Geçen yazımızda,   şifa   için,   şifa   niyetine   beslenmenin Osmanlı yemek kültürü ve felsefesinin temelini oluşturduğunu belirtmiştik.   Hümoral Patolojiyi veya   İslam tababetindeki adıyla Ahlat-ı Erbaa yemek reçetelerinin mihenk taşını oluşturmuştur. İbni Sina,   besinlerin   özellikleri ile   beraber insan   vücuduna   farklı   mevsimlerde   farklı   tesirleri   olduğundan bahseder.  
Beslenmenin bedene şifa vermesi, hıltların dengede kalabilmesi için besinlerin hangi mevsimde, ne şekilde tüketileceği en az besin özellikleri kadar önemlidir. Beslenme metodu temelli beslenme reçeteleri mizaçlar ve mevsimlere göre düzenlenmelidir. Topkapı Sarayı arşivinde kayıtlı bir belgede mevsimlere göre yenecek yemeklerin listesi veriliyor.
İbni Sina nın şifa anlayışının 15. yy. Osmanlı   Mutfağı reçete çalışmalarını yürüten devrin ünlü hekimi Muhammed Bin Mahmud Şirvani nin yemek kitabında bu kültürün ve felsefenin nasıl   uygulandığını öğreniyoruz.
Şirvani, 'Mürşid' adlı eserinde İbn Sina`dan 'Şeyh', El Kanuni Fi`t Tıp eserinden de 'Şeyh Kanunu' olarak bahsetmiş, yine 'Mürşid' eserinde İbn Sina`dan alıntılarla, atıflarla şifa ve tıp yaklaşımda Sina`yı üstad olarak kabul eder. Muhammed Bin Mahmud Şirvani: 'Ademoğlunun yaşamda sekiz tada ihtiyaçhissettiğini gözledim. Sekiz tat yemek, içmek, giyinmek, yuva kurmak, koklamak, temas etmek, duymak ve söylemektir. Sekiz tattan insan evladı için en önemlileri yemek ve içmektir. Bedenin tazeliği ve diriliği insan evladının yeme &ndash içmesine bağlıdır, ikisi olmadan bedenin tazeliği gider ölü hale gelir.' der.
Şirvani, yemeklerin sindirimi konusuna da ayrıca kafa yormuştur.   Yemek vakitleri sayılırken mutlaka karnın iyice acıkmış olması, bir önceki yemekten sindirilmemiş bir şey kalmaması istenir.
Besinler kolay sindirilip sindirilmemesine göre de sınıflandırıldı.

Lâtif Gıdalar:

Fazla hılt artığı bırakmadığından lâtif gıdaların çoğu sindirilir ve ve pek az artık madde kalır. Lâtif gıdalar besin artıklarının boşaltılmasına da yardımcıdır.

Kan hıltını kaynatarak kanın yanmasıyla sonuçlanan lâtif gıdaların tüketilmesi safra yaparak safra miktarını arttırır. 
Galî z Gıdâlar:
Galî z besinler nemi ve balgamı arttırdığından gereğinden çok
balgam üretilir. Galî z gıdâlar bedenin kuvvetini çoğaltır, insanı
semirtip şişmanlatır.
Galî z besinler çok açken ve az yenmelidir ki iyi sindirilsin, çünkü galî z yiyecek ve içecekler hazımsızlık yapar. Eğer galî z yemek yenirse bu tıkanıklığı açacak nesneler yenmelidir ki, bunlar latif gıdalardır.

Not: Konuyla alakalı yazımız devam edecek!