Uzun bir yaz tatilinin ardından kısa bir süre sonra tahsil çağındaki çocuklar için 2019-2020 eğitim-öğretim yılının ders zili çalacak. Yeni eğiim öğretim yılının hayır ve bereketlere, yepyeni irfani, insani ve vicdani ufuklara kapılar aralamasını niyaz ederken  bundan bir asır öncesine, Osmanlı da mektebe başlama merasimlerine  min Alaylarına göz atmakta fayda mülahaza ediyoruz.

Osmanlı Devleti nde eğitime özel önem verilirdi. Çocuklar dört yaşına geldiklerinde mektebe başlardı. Çocukların dört yaş, dört ay, dört günlük iken mektebe başlatılması eski bir Osmanlı âdetiydi. Osmanlı İstanbul`unda 14`üncü yüzyıldan 20`inci yüzyılın başlarına kadar anaokuluna başlayacak çocuklar için özel merasimler düzenlenirdi. Bu merasimlere yoğun olarak 'Â min Alayı' denilmekle birlikte 'Bed-i Besmele' ve 'Dua Alayı' isimleriyle de anılırdı. Â min Alayları genellikle kandil günlerinde düzenlenir, bu mümkün olmuyorsa Pazartesi ya da Perşembe günleri tertip edilirdi.

Osmanlı İstanbul`unda çocuklar mahalle okullarına özel bir alayla gitmeye başlardı. Merasimlere çocukların ailelerinin ve akrabalarının yanı sıra mahalleli de katılırdı. Zengin aileler ve İstanbul`un kibar ahalisi nezdinde düğünler kadar önem verilen âmin alaylarının hazırlıkları programdan aylar, haftalar öncesinden başlar, Hint çitarisinden entari, kıymetli kumaşlardan bele sarılmak için şal, inci düğmeli kâtibî kavuk, cübbe ya da mevsimine göre kürk, sarı renkli pabuçya da mest, bele sokmak için oyuncak kılıçalınırdı. Bu arada anneler evlerinde kadife kumaşlar üzerine sırma işlemeli cüz keseleri dikmekle meşgul olur, sahaflardan Elif-Bâ cüzleri tedarik edilir, aile büyüklerinden kalma rahleler elden geçirilerek cilalanır, yumuşak minderler doldurulurdu.

İstanbul daki pek çok merasimde olduğu gibi  min Alayı nda da ilk önce Ebâ Eyyüp Halid Bin Zeyd El Ensari Hazretleri`nin türbesi (ra) ziyaret edilir, burada çocukların mektep hayatlarının başarılı geçmesi ve ailelerinin, anne-babasının, kardeşlerinin geleceği için dualar edilirdi. Eyüp Sultan dışında İstanbul`daki sair evliya türbelerinin, Baba Cafer`in, Yahya Efendi`nin ve Fatih Sultan Mehmed Han`ın türbelerinin ziyaret edilmesi de âdettendi. Çocuklar türbelerde tesbihten geçirilir ve türbedarlara nefes ettirilirdi. Eyüp Sultan`daki, Fatih türbesindeki ve sair yerlerdeki ziyaretler bittiğinde sıra evlerdeki programa gelir, çocuklar aile büyüklerinin ellerini öper, evlere davet edilen ilahiciler çocukların gönüllerini en güzel ilahilerle alırdı.

Hocalara vakitlice haber ulaştırılır, âmin alayına katılacak çocuklar Perşembe günü sabah namazına kaldırılır, hilâli denilen ay şeklinde beyaz gömleklerinin üzerine yelekli mintan ve beyaz çoraplar giydirilir, sağ omuzdan sol tarafa doğru boyunlarına cüz keseleri asılırdı. Mektebe başlayacak çocuklar birer ikişer evlerinin önüne çıkmaya başladıkları esnada ilahicilerin âvâzı işitilmeye başlanır, kendilerine 'âminci' denilen hocaların 'Â min, Â min, Â min' nidalarıyla mahalle sakinleri birer ikişer toplanmaya başlar, evin önünde büyük bir kalabalık oluşurken lokma dağıtılır, ilahiler okunur, mahallenin imamı, ilahi faslı sona erince, dua eder, herkes bulunduğu yere oturarak duaya 'âmin'lerle karşılık verirdi. Dua bittikten sonra tekrar ilahiciler devreye girer, ilahi sesleri ile 'âmin'ler birbirlerine karışır, mektebe başlayacak çocuklar atlara, Midillilere, faytonlara bindirilir, okulun idarecileri ve muallimleri atlara 'yürü' komutunu verdiklerinde âmin alayı harekete geçerdi. Alayın en önündekiler ellerinin üzerinde rahleleri, elif-ba cüzlerini, minderleri, yastıkları ve çocukların sair eşyalarını taşır, çocukların anne-babaları, komşuları, akrabaları okulun kapısına kadar âminlerle ilerlerdi. Okula varıldığında kapının önünde kurban kesilir, çocuklar için, aileler için, devlet ve padişah için dualar edilerek gülbank okunurdu.

Çocuk mektebe adımını atar atmaz hocasının ellerini öper, dizinin dibine oturur ve hocası, Besmele yle birlikte ilk ders olan elifi göstererek 'Rabbi yessir' duasını okuturdu. Çocuk işittiklerini tekrar ettiğinde etrafındakiler 'âmin' der ve böylece merasim tamamlanmış olurdu.

Fakir ailelerin çocukları ise babaları tarafından mektebe götürülür, hocaya okutması için ricada bulunulur ve çocuklar hocalarının ellerini öperek eğitim hayatına ilk adımlarını atardı. Orta halli aileler çocuklarına okul kıyafetlerini giydirir kızların saçlarına, erkeklerin feslerine süsler takılarak mektebe götürülür, hocalarına küçük hediyeler takdim edilip dualarla eğitime başlanırdı.

Sarayda mektebe başlayacak şehzadeler için şenlik havasında günler süren törenler düzenlenirdi.