmek gerektiğini bilinen bir şey de olsa vurgulamadan geçemeyeceğim.

Ha gelelim belediyelere;

Arnavutköy Belediyesi`nden Esenler Belediyesi`ne, Beşiktaş Belediyesi`nden Tuzla Belediyesi`ne kadar tüm belediyelere sesleniyorum

Bu hayat pahalılığı döneminde dikkat etmeleri gereken iki önemli başlık var. 

Öncelikle harcamaların nerelere gittiğini iyi takip ve kontrol ederek tasarrufu sağlamak. Bir diğeri de kültür etkinlikleri. 

Şimdi pandemi nedeniyle en fazla etkilenen kesim olan sanatçılarımız da tepki gösterecek belki ama konserler azaltılmalı, toplumun özellikle bu dönemde en fazla ihtiyacı olan değerlerine sahip çıkacak ve tekrar bunları hatırlatacak sosyal mesajların yer aldığı tiyatro ve  gösterilere daha fazla yer vermesi gerekir.  Havai fişekli 3-5 ledli konserleri azaltın, sosyal yardımları biraz daha genişletin, sosyal yardım şartlarını güncelleyin ve özellikle bu konuda kesinlikle adil olun. Siyasi görüş ayrımı yapmayın. Çok ciddi geçim derdi var. Belediye kaynaklarını doğru tasarruflu kullanıp sosyal yardımlara kontrollü yönelmesi gerekir. 

Ortalık fena, vebal büyük.

Siyasi istikbal değil, Türkiye istikbali, milletimizin istikbali için topyekû n hareket lazım, tahriklere gelmemek lazım!